TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yeni anayasa tartışmalarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, “Yeni anayasa siyasetin görevi” ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Kurtulmuş, Brezilya’da 6-8 Kasım tarihlerinde düzenlenen G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi dönüşü gazetecilerin sorularına cevap verdi.
"HER TÜRLÜ ÇABAYI ORTAYA KOYACAĞIZ"
Türkiye Gazetesinden İsmail Kapan'ın aktardığına göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan DEM Grubunda PKK’nın lağvedildiğini ilan etsin” açıklamasını değerlendiren Kurtulmuş, siyasetin önemli görevlerinden birisinin de topraklarımızdaki terörün sıfırlanması olduğunu ifade etti. Kurtulmuş şunları kaydetti:
“Bir karar vermek zorundayız. Ya emperyalizmin kurbanı olarak herkes kendi sırasının gelmesini bekleyecek ya da hep birlikte, demokratik yöntemler ve süreçler çerçevesinde Türkiye’de terörün ortadan kalkması için her türlü çabayı ortaya koyacağız. Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin sandıktan başka hiçbir yere el atmaması, millî iradenin haricinde başka hiçbir iradeden emir, talimat almaması, onların güdümünde hareket etmemesi lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye’yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de millî iradenin tecelligâhı olan TBMM’dir. Türkiye terörü bitirecek; kardeşliği, dayanışmayı, birlikteliği oluşturabilecek bir iradeye sahiptir.”
“ANAYASA MÜZAKERELERİ ÇOK ZORLU BİR SÜREÇ"
Kurtulmuş yeni anayasa müzakereleriyle ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Anayasa müzakereleri çok zorlu bir süreç. En başından itibaren bunu biliyoruz. Ama imkânsız değil. Hatta tam tersine, ben bu parlamentonun anayasa yapmaya çok daha yetkin, çok daha yakın bir parlamento olduğunu düşünüyorum. Bu Meclis Cumhuriyetin ikinci asrının ilk meclisi. Yani tarihimizin dönüm noktasındayız. Büyük sorumluluklarımız var, bunlardan ilki Türkiye’nin ihtiyacı olan bir anayasa yapılabilmesidir. Bir diğer sorumluluk, Meclisin iyi bir iç tüzüğe kavuşturulması; daha demokrat, Meclis müzakerelerini daha efektif bir şekle getirecek, yasama kalitesini arttıracak bir tüzük çalışması. Ayrıca siyasi partiler yasası ve seçim yasasının da mutlaka değiştirilmesi gereken tarafları var. Bunları sadece ben söylemiyorum, partiler farklı farklı zamanlarda bu konuların hepsiyle ilgili görüş beyan etmişler. Dolayısıyla herkese sorumluluk düşüyor.”