Et fiyatlarındaki artışı ranta çevirmek isteyen fırsatçılar, akıl almaz yöntemlere başvuruyor.
Lübnan, İran ve Suriye'den yasa dışı yollarla getirilen hormon ilaçlarının kurbanlıklara enjekte edildiği ortaya çıktı. Bu sayede küçükbaş hayvanların 15-20, büyükbaşların ise 50-60 kilogram fazla geldiğini belirleyen veteriner hekimler, Tarım Bakanlığı'nı denetimleri artırmaya çağırdı.
Spekülatörler yüzünden et fiyatları yüksek seyretmeye devam ederken, sektöre bir darbe de hormonlu ilaç kullanan üreticilerden geldi. Kesimden birkaç ay önce hayvanlara enjekte edilen hormonlu ilaç sayesinde kurbanlıkların küçükbaşlarda 15-20, büyükbaşlarda ise 50-60 kilogram fazla geldiği öne sürülüyor. Fırsatçıların bu sayede hayvan başına 450 ile bin 500 lira arasında fazladan rant elde ettikleri belirtiliyor. Şanlıurfa başta olmak üzere sınıra yakın bölgelere Lübnan, İran ve Suriye'den yasa dışı yollarla gelen hormon ilaçlarının özellikle Doğu bölgelerinde bazı veteriner hekimler tarafından piyasaya sürüldüğü iddiası ise olayın vahametini artırıyor. İddiaları doğrulayan sektörde önde gelen bir işadamı, Tarım Bakanlığı'nı Kurban Bayramı öncesinde hayvan pazarlarını ve üretim tesislerini sıkı denetimden geçirmeye çağırdı. Edinilen bilgilere göre, bölgedeki bir kısım veterinerler yurtdışından getirdikleri ilaçları alım fiyatlarının 5 katına piyasaya sürüyor. Aynı kişiler, Tarım Bakanlığı onaylı bazı ilaçları raflarında tutarken, hormon ilaçlarını ise raf altlarında gizli olarak satıyor.
Gıda sektöründe yaşanan çarpıklıklara bir yenisi daha eklendi. Dünya devi bir şirketin bakterili etleri piyasaya sürmesinin ardından, şimdi de bazı büyük ve küçük ölçekli çiftlik sahiplerinin kesimlik hayvanlara hormon ilacı verdikleri iddia ediliyor. Hayvanları en az 50-60 kilogram arasında ağırlaştıran hormon ilacı, iğne ile kaslara enjekte ediliyor. Küçük şişelerde ve 10-50 gram dozajlarında satılan ilaçların maliyeti 50-250 lira arasında değişiyor. Edinilen bilgiye göre bölgede bulunan bazı veterinerler, yurtdışından getirdikleri ilaçları alım fiyatlarının 5 katı üzerine piyasaya sürüyor.
Ahlaklı bir tüccarın böyle bir yönteme başvurmayacağını belirten sektörün önemli bir temsilcisi, bazı çevrelerin daha fazla kazanmak adına bu yola başvurduklarını ifade ediyor. Hormon ilacının kesime birkaç ay kala hayvanlara enjekte edildiğini vurgulayan işadamı, bunun sonucunda hayvanın olduğundan 50-60 kilo daha ağır geldiğini kaydediyor. Bir kilo etin 30 lira olduğu dikkate alınması halinde bu yola başvuranlar, her hayvandan yaklaşık bin 500 ile bin 800 lira arasında haksız kazanç elde ediyor. Bu yönteme süt hayvancılığının yapıldığı bölgelerin haricinde İç Anadolu ile Doğu ve Güney bölgesinde sıklıkla başvurulduğunu anlatan sektör temsilcisi, bu ilacın tespitinin çok zor olduğunu, bayram öncesi Tarım Bakanlığı'nın denetimlerini sıklaştırması gerektiğini belirtiyor.
