Kürtçe, Zazaca ve Arapça ileri düzeyde de öğrenilebilecek
-YÖKün onayı ile DÜde kurulan Sürekli Eğitim Merkezinde
açılan ve yoğun talep nedeniyle 3üncü dönemi başlayan
kurslarda Kürtçe, Zazaca ve Arapça temel ve orta düzeyin
ardınd
DİYARBAKIR (A.A) - Sema Kaplan - Dicle Üniversitesinde (DÜ)
halka açık düzenlenen ve yoğun talep nedeniyle 3üncü dönemi başlayan kurslarda
Kürtçe, Zazaca ve Arapça temel ve orta düzeyin ardından ileri düzeyde de
öğrenilebilecek.
YÖKün onay verdiği yönetmelik doğrultusunda DÜde açılan Sürekli Eğitim
Merkezi ve Yaşayan Diller Merkezi işbirliği ile düzenlenen Kürtçe, Zazaca ve
Arapça dil kurslarına katılan, aralarında öğretim üyeleri, öğretmenler,
avukatlar, doktorların da bulunduğu farklı meslek gruplarından kursiyerler, 3
aylık periyotlar halinde düzenlenen kursta, Kürtçe, Arapça ve Zazacayı
hazırlanan bir müfredat kapsamında hem gramer hem de pratiğe dayalı olarak
öğrenme fırsatı buluyor.
Yoğun talep nedeniyle 3 dil öğreniminde 3üncü dönemine girilen merkez,
Süryanice dil öğrenmek için gelen talepleri de değerlendirmeye aldı.
Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Çoban, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, ilk etapta 24 kişilik bir sınıf ile başladıkları kurslarda
3üncü döneme girdiklerini ifade ederek, bu yıl kurslara çok daha büyük bir
rağbet olduğunu, gelen her talebi ciddiyetle değerlendirip yardımcı olduklarını
söyledi.
Çoban, yoğun ilgi nedeniyle kursların temel düzeyinin ardından orta ve
yüksek düzeylerini de açtıklarını vurgulayarak, vatandaşlardan olduğu gibi
kurumlardan gelen talepleri de değerlendirdiklerini belirtti.
Amaçlarının bölge halkının taleplerini yerine getirmek olduğuna dikkati
çeken Çoban, şöyle dedi:
Bize, ben şu kursu almak istiyorum diyenler ile ben şu kursu vermek
istiyorum diyen akademisyenlere kurs açılması için ortam oluşturuyoruz. Bu
kapsamda düzenlediğimiz Kürtçe dil kursunda 2 dönemde yaklaşık 200, Zazacada 50,
Arapçada ise 20 kişi eğitim aldı. Dil bireysel çaba ile başarılır. Burada
kursiyerler gerekli teorik bilgiyi alıyorlar, verdiğimiz materyallerle de bunları
pekiştirerek geliştiriyorlar. Kursa katılanlara 3 aylık eğitimin ardından ciddi
bir sınav yapıyoruz. Devam durumu ve başarıyı göz önünde bulundurarak sertifika
veriyoruz. 2 tür seviye belirleme sınavı yapıyoruz. Orta ve ileri düzeye geçiş
sınavı. Orta düzeyde başarılı olan kursiyerleri orta düzeyden, ileri düzeyde
başarılı olanları da ileri düzeyden başlatıyoruz. Bu kapsamda temel eğitimi
bitirenler orta düzeye, orta düzeyi bitirenler de ileri düzeye devam etmiş
olacaklar.
-Personel ve idareci öğrenmek istiyor-
Çoban, Kürtçe dil kursu için aynı kurumda çalışan bir personel ile bir
idarecinin aynı sınava girdiğini gördüğünde hem duygulandığını, hem de mutlu
olduğunu ifade ederek, bunun kurumsal kimliği ve unvanı ne olursa olsun bu dili
öğrenmenin insani bir talep olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
Personel de idareci de öğrenmek istiyor. İyi ki biz bu kursları açıyoruz
diyen Çoban, dil öğrenmenin ortak bir talep ve gereksinim olduğunu kursa
katılanları gördükçe bunu daha iyi anladıklarını vurguladı.
Çoban, hedeflerinin üniversite olarak halk ile kurum ve kuruluşlara iyi bir
hizmet sunmak olduğunu vurgulayarak, Buradan aldıkları sertifikayı mahkemeye
verdiklerini ve yeminli bilirkişi olacaklarını söyleyen kursiyerlerimiz var. Bu
son derece sevindirici. Kursumuza katılanların bu dili öğrenmek için pek çok
sebepleri var. Bu, aynı zamanda verdiğimiz eğitim ve sertifikanın ne kadar
güvenilir olduğunu da gözler önüne seriyor dedi.
-Kürtçenin gramerine ilişkin ön yargılar -
Çoban, Türkiyede bu dillerin öğreniminin birçok nedenden dolayı gecikse de
üniversite olarak bu konuda bir doğallığı yakaladıklarını ifade ederek,
taleplerin ve merkez olarak bu taleplere yaklaşımlarının doğal seyrinde sürdüğünü
söyledi.
Bu imkanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Çoban, şunları
kaydetti:
Devletimizin demokratik açılımı halkın taleplerine daha duyarlı olması,
vatandaşta taleplerini dile getirme hevesini artırdı. Bu talepler de ciddiye
alınıp karşılık bulunca daha büyük bir heves oluşmuş oldu. Ancak Türkiyede ciddi
bir dil fobisi var. Bunun tarihi temelleri de var. Belki dil ideolojik olarak
Türkiyede çok tartışma konusu oldu. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana dile hep
ideolojik olarak yaklaşıldı. İnsanlarımız bir dil öğrenirken gramer öğrenmeden
korkuyorlar. Amerika büyükelçisi Türkçe konuştuğunda hiçbirimiz Bir büyükelçi
böyle bozuk bir Türkçe konuşur mu- demiyoruz. Ama bizden birisi İngilizceyi
imkânları ölçüsünde konuşmaya çalışsa bu eleştiriyi getiriyoruz. Biz
kurslarımızda bunu yapmıyoruz. Kurslarımızda bireyin kendini ifade etmesi, pratik
hayatta mesleğini icra ederken iletişim kurabilmesi için pratiğe ağırlık versek
de ebetteki gramer de çok önemli. Kürtçe bugüne kadar üzerinde çalışılan veya
eğitim kurumlarında öğretilen bir dil olmadığı için grameri konusunda ön yargılar
var. Biz bu ön yargıları kırmak için vatandaşlardan ve kurumlardan gelen
talepleri karşılamayı sürdüreceğiz.
Yayıncı: Behçet Güngör