Kuşların Şarkıları bozuluyor mu?

Ekosistem, ‘bitkileri koruma’ adına u¨retilen zirai^ ilac¸lar, bo¨cek o¨ldu¨ru¨cu¨ler, hormonlar, sentetik gu¨breler, zehirli fabrika atıkları gibi c¸ok sayıda unsurla kirletiliyor Bu durum kuşları da etkiliyor
KUŞLARIN ŞARKILARI BOZULUYOR MU?

Şu bir gerçek ki; yeryu¨zu¨ ekosistemi giderek bozuluyor. Bu konuda hemen hemen bu¨tu¨n ekologlar ve c¸evreci kurulus¸lar hemfikir. Du¨nya nu¨fusunun yarısından fazlasının artık s¸ehirlerde yas¸aması ve tabiattan hızla uzaklas¸ma, elektronik cihazlardaki artıs¸, degˆis¸en hayat s¸artları, hatta c¸ocukların oyun algılarının degˆis¸mesiyle insanların tabiatla dogˆrudan temas fırsatları azalıyor. Bu, so¨zde modernitenin kontrolsu¨z gelis¸mesi, fiziki^ sagˆlık, zihin kabiliyetleri ve ruh huzuru u¨zerinde menfi^ tesirlerle birlikte insan-tabiat ilişkisinin de kesilmesine sebep oluyor. Du¨nyanın hemen her yerinden, ku¨resel biyoc¸es¸itlilik kaybına ait sinyaller geliyor. 

Ekosistem, ‘bitkileri koruma’ adına u¨retilen zirai^ ilac¸lar, bo¨cek o¨ldu¨ru¨cu¨ler, hormonlar, sentetik gu¨breler, zehirli fabrika atıkları gibi c¸ok sayıda unsurla kirletiliyor. Dolayısıyla zehirlenmis¸ bo¨ceklerle beslenmek zorunda kalan kus¸ların o¨mu¨rleri daha kısa oluyor. Suların, topragˆın ve havanın kirlenmesi, Gu¨nes¸ patlamalarının, atmosferik ve meteorolojik ha^diselerin bazen alıs¸ılmıs¸ın dıs¸ında s¸iddetlenmesi, ekosistemin dengelerinin bozulmasında insanogˆlunun rolu¨nu¨ ac¸ıkc¸a go¨steriyor. 


Çağlayan dergisinin Mart sayısında yer alan, Prof.Dr. Atıf Yorulmaz imzalı ve “Tabiatı Küstürüyor muyuz?” başlıklı yazıya göre; Kuzey Amerika’daki kus¸ popu¨lasyonlarındaki du¨s¸u¨s¸u¨n, son 50 yılda u¨c¸ milyar civarında oldugˆu tahmin ediliyor. Hangi tu¨rlerin en bu¨yu¨k du¨s¸u¨s¸te oldugˆunu go¨steren internet sitelerinde ornitologlar (kus¸ bilimciler) bunları listeliyorlar. Kus¸ topluluklarını tes¸kil eden tu¨rler azaldıkc¸a, kus¸ların yas¸adıgˆı c¸evre degˆis¸iyor ve alıs¸tıgˆımız bahar sesleri de tarihe karıs¸ıyor. Ha^lbuki tabiat ile irtibatımızı ve tefekku¨ru¨mu¨zu¨ sürdürmede, tabiattaki sesler ve o¨zellikle kus¸ cıvıltıları, c¸ic¸ekler ve agˆac¸lar kadar önemlidir. Kus¸ su¨ru¨lerinin sık sık du¨s¸mesi, belli bir bo¨lgedeki tu¨rlerin degˆis¸mesi, tabiattaki ses desenlerinin ve akustik özelliklerin değiştiğini gösteriyor.

Otuz kadar aras¸tırmacının is¸tirak ettigˆi, bu¨tu¨n Avrupa ve Kuzey Amerika’yı ic¸ine alan c¸alıs¸manın yazarlarından East Anglia U¨niversitesinden Simon Butler ve Catriona Morrison’un degˆis¸ik dergilere verdikleri ac¸ıklayıcı o¨zet bilgilerden birisi de 29 Kasım 2021 tarihinde The Conversation isimli dergide yayımlandı. Bu makaleye go¨re, ekoloji bozuldukc¸a kus¸ popu¨las- yonları da hem du¨nya o¨lc¸egˆinde azalıyor hem de tabiattaki ses repertuarından melodi c¸es¸itli- ligˆi giderek eksiliyor. C¸alıs¸ılan 200.000’den fazla kus¸ melodisine ait istatistiklere go¨re, kus¸lar bir taraftan sayıca azalıyor; diğer yandan melodilerin nota zenginligˆi zayıflıyor.