İlacın kullanım süreci hakkında bilgi veren veteriner hekim Aziz Yalçın, hormon ilaçlarının kullanımının ardından hayvanların ciddi oranda kilo almaya başladıklarını ifade ediyor. İlaç verilen hayvanların 6 aydan önce kesilmemesi uyarısında bulunuyor. Yalçın, bir hayvanda hormon kullanılıp kullanılmadığının ancak laboratuvar analizleriyle ortaya çıkacağını kaydediyor. İlacın hayvanlarda kilo aldırarak kas yaptırdığını belirten Yalçın, bunun sonucunda bir hayvanın 40 gün içerisinde en az 20 kilo aldığını dile getiriyor. Yalçın, bunun yanında bu hormon ilaçlarının özellikle ademin ilacı ile karıştırılmaması uyarısında bulunuyor. Ziraat teknisyeni ve ilaç bayii Yusuf Yıldıral ise bu hormon ilacının doğu bölgelerine Suriye'den, batı bölgelerine ise Bulgaristan'dan giriş yaptığını kaydediyor. Kurban öncesi zayıf hayvanların toplanarak besiye alındığını ve ardından hormon iğnesi vurulduğunu belirten Yıldıral, bir ay içinde bu hayvanların en az 60-70 kilo aldığını belirtiyor. İlaç kullanılan hayvanlarda et kalitesinin düştüğünü kaydeden Yıldıral, bu uygulamanın yıllardan beri Türkiye'de uygulandığını söylüyor.
KEMİK İĞNESİ İLE KARIŞTIRILMASIN
Doğu Anadolu'da hayvancılık yapan bir besici ise hayvanlarının uzun süreli besiye alınmasıyla birlikte hayvanlara ademin (kemik iğnesi) vurduklarını belirtiyor. Bu iğnenin vurulma gerekçesi olarak besilik hayvanların güneşe çıkmamasını gösteren besici, aksi halde hayvanlarda kemik erimesinin meydana geldiğini dile getiriyor. Ademin iğnesinin izin dahilinde vurulduğunu kaydeden besici, bazı kesimlerin daha fazla para kazanmak adına farklı yöntemlere başvurduğunu dile getiriyor.
Geçen yılın başından itibaren et fiyatlarında tırmanış gözlenmişti. Kuşbaşı etin kilosunun 40 liraya kadar ulaşması üzerine Tarım Bakanlığı ithalat kararı aldı. Et Balık Kurumu (EBK), yurtdışından belli bir oranda canlı hayvan ithalatına başladı. Bu hamle fiyatları birkaç lira geriletse de bu durum genele yansımadı. Fiyatların yeniden tırmanışa geçmesi üzerine ise bakanlık bu defa da büyük firmalara kesilmiş et ithalatına izin verdi. Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde hem et fiyatlarının hem de kurbanlık fiyatlarının artışa geçmesi dar gelirli vatandaşları düşündürüyor.
Kurbanlık hayvanların Avrupa yakasına geçmesi yasak
Tarım Bakanlığı'nın muhtarlıklar aracılığıyla hayvancılıkla uğraşanları uyarmasına rağmen, Anadolu'dan Trakya bölgesine kurbanlık götürmek için başvuruda bulunan olmadı. Kurbanlık için üç ay önce başvuru şartı arandığı için bayramda İstanbul Avrupa yakasına Anadolu'dan küçük ve büyükbaş hayvan girişi yapılamayacak. Tarım Bakanlığı yetkilileri, bölgenin şap hastalığından arilik statüsünün devam etmesi için her türlü tedbiri aldıklarına işaret ediyor. Bakanlık, vatandaşların mağdur olmaması için 150 bini küçükbaş olmak üzere toplamda 200 binin üzerinde kurbanlık ithal edilmesini planlıyor. Tarım Bakanlığı, 'Kasaplık ve Besilik Sığır Cinsi Hayvanların İthalatında Kontrol Belgesi Alınabilmesi İçin Aranacak Şartlar Hakkında Tebliğ'de değişiklik yaptı.
