Kurtulmuş: İlerleme Raporu'nda basınla ilgili eleştirileri aynen iade ediyoruz

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Ordu Milletvekili Numan Kurtulmuş, Avrupa Birliği ilerleme raporunda 'medya ve yargı bağımsızlığı' ile ilgili eleştirilerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye'deki sistemin basın özgürlüğü bakımından herhangi bir demokratik ülke ile kıyas edildiğinde onlardan aşağıda kalacak durumda olmadığını savunan Kurtulmuş, "Dolayısıyla zaman zaman Avrupa Birliği'nin raporlarında Türkiye'ye karşı taraflı olarak ifade edilen bazı cümlelerden birisi olarak bunları görüyoruz. Asla kabul etmemiz mümkün değildir. Biz kendi içimizde kendi demokratik standartlarımızı sürekli geliştiren bir ülkeyiz. Bu anlamda da Türkiye'nin demokratik standartları her alanda fevkalade ciddi şekilde uluslararası sistemde iftihar edebileceğimiz bir noktadadır. Bu raporda ifade edilen cümleleri aynen iade ediyoruz bu cümleleri kabul etmemiz, bu cümleleri iyi niyetle söylenmiş sözler olarak kabul etmemiz mümkün değildir." diye konuştu.

1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi'nin ardından, 26. dönemde görev yapacak milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kayıt işlemleri devam ediyor. Meclis Şeref Holü'nde kurulan masalarda Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Ordu Milletvekili Numan Kurtulmuş kaydını yaptırdı. Kurtulmuş kayıt işlemleri sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Bu dönemin hayırlı uğurlu olmasını temenni eden Kurtulmuş, "Tabiri caizse 1 Kasım seçimleri Süper Lig'di. Süper Lig'in şampiyonu AK Parti oldu. Bundan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Takım'dır. Burada bütün partiler Meclis'e gelen 4 parti burada Türkiye'nin menfaatlerine milletimizin menfaatlerine ne varsa hep beraber el birliğiyle gönül birliğiyle Türkiye'nin sorunlarını çözmek Türkiye'yi daha ile getirmek için mücadele edeceğiz, gayret edeceğiz. Ben bütün milletvekili arkadaşlara 26. Dönemin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah Türkiye birikmiş sorunlarını ve Türkiye'yi yeni Türkiye'yi inşa etme istikametinde atması gereken adımları bu Parlamento döneminde atar diye umut ediyorum. Milletimize hayırlı uğurlu olsun. Yeni Türkiye için hayırlı mübarek olsun." açıklamasında bulundu.

Bir gazetecinin, "Avrupa Birliği ilerleme raporu yayınlandı. Medya ve yargı bağımsızlığına ilişkin ciddi eleştirilen yer alıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Kurtulmuş şöyle cevapladı: "Türkiye her hâlükârda hem seçimler dolayısıyla hem Türkiye'nin demokratik işleyişleri dolayısıyla hem Türkiye'deki güçler ayrılığı prensibinin işleyişi bakımından Türkiye'deki sistem hem de basın özgürlüğü bakımından hiçbir şekilde herhangi bir demokratik ülke ile kıyas edildiğinde onlardan aşağıda kalacak durumda değildir. Dolayısıyla zaman zaman Avrupa Birliği'nin raporlarında Türkiye'ye karşı taraflı olarak ifade edilen bazı cümlelerden birisi olarak bunları görüyoruz. Asla kabul etmemiz mümkün değildir. Biz kendi içimizde kendi demokratik standartlarımızı sürekli geliştiren bir ülkeyiz. Bu anlamda da Türkiye'nin demokratik standartları her alanda fevkalade ciddi şekilde uluslararası sistemde iftihar edebileceğimiz bir noktadadır. Bu raporda ifade edilen cümleleri aynen iade ediyoruz bu cümleleri kabul etmemiz, bu cümleleri iyi niyetle söylenmiş sözler olarak kabul etmemiz mümkün değildir."

"SURİYE'DE TERÖRE KARŞI BÜTÜN ULUSLARARASI CAMİANIN ORTAK BİR EYLEM PLANI İÇİNDE BULUNULMASI GEREKİYOR"

