Rodos adası açıklarında 100’e yakın göçmeni taşıyan bot battı, Nusaybinli bir baba ve 3 yaşındaki oğlu kayıp. Botta Kızıltepe Belediyesi eski Meclis Üyesi Şadiye Aslan da bulunuyordu. Aslan, "Can pazarı yaşandı” dedi.
ozgurpolitika.com'dan Erdoğan Zamur'un
haberine göre Muğla’nın Marmaris ilçesinden 24 Ağustos Pazartesi günü İtalya’ya doğru yola çıkan ve mültecileri taşıyan bot Yunanistan’ın Halki Adası açıklarında battı. Kapasitesinin üzerinde kişinin bindirildiği bot gece yarısı Halki Adası yakınlarında alabora olunca göçmenler ölümle yüz yüze kaldı. Botta, Türkiye ve Kürt coğrafyasından 40'a yakın kişinin dışında Afgan, Suriyeli Arap ve Somalilerin olduğu öğrenildi.
92 kişi kurtarıldı
Yunan Sahil Güvenliği, Rodos Adası'nın batısında bulunan Halki Adası açıklarında batan bottan 92 kişinin kurtarıldığını açıkladı. Batan bottakiler için başlatılan arama-kurtarma çalışmalarına beş gemi ve iki askeri helikopterin yanı sıra bir donanma gemisi ve beş sahil güvenlik botunun katıldığı aktarıldı. Yetkililer, bottaki yolculardan aldıkları bir imdat çağrısı üzerine harekete geçtiklerini belirtti. Botta toplam kaç kişi olduğu ve sığınmacıların milliyetlerine ilişkin resmi açıklama ise yapılmadı.
Kayyum sonrası göçmen
Batan bottan kurtarılan aralarında çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu sığınmacılar Rodos Adası’na götürüldü. Botta bulunanlardan Şadiye Aslan Özgür Politika'ya konuştu. Aslan, Kızıltepe Belediyesi eski Meclis Üyesi. Belediyeye kayyum atandıktan sonra tutuklanan ve bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan Aslan geçtiğimiz günlerde 'Mardin KCK Davası’ndan 6 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
300 kişiyi de taşır!
Telefonla ulaşılan Şadiye Aslan çok fazla insanın bindirildiği botun alabora olduğunu belirterek, yaşadıkları trajediyi şöyle anlattı: "Pazartesi gece saat 11 gibi Marmaris’ten çıktık, bizi bir ormana bıraktılar. Orada 2 saat bekledik, daha sonra 2 saatten fazla yürüyerek sahile indik. Sahilde bizi tekne bekliyordu. Bize 60 kişinin bineceği söyleniyordu ama sayı çok fazlaydı. Biz, 'Bu bot bu kadar insanı taşımaz' diye itiraz ettik. Ancak adam 'Bir şey olmaz taşır, 300 kişiye yakın insanı da taşır' dedi. Biz başta böyle olduğunu bilseydik binmezdik.
Denizin ortasında can pazarı
Bir süre yol aldıktan sonra bot delikti ve su almaya başladı. Sürekli suyu boşaltarak yol almaya çalıştık. Hatta su motoru getirip suyu tahliye etmeye çalıştılar ancak bot sürekli su almaya başladı. Sonra batmaya başladık. Çevremizde Çin ve diğer ülkelere ait yük gemileri vardı. Ancak kimse bize yardım etmiyordu. Bütün imdat çağrılarımıza rağmen adeta film izler gibi bizi izliyorlardı.
İnsan tüccarı kaçtı
Biz yola çıkarken bütün telefonları toplamışlardı. Batmaya başlayınca telefonları dağıttılar. O esnada telefonla arama yapmak isteyen Afgan kadının telefonunu alıp denize attılar. Kaçakçı önce kendi akrabalarına can yeleği verdi. Sonra bir bota binip uzaklaştı. Biz de can yeleklerini giydik, çünkü artık iyice batmaya başlamıştık.
Gözümüzün önünde kayıp gittiler
En son aklıma Almanya’daki yakınımı aramak geldi. Haber verdim, bir süre sonra Yunan sahil güvenlik yardıma geldi. Daha sonra çevrede önce hiçbir şey yapmadan bizi izleyen yük gemilerinden de yardım edilmeye başlandı. Gözümüzün önünde insanlar kayıp gitti.
Baba ve oğlu kayıp
Bildiğimiz kadarıyla kayıp insanlar var. İsmini bildiğimiz Yunus adlı Nusaybinli bir baba ve 3 yaşındaki oğlu Hasan kayıp. Eşi şu anda krizi geçirmiş durumda.
5 kişi Türkiye’ye götürüldü
Aldığımız bilgilere göre 5 kişi de Türkiye tarafına götürülmüş. Türkiye’ye götürenlerden adını bildiğimiz Hında, Şükriye ve Dilgeş. Onların Türkiye’de olduğu yönünde bilgimiz var. Hala bilgisini almadığımız arkadaşlarımız da var.
Sığınma hakkı bekliyorlar
Biz şu anda Rodos Adası’nda bir yere kapatılmış durumdayız ve ne olacağı yönünde bir bilgiye sahip değiliz. Burada 4 parça Kürdistan’da 40’a yakın insan var. Kürtlerin dışında Afgan, Suriyeli Araplar ve Somaliler de var."
Türkiye müdahale mi etti?
Yunan basınında haberlere göre Türk tarafınının arama-kurtarma çalışmalarına müdahale etti. Haberlerde, kurtarma operasyonuna katılan helikopterin lazerle taciz edildiği, Türk sahil güvenliğin Yunan Donanması’na ait bir tekneye çarpma girişiminde bulunduğu yazıldı. Söz konusu bilgilere ilişkin ise Aslan şunları söyledi: "Arama kurtarma çalışmaları başlarken bir can pazarı yaşanıyordu. Havada 2 tane helikopter vardı ama bu helikopterler hangi ülkeye aittir bilmiyorum. O anda ciddi bir can pazarı yaşanıyordu. Artık ölümü hissediyordum. İlk aklıma gelen o esnada kimin kurtarıldığı idi. Çünkü çok sayıda tanıdık arkadaşım vardı. Kimlerin müdahale ettiğini bilmiyorum. Şu anda gözümün önünde kayıp olan insanlara ne olduğunu merak ediyorum."
Şans eseri kurtuldular
Şadiye Aslan’ın telefonla ulaşarak yardım talep ettiği Almanya’daki yakını İlyas Yalçın, uzun uğraşlar sonucu kamuoyunu harekete geçirebildiklerini söyleyerek onlarca kişi için ölümün kıyısından dönüldüğünü söyledi. Botta bulunanların yardım gidene kadar 3-4 saat batmamak için uğraştıklarını söyleyen Yalçın, "Şans eseri çoğu kurtuldu ancak kayıp olanlar var" dedi. Bottan kurtulanların Rodos Adası’nda tutulduğunu aktaran Yalçın, "Henüz hiçbir işlem yapılmamış. Ölümden şans eseri kurtuldular. Orada bulunanların en büyük kaygısı yeniden Türkiye’ye gönderilmek. Çoğu Türk devletinin zulmünden kaçan insanlar. Ölüm ve cezaevi tehdidi altındalar. En kısa zamanda sığınma başvurularının kabul edilmesini bekliyoruz" dedi.