Kur'an tekrarlarındaki tevafuklar

Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih, "Kur'an tekrarlarındaki tevafuklar" başlıklı dikkat çeken bir köşe yazısı hazırladı.
         Benzer ve zıt kelimelerin Kur’an’da tekrarlarından doğan tevafuklar düşündürücüdür. Mesela Bitki 26 defa Ağaç 26 defa Yedi sema 7 defa göklerin yaratılışı 7 defa.  Zekat 32 defa Bereket 32 defa. Şarap 6 defa sarhoşluk 6 defa. Rahmet 79 defa Hidayet 79 defa “De”  kelimesi 332 defa  “Dediler”  332 defa. İyiler 6 defa Facirler 3 defa “Sizi yarattı”  16 defa “Kulluk”  16 defa  “Gün 365 defa, “Günler” 30 defa,  “Ay” 12 defa.

         Yaradılışla ilgili âyetlerde buyuruluyor ki: “Arzda, onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti,  onda bereketler yarattı ve isteyip – arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan semâya yöneldi; böylece ona ve arza dedi ki: ‘İsteyerek veya istemeyerek  gelin’  İkisi de: ‘İsteyerek (itaat ederek)  geldik’  dediler.”  (Fussilet Suresi, 10-11)

         Âyette geçen “duhan”  (duman),  ilim ve fennin tesbit ettiği sıcak gaz halinde bir kütle demektir.

         “O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (ilk başta) göklerle arz birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?” (Enbiya Suresi, 30)  Evet gökler  ve arz beraber iken, sonra birbirlerinden ayrılıp bütün sistemler gibi güneş sistemi de ayrılıp var edildi. (Bin Bang ile)  ilk yaratılışla bir tomurcuk gibi açılıp büyüyerek  iç içe sistemler var edildi. Modern ilmin Kur’an’ın ortaya koyduğu gerçeğe yaklaşabildiği kadarıyla  bir benzerliğin bulunduğu âşikar.)

         “Allah, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’  içinde yedi gök yaratmış olanıdır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’  göremezsin. İşte gözünü çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.” (Mülk Suresi, 3-4)

         “Errahman. Kur’an’ı öğretti. Güneş ve ay bir hesap ile hareket ederler.  Yıldızlar ve bitkiler hep secdedirler. Semayı da bu âhenkle O, yükseltti ve bu mizânı (ölçü ve dengeyi)  koydu ki, siz de ders alıp ölçü dışına taşmayasınız.”  (Rahman Suresi, 1-8)

         Kâinattaki milyarlarca yıldız ve galaksi mükemmel bir uyum içinde kendileri için tesbit edilmiş yörüngelerinde hareket ederler. Yıldızlar, gezegenler  ve uydular hem kendi etraflarında, hem de, bağlı oldukları sistemlerle birlikte dönerler. Hatta bazen içinde 200-300 milyar yıldız  bulunan galaksiler birbirlerinin içinden geçip giderler. Bu geçişte, evrendeki büyük düzeni bozacak herhangi bir çarpışma olmaz.

         “Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bu rüzgarlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan)  ölmüş bir şehre sürükleyiveririz de böylelikle bütün  ürünlerden çıkarınız.”  (Araf Suresi, 57)

         “O size şimşeği korku ve umut olarak gösteren, (yağmur yüklü)  ağırlaşmış bulutları  (inşa edip)  ortaya çıkarandır.” (Ra’d Suresi, 12) Ağır bulutların hafif  havada durmasını izah etmek için çeşitli teoriler ileri sürülmüştür. Önceleri deniliyor ki:  “Bulutlar küçük su taneciklerinden meydana gelmiştir. Bunlar sabun köpüğü gibi olup, içleri hava ile doludur. Bu hava dışarıda olan havadan daha sıcak ve hafif olduğundan, bulutlar havada asılı kalabiliyor.”  Bu meseleyi tam bir ilmi araştırma imkânı olunca, bu taneciklerin boş değil dolu oldukları anlaşıldı. En sonunda, Kur’an’ın “Rüzgarları yüklü ağır ağır bulutları hafif bir şey gibi kaldırıp yüklendiği zaman”  (Araf Suresi,  57)  ifadesindeki gerçekte karar kılındı. Yel değirmenlerini çeviren, kum taneciklerini savuran Rüzgar enerjisi, bulutları da havada tutuyor, İlâhî iradenin istediği taraflara da taşıyordu.

         Evet “zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşiyor.”
01 Ocak 2025 15:15
DİĞER HABERLER