Başka bir gazetecinin, "Suriye'ye bir kara harekatı tartışılmaya başlandı. Hatta tarih verenler bile var. Bir kara harekatı var mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Önce şunu ifade etmek lazım. Suriye'nin geldiği nokta maalesef uluslararası camianın Suriye'deki sorunu nasıl çözeceğini bilemiyor olmasının çok açık bir sonucudur. Suriye'de barış nasıl sağlanacak, Suriye'de Suriye halkının yeni Suriye nasıl inşa edilecek, maalesef bununla ilgili uluslararası camianın ortak, herhangi bir şekilde yaklaşımlarını ortaklaştırdıkları bir projesi yok. Bütün bunların sonucu olarak 5 yıl sonunda Suriye'nin geldiği nokta şudur: Suriye köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir bölünmüştür. Dünyanın neresinde kimin kullanabileceği silahlı örgütler varsa bunların hepsi Suriye'de cirit atmaktadır. Suriye'nin oluşturmuş olduğu bu terör ortamı sadece Suriye halkına zarar vermiyor. Sadece bölgeye zarar vermiyor. Bütün dünyaya zarar veriyor. Dolayısıyla bizim beklentimiz temennimiz öncelikli olarak uluslararası camianın Suriye'de barışı nasıl sağlayacağını ve bu istikamette hangi adımlar atılacağına karar vermesidir. Geri kalanı ise işin teferruatıdır. Bu çerçevede Suriye'de görüyorsunuz. Herhangi bir şekilde IŞİD'e müdahale veya IŞİD'le mücadele adı altında neredeyse dünyanın bütün orduları Suriye'dedir. Kimisi hava saldırısı ile kimisi başka şekilde kullanmış olduğu proksi savaşları dediğimiz vekalet savaşları ile Suriye'yi tarumar ettiler ve tabi bu ortamda en fazla istifade edense terör örgütleridir. Terör örgütlerinin hareketsiz hale getirilmesi terörü Suriye'den beslendiği damarların kesilebilmesi için Suriye'de teröre karşı bütün uluslararası camianın ortak bir eylem planı içinde bulunulması gerekiyor. Kara harekatı meselesi bunun sadece bu karar alındıktan sonra yani ortak bir terörü bitirme sonlandırma noktasında bir karar aldıktan sonra bütünleşik bir planın parçası olarak uygulanırsa bir anlam ifade eder. Yoksa Suriye'de bu anlamda herhangi bir şekilde atılacak adım Suriye'deki kaosu daha da derinleştirebilir. Bunun için bizim öncelikli hedefimiz Suriye'de uluslararası camianın başından beri bizim de ifade ettiğimiz tezlere yaklaşması ve Suriye'de terörü sona erdirecek adımları atabilmesidir." cevabını verdi.

"Yani alınmış bir karar yok mu diyorsunuz?" sorusu üzerine de Kurtulmuş şunları söyledi: "Hayır. Şu anda alınmış bir karar yok. Uluslararası camianın da üzerinde ittifak ettiği bir karar yok sürekli görüşmeler yapılıyor. Şunu ifade edebilirim. Türkiye'nin görüşlerine başta uzak duran ülkelerin zaman içerisinde Türkiye'nin görüşlerine çok yakınlaştığını görüyoruz."

"Buna Rusya da dahil mi?" sorusuna Kurtulmuş, "Nihayetinde bakın bizim temel tezlerimizden birisi nedir. Suriye'de Esadsız bir Suriye'nin geleceğinin Esad'sız olmasıdır. Bunu biz kabul etsek Suriye halkı kabul etmez. Yani 350 bin vatandaşını öldürmüş canım Hama'yı, Şam'ı, Halep'i, Humusu yerle bir etmiş bütün tarihi hazinelerini yok etmiş bir diktatörle onun şahsında o rejimle Suriye halkı nasıl barışacak. Esad'ın arkasında durarak Suriye'de bir çözüm oluşturulabilmesi mümkün değil. Ben Rusya'nın da bu noktaya yaklaştığını görüyorum. Ümit ederim çok kısa süre içerisinde Esad'sız yeni Suriye'nin nasıl oluşacağı konusunda Rusya'da ortak bir fikrin içerisinde mutabakat sağlar." ifadelerini kullandı.

Başka bir gazetecinin, "Çözüm sürecinde yeni dönemde muhatabın İmralı ve HDP olmadığı söyleniyor. Neler söylersiniz?" sorusuna Kurtulmuş şu cevabı verdi: "Başından itibaren yıllardır söylediğimiz bir şey var. bu süreç sahibi de muhatabı da sürecin hakimi de milletin bizatihi kendisidir. 78 milyon vatandaşımızdır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan terörden çok çekmiş olan milletimizdir. Bu işin sahibi millettir. Geri kalan süreçse işin teferruat kısmıdır. Yani milletin bütününün sahiplendiği bir süreçtir şuan bile milletimiz terörün sonuna kadar üzerine gidilmesi terör örgütünün bütün imkanlarının yok edilmesi, silahların gömülmesi, ama nihayetinde de Türkiye'de de herkesin barış içerisinde yaşadığı özgür ve birinci sınıf vatandaş olarak yaşadığı bir ortamın huzur ve güvenlik ortamının oluşmasını istiyor. Bununla ilgili yapılan kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki, milletimiz bu huzur ve güvenlik ortamına bu barış ortamına sonuna kadar destek veriyor. Bunun dışındaki yani milletin sahipliği dışındaki her şey araçsaldır. Bu anlamda araçsal olarak bu sürece katkıda bulunacak her türlü adım atılır. Bununla ilgili olarak da başından itibaren bu işin muhatabı olarak milleti görüyoruz. Bunun demokratik bir süreç olarak görülmesi gerekir. Siyasi bir süreç olduğu kadar insani bir süreçtir. Daha fazla insanların gerçekten ölmemesi, bu kadar çok insanımızın şehit olmaması için bu sürecin mutlaka bir türlü sonlandırılması gerekir. Ama en başta atılması gereken adım kayıtsız şartsız amasız fakatsız terör örgütünün belinin kırılması, terör örgütünün silahlarını bırakarak toprağa gömerek silahlarının üstünün betonlanmasıdır."
CİHAN
11 Kasım 2015 13:39
DİĞER HABERLER