Kurtulmuş'un kurtuluşu

Sevgili okuyucular, bu Pazar sizlerle Saadet Partisi hakkında sohbet edeceğiz. Geçen hafta hâdiseli bir kongre yapan SP’liler, hem Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’u yeniden genel başkanlığa seçtiler hem de 40 yıllık bir devri kapatmış oldular. Erbakan Hoca Efendim, ben Erbakan Hoca’yı ilk defa 46 sene önce 1964’ün sonbaharında Korkut Özal’ın Keçiören’deki evinde tanıdım. O zaman ben henüz 19 yaşında genç bir Mülkiyeli idim. Özalların kuzeni olan yakın arkadaşım Hüsnü Doğan ile beraber gittiğimiz toplantıda İTÜ motor hocası Doç. Dr. Necmettin Erbakan da vardı. Demirel’in genel başkanlığa seçildiği Adalet Partisi (AP ) kongresi öncesinde kongreyi görüşmek üzere toplanmıştık. Toplantıda Erbakan Hoca ile Korkut bey dışında, Saadettin Bilgiç, Mehmet Turgut ve Turgut Özal gibi isimler de bulunuyordu. Hepimiz de Bilgiç taraftarıydık ve Mason olduğunu bildiğimiz Demirel’in adaylığına karşı çıkıyorduk. Aramızdaki en hararetli Bilgiç taraftarı da Erbakan Hoca idi. Hüsnü ile ben de AP gençliğini temsil ediyorduk. Daha sonra bildiğiniz gibi, Erol Simavi’nin ve sahibi bulunduğu Hürriyet Gazetesi’nin de özel gayretleriyle Demirel kongrede genel başkan oldu. Daha sonra Erbakan Hoca, 1969 yılında meşhur Odalar Birliği Başkanlığı mücadelesine girişti. Bizler de milliyetçi-muhafazakâr gençlik olarak onun yanındaydık. Lâkin Hoca, bu defa da sert bir Mason kayasına çarpmıştı. Demirel’in de müdahalesiyle seçimi kaybetti. Böylece Hoca’nın 40 yıldan fazla sürecek siyasî mücadelesi başlamış oldu. AP’den milletvekilliği adaylığını Demirel veto edince kızıp Konya’dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve Konyalılar onu bağırlarına bastılar. Erbakan Hoca, 1970’den itibaren evvelâ Millî Nizam Partisi’ni kurdu. MNP 12 Mart’ta kapatılınca Millî Selâmet Partisi’ni, o da 12 Eylül’de kapatıldığında ise sırasıyla Refah (RP), Fazilet (FP) ve Saadet (SP) partilerini kurdu. Yıllarca hep aynı ekibi muhafaza etti. Oğuzhan Asiltürk ve Şevket Kazan’dan hiç vazgeçmedi. Hoca, partilerinde âdeta bir ‘mürşit/şeyh’ gibi kabul edilirdi. Bağlı bulunduğu Nakşibendî şeyhi merhum Mehmet Zahid Kotku (k.s.) vefat edince yerine oturan merhum Prof. Dr. Esat Coşan’ı (k.s.) kabul etmek istemedi. Hoca, parti yönetiminde tam bir ‘tek adam’ idi. Dudakları arasından çıkan kanun kabul edilir, sözde istişareler ise görüşlerini kabul ettirmek maksadıyla yapılırdı. Hülâsa Erbakan Hoca, tam 41 sene partilerini kendi çiftliği gibi idare etti ve hiç kimseye söz hakkı tanımadı. Bir ara Abdullah Gül, koyduğu adayın karşısına çıkmayı göze aldıysa da gene Hoca’nın dediği oldu. Ancak bu ihtilâftan bugünkü AK Parti neşet etti. Prof. Kurtulmuş’un başarısı Efendim, Erbakan Hoca için yazılacak o kadar şey var ki, en iyisi lâfı burada keselim de Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a gelelim. Prof. Kurtulmuş’u da bendeniz 15 yıldır tanıyorum. Bizim Yeni Türkiye Dergisi’nde onun ve saygıdeğer eşi Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş’un çok değerli, akademik yazılarını yayınlamıştım. Daha sonra dostluğumuzu ilerlettik. Prof. Kurtulmuş, beni Ayaş Cezaevi’nde ziyarete geldiğinde kendisine çekinerek Tayyip ve Abdullah beylerle birlikte hareket etmesini tavsiye etmiştim. Görüşlerimi tasvip etmemekle beraber nezaketle dinledi. Ancak zor olanı seçti ve partisinde kalarak Hoca’nın yaşlı ekibi arasında mücadeleyi tercih etti. Prof. Kurtulmuş’un değeri uzun müddet takdir edilemedi. 2007 Temmuz seçimlerinden önce genel başkanlığa seçilmiş olsaydı, SP çok daha süratli bir şekilde mesafe almış olacaktı. Fakat eski ekibinin tesirindeki Erbakan Hoca onu istemedi. Prof. Kurtulmuş yılmadı ve sabretmesini bildi. Daha sonra genel başkanlığa seçildi. Partisinin 2007’de yüzde 2,3 olan oyunu, 2009’daki mahallî seçimlerde yüzde 5,2 ye çıkararak ikiye katladı. Lâkin, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un en büyük başarısı, SP gibi vesayet altındaki bir siyasî partide kısa zamanda genç bir ekip kurarak başarılı bir ‘yenileşme’ hareketini gerçekleştirmiş olmasıdır. Bu, Türk siyasetindeki en köklü nepotizmin tasfiyesi hareketidir. Artık SP, subjektif, şahsa bağlı siyasetin dışına çıkarak modern bir siyasî parti hâline gelecektir. Prof. Numan Kurtulmuş’u bu siyasî çıkışından dolayı tebrik ediyor, siyasette başarılarının devamını diliyorum. Not: Yıllık izinde olacağımdan dolayı yazılarıma bir süre ara veriyorum
18 Temmuz 2010 09:15
DİĞER HABERLER