Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, anayasa değişikliğinin, yargının değil parlamentonun işi olduğunu belirterek,''Yargı mensupları anayasa işini parlamentoya bırakmalıdırlar.'' dedi.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV)'nin düzenlediği hâkimler ve savcılar toplantısında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek'in Pakistan örneğinden yola çıkarak ''toplu istifa'' imasına atıfta bulunan SP lideri, ''Yüksek yargı mensuplarının toplu istife etmeleri gerekse idi; darbe ve muhtıra dönemlerinde topluca istifa etmeleri gerekirdi.'' diye konuştu.
SP lideri Kurtulmuş, partisinin Tes-İş Konferans Salonu'ndaki toplantısında anayasa tartışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, Saadet Partisi olarak anayasa ile ilgili yapılacak olan düzenlemelere ilişkin görüşlerini daha önce milletle paylaştıklarını, ayrıca hükümet ve önceki gün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunduklarını ifade etti.
"MİLLETİN İRADESİNİN KARŞISINA ÇIKMAYIN"
Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'ye de seslenen Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, CHP'nin statükodan yana tavır içerisine girmemesini beklediklerini kaydetti.
Kurtulmuş, "CHP aman statüko nereden bozulur ve ben nereden bunu engellerim endişesi içindedir. CHP meclisteki sayısı yetmediği için olası bir değişiklik için şimdiden hazırlıklarını yapmakta. Sakın ha! Millet iradesinin karşısına çıkmayın. Milletin ortaya koyacağı iradeye saygılı olun. Ekonomik olarak hiçbir şeyi kalmamış olan hükümetin ekmeğine yağ sürmeyin. Yüreğiniz yetmiyorsa bırakın bari seçim meydanlarında AKP ile hesaplaşmayı Saadet Partisi gerçekleştirsin." diye konuştu.
"BRİFİNGLER VERİLİRKEN NİYE İSTİFA ETMEDİNİZ"
Kurtulmuş, konuşmasında yargı çevrelerinin anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarını da sert bir şekilde eleştirdi. Kurtulmuş, "Yasalar çerçevesinde millet adına karar verme yetkisinde olan çevreler zaman zaman bir siyasi parti mensubu gibi konuşmaları demokrasi ile millet egemenliği ile çelişmektedir. Son günlerde yargı çevrelerinde sıkça söyleyen 'toplu istifa' gibi sözler anlaşılabilir sözler değildir. Yargı mensupları milletin adına karar veren insanlarsa, toplu istifayı düşünmek gibi sözleri telaffuz etmemelidir. Yargı mensuplarının toplu istif etmeleri gerekse idi; 27 Mart ihtilalinde tamamının istifa etmeleri gerekirdi. Eğer bu memlekette yargı mensuplarının topluca istifaları gerekse idi 12 Mart'ta insanlara elektrik verilirken tamamının istifa etmesi gerekirdi.12 Eylül'de istifa etmeleri gerekirdi. 28 Şubat sürecinde askeri kışlalarda brifingler verilirken topluca istifa etmeleri gerekirdi. Türkiye'yi bu hale getiren bir sürü olaylara karşı ağızlarından bir söz çakmayan yargı mensupları, millet egemenliği karşısında toplumu rencide etmektedir. Anayasa değişikliği parlamentonun işidir. Yargı mensuplarının hiçbirinin ağzını açıp bir şey söylememesi gerekir." değerlendirmesini yaptı.
"GERİ ADIM ATMAYIN"
Değişiklik sürecinde üç temel uyarıları olduğunu ifade eden SP lideri, "AKP hazırlamış olduğu bu tasarı ile milletin beklediği anayasal bir reform sürecini gerçekleştirmek yerine mevcut anayasaya bir rötuş yapıyor. AKP'den beklentimiz ise bu süreçte milletin egemenliğinin önünü açacak olan maddeler konusunda geri adım atmamasıdır. Değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali konusunda da hükümetin çok daha fazla statükocu gelişmelere hazır olmasını istiyoruz." dedi.