Kuş Sesleri ve Ruha Tesiri

Bir an ic¸in kendinizi bir konserde farz edin ve bildigˆiniz bir s¸arkıyı dinlerken orkestrada nefesli sazların bulunmadıgˆını ve dolayısıyla s¸arkıdaki melodi zenginligˆinin kayboldugˆunu du¨s¸u¨nu¨n. Son zamanlarda kırlara veya orman ic¸lerine gezmeye gittigˆinizde, is¸ittigˆiniz kus¸ seslerinin eski canlılıgˆının olmadıgˆını fark edince, yıllardır dinledigˆimiz sesler aynı tadı vermiyorsa, acaba tabiatta neler oluyor diye merak etmez misiniz? 
Tabiatın bagˆrında yas¸adıgˆımız bu¨tu¨n tecru¨beleri duyu organlarımızla idrak ederiz. Elmanın tadını, kavunun kokusunu, u¨zu¨mu¨n ku¨tu¨r ku¨tu¨r sertligˆini, c¸ic¸eklerin renk cu¨mbu¨s¸u¨nu¨, hep duyu organlarımızla algılarız. Ancak bunlar arasında bilhassa seslerin ayrı bir yeri vardır. Tabiattaki seslerin ruh halimize tesir ettigˆi, agˆrıları ve stresi azaltıcı yo¨nu¨ oldugˆu konusunda birc¸ok c¸alıs¸ma vardır. Yagˆmurun, ru¨zga^rın, yaprakların, deniz dalgalarının ve derelerin seslerinin yaptıgˆı tesirler konusunda frekans o¨lc¸u¨mleriyle ruhtaki tesirleri incelenmektedir. Kus¸ cıvıltılarının insan ruhunda ortaya c¸ıkardıgˆı su¨ru^r ve a^su^de bir bahar iklimine ait tesirlere en iyi örnek şiirlere konu olmuş, bülbül sesleridir. 

Ses Kayıt Teknolojisinin Açtığı Çığır

Aras¸tırmacılara go¨re tu¨rlerin yas¸amalarına uygun habitatlardaki bozucu degˆis¸iklikler, uzun vadede hem kus¸ c¸es¸itlerinin azaldıgˆını hem de tabiattaki ses manzarasının degˆis¸tigˆini go¨steriyor. Ses kayıt cihazlarının ancak 100 yıllık bir gec¸mis¸i oldugˆu ic¸in kus¸ melodilerinin ars¸iv s¸eklindeki kayıtları en fazla 70 seneliktir ve bunlar da profesyonel s¸ekilde, frekans desenlerini elde etmeye uygun degˆildir. Melodilerin zaman ic¸inde nasıl degˆis¸tiklerini takip edebilmek ic¸in, kısmen gec¸mis¸teki kayıtlardan, bu¨yu¨k c¸ogˆunlukla da geriye dogˆru 25 yıllık kayıtlardan istifade ederek o¨tu¨cu¨ kus¸ların gec¸mis¸teki ses repertuarlarının yeniden ses o¨lc¸u¨m laboratuvarlarına getirilmesi gerekiyor. 

Avrupa ve Kuzey Amerika’daki 200.000’den fazla istasyonda faal olan go¨nu¨llu¨ kus¸ bilimcilerinin, ilkbahar sonu ve yaz bas¸ında du¨zenli olarak yaptıgˆı o¨lc¸u¨m ve kayıtlar toplanarak kus¸ tu¨rlerine ve kayıt alınan fert sayısına go¨re yıllık tablolar ha^line getiriliyor. I·ki internet si- tesinden alınan yıllık kus¸ sayısı verileri, tarihi^ ses desenlerini yeniden olus¸turmak ic¸in kus¸ nagˆme ve s¸arkılarından olus¸an c¸evrim ic¸i bir veri tabanı olan Xeno Canto’dan 1000’den fazla tu¨ru¨n kayıtları ile birles¸tiriliyor. O¨ncelikle indirilen bu¨tu¨n ses dosyalarının 25 saniyesi kesilerek standardize ediliyor, ardından aynı tu¨ru¨n tek tek fertlerine ait dosyalar ekleniyor, ayrıca bu tu¨rlerin toplu halde c¸ıkardıkları sesler ic¸inde her bir tu¨ru¨n katkısı belirleniyor. Daha sonra bu ses desenlerinin akustik o¨zellikleri, titres¸imlerin enerjisi, frekansları ve zamana go¨re dagˆılımını o¨lc¸mek ic¸in tasarlanmıs¸ do¨rt indeks kullanılarak rakamlara do¨ku¨liyor. Bu indeksler, s¸arkıların kompleksligˆi ve aynı anda o¨ten farklı tu¨rlerin tes¸kil ettigˆi orkestradaki enstru¨manların c¸es¸itliligˆi gibi o¨zellikler, bir bu¨tu¨n olarak o¨lc¸u¨lüyor. Dr. Butler, yaptıkları tespiti, “Kus¸ topluluklarını tes¸kil eden farklı tu¨rlerin terkibindeki degˆis¸ikliklerden kaynaklanan akustik c¸es¸itliligˆin ve tabii^ ses desenlerinin yogˆunlugˆunda yaygın bir du¨s¸u¨s¸ bulduk.” s¸eklinde ifade ediyor. 

