Lice davası sanığı emekli asker hakim karşısına çıkmadan hayatını kaybetti

Lice davası sanığı emekli asker hakim karşısına çıkmadan hayatını kaybetti
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi, çıkan olaylarda 16 kişinin ölümüyle ilgili davada yargılanan iki sanıktan biri olan Tünay Yanardağ'ın hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Davada tek sanık olarak, Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Eşref Hatipoğlu kaldı. Bugünkü duruşma, Hatipoğlu'nun avukatlar olmadan 18 Eylül'de duruşma yapılarak sorgulanması sebebiyle gergin geçti. Mağdur ve müşteki avukatları, redd-i hakim talebinde bulundu, talep kabul edildi.

1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi ve çıkan olaylarda 16 kişinin ölümüyle ilgili açılan davaya İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezaları istenen sanık Diyarbakır Jandarma Komutanı emekli Eşref Hatipoğlu katılmadı. Hakkında aynı hapis cezaları istenen diğer sanık Tünay Yanardağ'ın ise Singapur'da kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği, cenazesinin Türkiye'ye getirilerek 23 Ağustos 2015 tarihinde Konya'da toprağa verildiği belirtildi. Haziran ayındaki duruşmada mahkeme heyeti, sanıklar olmadığından iddianamenin okunamayacağına karar vererek, Eşref Hatipoğlu ve Tünay Yanardağ'ın gelecek celse duruşmada hazır bulunmaları için davetiye çıkarılmasını, gelmedikleri takdirde de haklarında yakalama çıkarılmasına karar vermişti. Bu gelişmenin ardından sanık Hatipoğlu, can güvenliği ve sağlık problemlerini gerekçe göstererek 18 Eylül'de adliyeye korumalarıyla gelerek mahkemeye ifade verdi. Mağdur ve müşteki avukatları, katılan ve vekillerinin haberi olmadan mahkeme heyetinin duruşma yaparak Hatipoğlu'nun sorgusunu yapmasının kanun ve Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı Nurettin Küdür, heyet olarak sanığın savunmasının alınmasına karar verdiklerini ve 18 Eylül'de ifadesini aldıklarını söyledi. Sanık Hatipoğlu'nun özel korumaya tâbi olduğunu, mahkemeye korumalarıyla geldiğinde öğrendiklerini belirten Başkan Küdür, sanığın ifade vermeye saat 16.00-17.00 civarında geldiğini belirterek, "Avukatlara nasıl haber verebilirdik?" dedi.

'HATİPOĞLU'NUN SAVUNMASI HUKUKA AYKIRI DELİLDİR'

Katılan vekillerinden Av. Suat Çetinkaya, katılan ve vekillerinden habersiz sanık Eşref Hatipoğlu'nun sorgusunun yapılmasının 1993 yılından bu yana yaşanan hukuksuzlukların devamı olduğunu söyledi. Sorgunun adil yargılama ilkelerine aykırı olduğunu savunan Av. Çetinkaya, "Sanık Hatipoğlu'nun ifadesi gizli alınarak adil yargılanma hakkının da önüne geçilmiştir. Hatipoğlu'nun ifadeleri, hukuka aykırı delil niteliğindedir. Kanunlara aykırı alınan sorgusunu reddediyor ve ifade tutanaklarının dava dosyasından çıkarılmasını talep ediyoruz." dedi.

'AVUKAT VE SALONDAKİLERİ İTHAM ALTINDA BIRAKTINIZ'

Can güvenliğini gerekçe göstererek sanık Hatipoğlu'nun katılan ve vekillerinin olmadığı duruşmada ifadesinin alınmasına tepki gösteren Av. Yunus Muratakan da, "Bizleri ağır bir itham altında bıraktınız. Sanığın can güvenliğini tehdit edecek derecede terör faaliyeti olarak düşündüğünüz için bu ifadeyi almışsınız. Salondakilerin herhangi bir terör faaliyeti tehlikesine neden olduğuna dair tespit yapın. Avukatlar, polisler ve gazeteciler dahil sanık için tehlike olarak görmüşsünüz." diyerek, kendilerinden habersiz duruşma yapılmasına tepki gösterdi.