"BİRBİRİNİZE KAPILARINIZI KAPATMAYIN"
Kurtulmuş, ikinci olarak bütün tarafların çağrıda bulunarak toplumsal bir gerilime neden olmamalarını istedi. Kurtulmuş, "Anayasalar uzlaşma sonucu ortaya çıkmalıdır. Partilerimize '3-5 puan kazandırır' diye kim düşünürse Türkiye'ye büyük bir zulüm yapmış olur. 8 yıldır AKP ve CHP aynı hatayı yapıyor ancak aynı hataya bu noktada düşmemeliler. Birbirlerine kapılarını kapatmamalılar. Herkesin millet ne diyorsa ona uymaları mecburidir." diye konuştu.
Kurtulmuş son olarak bu tartışmanın siyasi bir ranta dönüştürülmemesi gerektiğini de altını çizerek, 1986 yılında siyasi yasakların kaldırılmasına ilişkin referandumda ANAP'ın yaptığı hatanın aynısını AKP'nin yapmaması gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş, "1986 referandumunda rahmetli Özal siyasi yasaklar kalksın mı, tartışmasını ANAP kampanyasına dönüştürdü. Hatta Özal'ın bakanları üstüne 'no' yazan tişörtler giyerek meydanlarda dolaştılar. Özal yüzde 49,5 oy aldı. Aslında bu oy ANAP'ın sonunun başlangıcı oldu. AKP 1986 yılında yapılan referandumdan ciddi şekilde dersler çıkarmalıdır." uyarısında bulundu.
"ANAYASA SÜRPRİZLE DEĞİL BİLGELİKLE YAPILIR"
"Hükümet, 'demokratik açılım'da yapmış olduğu yanlışın aynısını burada yapmıştır" diyen Kurtulmuş, milletin istekleri dinlenilmeden değişikliğin ortaya çıkarılmasını eleştirdi.
Kurtulmuş, "Toplumu dinlemeden, milleti sürece dâhil etmeden en önemli mesele gündeme getirilmiştir. Ne yaptığınızdan çok, nasıl yaptığınız daha önemlidir. Bu süreç içerisinde kullanılan sözlerine yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Anayasa tartışmalarının ilk gününde 'aman merak etmeyin sürpriz maddelerimiz olacaktır' dediler. Değerli arkadaşlar milli piyango çekili yapmıyoruz, anayasa değişikliği yapıyoruz. Bu metinler sürpriz değil bunun için hazırlıklı olmak esastır. Hükümet 'bir takım sürprizlerimiz var' diyerek sürece başladı. Başbakan son olarak 'Baykal şark kurnazlığı yaparsa, ben daha iyi yaparım' diyor. Anayasa yapmak kurnazlık işi değil, bilgelik ve milletin ne istediğinin bilmek işidir. Burada önemli olan aklıselimle, bilgelikle, ferasetle milletin önünü açmaktır." şeklinde konuştu.
"İNCETAHTACI OLAYI AYDINLATILSIN"
Konuşmasının sonunda ise Kurtulmuş, Susurluk Komisyonu Sözcüsü iken bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Bedri İncetahtacı'nın ölümü üzerindeki sır perdesinin hala esrarını koruduğunu ifade ederek, geçtiğimiz günlerde Sivas Cezaevi'nde yatan Gökhan Sakat isimli bir tutuklunun bu konudaki sözlerinin Ergenekon savcıları tarafından ciddiye alınmasını beklediklerin söyledi. Kurtulmuş, "Gökhan Sakat isimli bir tutuklu Rahmetli İncetahtacı'nın aracının çapraz ateş sonucu kazaya zorlandığını, bir kaza değil bir suikast olduğunu söyledi. G3 silahları ile ateş açılması ve araçlarla sıkıştırılması sonucu bir kaza olduğunu da kaydetmiş. 'Silahlar benim bildiğim bir adrestedir' diyor. Bu olayda bir takım karanlık olaylar varsa aydınlatılması Türkiye'nin üzerine düşen bir sorumluluktur. Ümit ediyoruz ki karanlık noktalar olmasın, var ise bu karanlık noktalar ortaya çıksın. Devlet Denetleme Kurumu'nun harekete geçmesini ve olayın ortaya çıkarılmasını bekliyoruz." açıklamasında bulundu. (CİHAN)