İnsanların tabiatla ilişkisinin temel yollarından birinin, kronik bir gerilemede oldugˆunu go¨rüyoruz. Bo¨ylece bahar aylarında, ac¸ık bir havada, orman ic¸inde dinledigˆimiz musikinin giderek daha fakir ve daha zayıf nagˆmelerden ibaret, a^deta zayıflamıs¸ bir orkestranın icra ettigˆi mu¨zigˆe do¨nu¨s¸mu¨s¸ oldugˆu go¨steriliyor. Acaba kus¸ların ve melodilerinin azalıp cansızlas¸ması sadece biyolojik ve ekolojik bir netice midir? Yoksa du¨nyada su¨rdu¨ru¨len acımasız zulu¨mlerin metafizik ve manevi^ bir boyutu olarak insanın kendi eliyle yeryu¨zu¨ ekosistemini bir kıyamete go¨tu¨rdu¨gˆu¨nu¨n habercisi midir? Bu husus u¨zerinde daha derin du¨s¸u¨nmeye degˆmez mi? 

Mecazi^ olarak ifade edecek olursak, tabiat orkestrası hem oyuncularını hem de enstru¨manlarını hızla kaybediyor. Genel olarak 10.000 tu¨rle temsil edilen kus¸ların yaklas¸ık 4000 kadarı o¨tu¨cu¨ kus¸lar takımından olup bunların bazıları o¨tmese veya karga gibi c¸irkin sesli de olsa belli bir sahadaki kus¸ topluluklarının c¸ıkardıgˆı sesleri bir peyzaj olarak go¨rebiliriz. U¨reme ve beslenme do¨nemlerine go¨re bazı tu¨rlere ait s¸arkılar daha çok o¨ne c¸ıkıyor olabilir. Mesela tarla kus¸u (Alauda arven- sis) veya bu¨lbu¨l (Luscinia megarhynchos) gibi zengin ve kompleks melodi dizileriyle baharda alıs¸tıgˆımız konserleri şenlendirenlerin kaybı, karga ve martı gibi kötü sesli kuşlara göre daha fazla tesir ediyor. 
Bu aras¸tırma, son 25 yılda Avrupa ve Kuzey Amerika’da, tu¨rlerin ve fertlerin sayısındaki du¨s¸u¨s¸le birlikte, akustik c¸es¸itlilik ve ses desenlerinin yogˆunlugˆunda da su¨rekli bir du¨s¸u¨s¸ oldugˆunu ac¸ıkc¸a ortaya koyuyor. Bu kayıpların bir sonucu olarak, insanların tabiatla mu¨nasebetinin temel yollarından birinin, kronik bir gerilemede oldugˆunu go¨rüyoruz. Bo¨ylece bahar aylarında, ac¸ık bir havada, orman ic¸inde dinledigˆimiz musikinin giderek daha fakir ve daha zayıf nagˆmelerden ibaret, a^deta zayıflamıs¸ bir orkestranın icra ettigˆi mu¨zigˆe do¨nu¨s¸mu¨s¸ oldugˆu go¨steriliyor. Acaba kus¸ların ve melodilerinin azalıp cansızlas¸ması sadece biyolojik ve ekolojik bir netice midir? Yoksa du¨nyada su¨rdu¨ru¨len acımasız zulu¨mlerin metafizik ve manevi^ bir boyutu olarak insanın kendi eliyle yeryu¨zu¨ ekosistemini bir kıyamete go¨tu¨rdu¨ğünün habercisi midir?


31 Mart 2022 12:00
DİĞER HABERLER