'KORSAN YARGILAMA YAPTINIZ'

Sanık Hatipoğlu'nun sorgusunun bireysel olarak alınması ve iddianamenin okunmasının hukuki açıdan yanlış olduğunu belirten Av. Zeynep Sedef Özdoğan da, "Siz bizi can güvenliğine tehdit olarak sundunuz. Bu bizi saldırgan olarak gördüğünüzü gösteriyor. Siz katılan vekilleri yıldırmak için yapıyorsunuz. TRT spikerleri olmadan da iddianame tıkır tıkır okunuyormuş. Siz burada Eşref Hatipoğlu'nu ağırlamışsınız. Korsan bir yargılama yaptınız. Bizi bertaraf ederek böyle bir yargılama faaliyeti yapamazsınız. O zaman biz de sizden önce gelir duruşma yaparız. Eşref Hatipoğlu'nun sorgusunun usule uygun yapılmasını ve alınan sorgunun yok hükmünde kabul edilmesini talep ediyoruz. HSYK'ya şikayette bulunduk." sözleriyle yapılanın kanunun, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına aykırı olduğunu savundu. Mahkeme Başkanı Küdür ise sanık Hatipoğlu'na hiçbir müsamaha göstermediklerini, ağırlamadıklarını, geceyarısına kadar duruşmaya devam ettiklerini söyledi. Küdür, avukatların sanığa SEGBİS'le istedikleri soruyu sorabileceğini de belirtti.

'SANIKLARA GÖSTERDİĞİNİZ İLGİYİ, GENERALİN EŞİNE GÖSTERECEK MİSİNİZ?'

Lice olaylarında şehit edilen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın ailesinin avukatı Necdet Solmazgül ise geç gelen adaletin adalet olmadığını bir kez daha müşahade ettiklerini söyledi. "Sanıklara gösterdiğiniz ilgiyi, bu generalin eşine, çocuğuna gösterecek misiniz?" diye soran Av. Solmazgül, sanıklardan birinin ifadesinin saat 16.00'da alındığına, diğer sanık Tünay Yanardağ'ın hiç ifadesinin alınmadığına dikkat çekti. Av. Solmazgül, "İki yıl boyunca bu adam neden yakalanıp ifadesi alınmadı. Bu dava, bir generalin suikasta uğradığı dava. Niye hep Lice davası? Bu dava Kürt vatandaşların davası değil, yüzyılın davası, bir generalin şehit edilişinin davası. Son günlerde her gün şehit geliyor, ardından vaatler. Siz generalin ailesine bakamadınız ki vaatlerde bulunuyorsunuz. Sanık Tünay Yanardağ karanlık gitti, kendisini de aklayamadı, davayı da aydınlatamadı. Sanık öldü, ifade almanıza gerek kalmadı, işiniz kolaylaştı." dedi. Tuğgeneral Aydın'ın ailesinin davadan beklentisi kalmadığını belirten Av. Solmazgül, dosyanın bu kişi için kapandığını, en azından sanıklardan birinin ceza almayacağını aktardı.

'YANARDAĞ BİZZAT BANA İŞKENCE YAPAN KİŞİDİR, DNA TESTİ YAPILSIN'

Diyarbakır Barosu Başkanı ve mağdur, müşteki avukatlarından Av. Tahir Elçi de, "Bu insanların size güvenip buraya gelmemesi gerekirdi. Aradan geçen 21-22 yılda defalarca güvenleri sarsıldı. Çok iyimserler ve hala adaletten ümidini kesmiyorlar. Sanıkların ifadelerini almayacağınızı hissediyorduk. Sizin mahkemeniz taraftır, adaleti gerçekleştirme diye bir niyeti yoktur. Böyle bir duruşma yok. Bu mahkemeden hiçbir sonuç beklemiyorum, dava bitmiştir. Tarafgirliğinizi o kadar ortaya koydunuz ki tüm hakimleri reddediyoruz. Siz bu yargılamayı yapamazsınız. Taraf tuttunuz, adalet gibi bir amacınız yok." diyerek, avukatlar olmadan sorgu yapılmasına tepkisini dile getirdi. Ölen sanık Tünay Yanardağ'ın çok önemli bir kişi olduğunu, istihbarat tim komutanı olduğunu belirten Elçi, ölen kişinin Yanardağ olup olmadığının belirlenmesi için DNA tahlili istedi. Mahkeme Başkanı Küdür de ölümle ilgili mahkemelerine ulaşan belgeleri gösterdi. Yanardağ'ın, bizzat kendisine işkence yapan kişi olduğunu söyleyen Baro Başkanı Elçi, "Kim olduğunu gayet iyi biliyorum." dedi. Mahkemenin avukatlardan habersiz duruşma yaparak suç işlediğini, aynı zamanda tarafsızlığını kaybettiğini savunan Elçi, suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