Düzenlemeye göre, ithal edilecek sığırlar, kültür ırkı veya bunların melezleri, belirlenen sağlık şartlarını taşıyacak. Tebliğe eklenen geçici madde uyarınca da fiili ithalatı 19 Kasım 2010 tarihine kadar gerçekleştirilmek üzere, kurbanlık amacıyla Trakya bölgesine ithal edilen kasaplık canlı sığırlar, burada yer alan yetiştirici veya ithalatçı işletmesine, hayvan pazarlarına ve kurban toplama merkezlerine sevk edilecek. Kurbanlık hayvan ithalatını değerlendiren Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, bölgedeki vatandaşın kurbanlığı daha ucuza temin edebileceğini, kilosu 25-30 liradan satılan koyun etinin ithalatla birlikte düşeceğini kaydetti.
Kurban Bayramı öncesi şap endişesi
Kurban Bayramı'na 1 ay kala besiciler şap paniği yaşıyor. Türkiye'de 40'a yakın yerde hastalık sebebiyle karantina uygulanıyor. Süt ile et veriminde ciddi kayıplara sebep olan hastalığın küçük ve büyükbaş hayvanlarda yayılmasının önüne geçmek için muhtarlar alarma geçirildi. Küpesi olmayan, sağlık karnesi bulunmayan kurbanlıkların kamyona yüklenmesine izin verilmiyor. Besiciler ise sağlam hayvanları dahi satamamaktan korkuyor. Kastamonu'da besicilik yapan Mustafa Palancı, şehirdeki bazı ilçelerde şap hastalığının görüldüğünü, ancak kendilerinin de pazara kurbanlık çıkarmakta zorlandıklarını dile getirdi. Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir ise hastalığın etkisinin geçtiği bölgelerde karantinanın kaldırıldığını belirterek, "Şap riski devam eden yerlerde karantina sürüyor." dedi. Aydemir, kurbanlık alacaklara şu uyarılarda bulundu: "Kimliksiz hayvanın hareketini kabul etmiyoruz. Sağlık sertifikası ve nakil izin belgesi olacak. Dezenfekte edilen kamyonla taşınacak. Hastalık olan hastanın nakli söz konusu olamaz." Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin ise Anadolu'nun tamamına yakınında şap hastalığı görüldüğünü savundu.
Tedbir aldık, kurbanlık sıkıntısı yaşanmayacak
Tarım Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin gıda ve gıda güvenliği ile ilgili bir probleminin olmadığını söyledi. Eker, Türkiye'nin son dönemde küresel bütün problemlerin çözümünde görev aldığını ve gelişmekte olan ülkelere ekonomik destekte bulunarak çözümü hızlandırdığını kaydetti. Dünyada 925 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Eker, bu insanları besleyecek gıda olmasına rağmen ticari bazı politikalardan dolayı açlıkla karşı karşıya bırakıldığını dile getirdi. Bakan Eker, Dünya Gıda Günü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 65. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen toplantıya katıldı. Programın ardından Zaman'ın sorularını cevaplandıran Eker, Anadolu'da etkisini sürdüren şap hastalığı konusunda gereken önlemleri aldıklarını, Trakya bölgesinin ihtiyacının karşılanması için ithalat yaptıklarını dile getirdi. Anadolu yakasından Avrupa'ya hayvan geçişinin olmayacağını ifade eden Eker, "3 yıldan beri Asya'dan Avrupa'ya hayvan geçişi zaten yapılmıyor. Trakya bölgesini şaptan ari tutmak istiyorduk. Ari belgemizi aldık. Sertifikamızı aldık. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre de Türkiye'de Trakya bölgesi, şap hastalığından ari bir alan haline geldi." şeklinde konuştu. Amaçların Trakya'yı ihracat üssü haline getirmek olduğunu açıklayan Eker, "Anadolu yakasına hayvan getirenler hayvanlarını buralarda satacak. Avrupa yakasında üretilenler de oraya satılacak. Tedbirlerimizi aldık, Kurban Bayramı'nda herhangi bir sorun beklemiyoruz." dedi.
ZAMAN