Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı Suriye'de kurulacak PKK/KCK devletine dikkat çekti ve tehlikeleri yazdı.
Gültekin Avcı yazısının son kısmında özellikle Türkiye'nin Suriye'deki bazı gelişmeler karşısında ağır kaldığını belirtti ve önemli sorular sordu... İşte o yazı.
Kürt devletine mi karşıyız KCK devletine mi?
Suriye'ye bakışımızı şekillendiren asli soru bu.
Tüm dünyanın terör örgütü kabul ettiği ve terör listesine aldığı KCK/PKK bir terör örgütü müdür?
Yıllardır masum insanlarınızı, askerinizi, polisinizi, öğretmenlerinizi öldürüyor mu?
KCK/PKK Türkiye'nin huzur ve bütünlüğü için bir tehdit mi?
Cevapları malum bu sorulara her makul kişinin "evet" dediğini duyar gibiyim.
Cevabınız evetse, KCK'nın sınırlarınızın içinde veya dışında tasarladığı her devlet modeline karşı olmak zorundasınız.
Zira kurdukları her yapı bu ülkenin aleyhine terör üretecektir.
Halen üretmeye devam ettiği gibi.
Stratejik açıdan Kuzey Irak'ta ve Kuzey Suriye'de Kürt devleti, hassas bir etnik konjonktür ve güvenlik bunalımı yaşayan Türkiye'nin âli menfaatlerine aykırıdır.
Sadece Kuzey Irak'tan yediğimiz darbelerle sanırım bunu anlayabiliyoruz.
Ama liberal açıdan KCK dışı Kürtler'in Kuzey Suriye'de devlet kurma hakkı vardır.
Her iki açının da üstünde makul ve insani bir bakışla;
Hiçbir terör örgütünün döktüğü kanların üstünde hem de ülkenizin dibinde iki tane devlet inşa etmesini aklı başında hiçbir egemen devlet kabul etmez.
Terör örgütünün devlet kurma girişiminin,
"Suriyeli Kürtler'in devlet kurma hakkı yok mu" gibi sorularla karşılanması Alfred de Musset'yi utandıran bir romantizmdir.
PYD nasıl taban bulacak sorusu
Diğer yandan Dışişleri Bakanı Davutoğlu dahil bazı yazarlar "Kuzey Suriye'de KCK/PYD nasıl hakim olacak, nasıl taban bulacak" diyorlar.
Türkiye Kürtleri üzerinde PKK nasıl bir silahlı sindirme operasyonu yaptıysa öyle.
PYD, "Suriye Kürdistanı"nın ikinci büyük partisi.
Ve PYD, PKK'nın "demokratik özerklik" söylemini Suriye'de hayata geçirdi.
Tabanını "Halk savunma güçleri" adı altında silahlandırdı ve "Halk mahkemeleri" kurdu.
KCK'ya muhalif Kürt grubu liderlerinden Geleceğin Partisi (ŞEPAL) lideri Mişel Temo PYD tarafından öldürülmedi mi?
Temo'dan sonra PYD eliyle Suriye'de çok sayıda Kürt siyasetçi kaçırılıp öldürüldü.
Mişel Temo'nun yeğeni Civan Xelef de öldürüldü.
Bölgenin 3. büyük partisi olan Şepal, bu senenin mart ayında yaptığı açıklamada ne diyordu?
"Suriye'de PYD adıyla faaliyet gösteren PKK, Kürtler'in yeni diktatörüdür... PKK yıllardır Türkiye'de şiddeti savunuyor. Bugün ise Suriye'de PYD ile bunu yapıyor. Kendini eleştirenleri tehdit ediyor, korkutuyor, kaçırıyor, işkence ediyor ve öldürüyor..."
Kuzey Suriye'deki etkili bir Kürt partisi böyle diyorsa, pembe hayallere yatmak mümkün mü?
Tüm bunlara rağmen...
Kuzey Irak'ta ve Kuzey Suriye'de KCK dışı Kürtler'in devlet kurmasına sözüm yok.
Bunlar KCK'yı bünyesine almakla birlikte zapturapt altına alıp hizaya getirecekse, BDP kaos tetikçiliği yapmayacaksa, PKK bu ülkede tek kurşun atamayacaksa yani Türkiye sakinleri huzur bulacaksa yine eyvallah.
Ama asla böyle olmayacak.
Bunun en büyük delili, her gün huzur ve güven içinde yaşadıkları Kuzey Irak Kürt yönetiminin hâkimiyet alanından gelerek evlatlarımızı vuran PKK saldırılarıdır.
Samimiyetsiz Barzani, "Terörist de olsa Kürt'ün Kürt'ü kırmasına karşıyım" diyor.
Ama bu ülkede Türkler teröristlik yapınca hapsi boyluyor, çoğu zaman da çatışmada kurşunu yiyor.
Sonuçta "Kuzey Irak'ta mevcut yapının yanında Kuzey Suriye'de de Kürt devleti kurulursa, bu ülke bölünür" hükmü, bir korkunun değil, yaşanarak kazanılan tecrübelerin sonucu.
Zira bu ahvalde "Self Determination" söylemleri, hedefi mücessem bir güç kazacaktır.
İlk kez Devlet-i Aliyye'nin parçalanmasına yönelik Wilson Prensipleri'nde zikredilen bu ilke, NATO ve BM tarafından da koruma altına alınmış durumda.
Kuzey Suriye'de özerklik ilan eden KCK/PYD, Kuzey Irak Kürt yönetimiyle anlaştı.
Biz DTK'nın özerklik ilanını sadece seyrettik.
Ciddiye almadık
Tek taraflı özerklik olmaz deyip, sanki her şey uluslararası hukukla yürürmüş gibi gelişmeye hukuksal açıdan baktık.
Oysa KCK'nın derdi hukuken değil, terör ve de facto gelişmelerle hedefe ulaşmak.
Şunu sormak zorundayım.
KCK/TM-BDP ekseni çoğunluk olduğu illerde topluca "Güney ve/veya Batı Kürdistan'a iltihak veya entegrasyon kararı alırsa ne yapacaksınız?