Amerika, Meksika ve Kanada arasında bir süredir müzakereleri süren ticaret görüşmeleri yeni bir anlaşma ile sona erdi.
Amerika, Meksika ve Kanada arasında bir süredir beklenen uzlaşma yeni bir isimle geldi: United States-Mexico-Canada Agreement (USMCA). Bu isim değişikliğinin daha önce yürürlükte olan NAFTA’nın yerine gelmesi bir çok soruyu da beraberinde getiriyor.
Kanada için bu anlaşmanın hem iç piyasaları hem de dış piyasada anlaşmanın tarafı olan veya olmayan tüm diğer ülkelerle ticari ilişkilerini etkileyecek sonuçları olduğu açık.
Kanada hükümeti anlaşmayı bir zafer olarak değerlendiriyor. Hükümet yanlıları Kanada tarafını temsil eden Dış İşleri Bakanı Chrystia Freeland’i tüm anlaşmazlıklardan sonra ülkeyi kârlı bir noktaya taşıyan kahraman olarak görüyor.
Fakat muhalefet cephesinde yorumlar bunun tam tersi yönde. Özellikle anlaşmadan olumsuz etkilenen süt ve süt ürünleri üreticileri devletin onları “sattığı” görüşünde. Montreal ve Ontario eyaletlerinin muhalefet partili yöneticilerinin de desteğini alan çiftçiler beklediklerini bulamadıklarını, belirsizliğin çözülmediğini dile getiriyorlar.
Anlaşmanın Kanada süt ve süt ürünleri piyasasını %3.6 ila 3.9 arasında Amerikalı çiftçilere açacak olduğu bir gerçek. Kanada Tarım Federasyonu başkanı da süt ürünleri piyasasındaki istikrarın bu anlaşmadan olumsuz etkileneceği görüşünde.
Hükümet yetkilileri bu konuda önlem alacaklarını ve bir tasarruf tasarısı hazırlığında olduklarını bildirdiler. Trudeau anlaşmayı proteso eden çiftçilerin çoğunlukta olduğu Montreal eyaletinde, çiftçilerin zararlarını tazmin etme sözü bile verdi. Ancak Trudeau’nun açıklamaları çiftçilerin ve muhalefetin anlaşmaya karşı duyduğu öfkeyi dindirebilmiş değil.
Uluslararası arenada ise USMCA Amerika’nın anlaşmazlıklardaki inatçı tavrının bir sonucu olarak, onun hanesine yazılan bir zafer olarak görülüyor.
Amerikan hükümetinin kendi çiftçilerine verdiği sözü tutmuş olması, otomotiv piyasalarındaki fiyatlandırmada geri adım atılmaması, daha önemlisi çelik fiyatlarında uygulanmaya başlanan tarifenin anlaşma kapsamında değerlendirilmemesi anlaşmanın Amerika adına başarı olarak değerlendirilmesinin sebepleri arasında.
Uluslararası piyasalarda anlaşmaya taraf olan üç ülke ile ticaret hacmi oldukça yüksek olan Çin’in anlaşmayı “onursuz” bir davranış olarak değerlendirmesi de USMCA’nın daha çok Amerika’nın isteklerini yerine getirdiği görüşünü güçlendiriyor.
Amerika’nın Çin’in ticaret hacmine yönelik hamlelerinde Kanada ve Meksika’yı yanına aldığı ve bu şekilde bir Kuzey Amerika gücü oluşturduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Dahası anlaşmada yer alan, anlaşmazlıkların çözümü ile ilgili maddeler büyük oranda Kanada’nın lehine gibi görünse de uygulamada Kanada’yı nelerin beklediği çok açık değil.
Gerek çelik gerekse süt ve süt ürünleri üreticilerinin anlaşmadan bekledikleri sonuçları alamamalarının yanında Çin’in de rahatsızlığını dile getirdiği 32. Bölüm Chapter 32 (anlaşmaya taraf olan ülkelerin başka ülkelerle ticari ilişkilerini diğer üye ülkelere bildirmesi zorunluluğu) Kanada dış ticaretini istikrardan uzaklaştırıyor.
Sonuç olarak uluslararası çapta, içinde birçok politik ve idari bileşeni barındıran bütün anlaşmalarda olduğu gibi USMCA’de de tek bir kazanan ve kaybeden bulmak zor. Fakat Kanada gibi ticaretin her şeyden çok istikrarla anıldığı bir ülkede, belirsizliklerin tam anlamıyla dağıtılamamış olması, hükümeti zor günlerin beklediği şeklinde yorumlanabilir.
Şayet hükümet gerekli önlemleri almaz ve verdiği sözleri yerine getirip çiftçileri tatmin edecek bir tasarruf yasası sunamazsa muhalefetin eline büyük bir koz vermiş olacak.