Sanık Eşref Hatipoğlu'nun avukatı Mehmet Eren Turan, müvekkili hakkında koruma kararı olduğunu, keyfekeder verilmiş bir karar olmadığını söyledi. Hatipoğlu'nun 20 yıldır saldırıya uğramamasının, uğramayacağı anlamına gelmeyeceğini kaydeden Av. Turan, "Tehdit davanın taraflarından değil, terör tehdididir." diyerek, SEGBİS yöntemiyle ifadesinin alınmasını talep etti.

SAVCI: SANIK GELECEK DURUŞMADA HAZIR EDİLSİN

Savcı Şenol Dağ ise sanık Eşref Hatipoğlu'nun sorgusunun kanun ve usule uygun olduğunu, adil yargılama ihlali olmadığını belirtti. Savcı Dağ, yüz yüzelik ilkesi ve çapraz sorgunun da sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için sanığın, gelecek duruşmada hazır edilmesini talep etti. Daha sonra taleplere ilişkin heyetin kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Nurettin Küdür, sorgunun usule uygun olduğunu, 18 Eylül'deki savunmanın mahkemece geçerli olduğunu açıklayarak, katılan vekillerinin Eşref Hatipoğlu'nun savunmasının geçersiz olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması talebini reddetti. Mahkeme, katılan ve mağdur vekillerinin sanığa soru sorma taleplerinin SEGBİS aracılığıyla yapılacağına karar vererek duruşmaya devam etti.

'ŞEHİT KARDEŞİMİN ARKADAŞLARI BURAYA GELMEDEN BU İŞ ÇÖZÜLMEZ'

Lice olayları sırasında Bahtiyar Aydın'la birlikte şehit olan iki askerden biri olan Üstçavuş Yüksel Bayer'in ağabeyi İlhami Bayer ise ifadesinde, "Kardeşimin birlikte görev yaptığı arkadaşları buraya gelmeden bu iş çözülemez." dedi. Annesinin tek isteğinin, kardeşinin terör sonucu mu, başka bir amaçla mı şehit edildiğini öğrenmek olduğunun altını çizen ağabey Bayer, ifade tutanaklarında ismi ve imzası olan herkesin ifadeye çağırılmasını talep etti.

AV. KİREÇKAYA: HAKİMLERİ REDDEDİYORUZ

Talepte bulunan avukatlardan İlhan Gül Kireçkaya, yazılı talepte bulunarak Mahkeme Başkanı Nurettin Küdür'ün de aralarında bulunduğu dört hakimi reddetti. Davada kanun, Anayasa ve hiçbir üst normun tanınmadığını öne süren Av. Kireçkaya, "23 yıldır avukatlık yapıyorum, mahkeme başkanı olarak sizi tanıyorum, böyle değildiniz. İlk defa bu kadar hukuksuzluğu görüyorum. Bu davayı yürütebilecek hakimlik niteliğinde olmadığınızı düşünüyorum. CMK'yı, Anayasa'yı yok saydınız. Sanık Hatipoğlu'nun taleplerini kanun yerine koydunuz." dedi. Mahkeme Başkanı Küdür, "Öyle değil." karşılığını verdi. Bu sırada Üye Hakim Alev Özcan'ın, Duruşma Savcısı Şenol Dağ'ın yanına giderek kulağına bir şey söylemesine avukatlar tepki gösterdi. Hakim Özcan, "Ne söylediğim sizi ilgilendirmez." diyerek, duruşmadan sonra kendilerine yönelik açıklamaları sebebiyle bazı avukatlarla ilgili suç duyurusunda bulunmayı düşündüğünü belirtti.

MAHKEME REDD-İ HAKİM TALEBİNİ KABUL ETTİ

Savcı Dağ, avukatların redd-i hakim talebinin, yanlı davrandıkları kanaatinde olmadığından, reddedilmesini talep etti. Karar için toplanan mahkeme heyeti ise avukatların kendilerine yönelik ret talebini kabul ederek, karar verilmesi için dosyanın İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi. Duruşma, 24 Aralık 2015 tarihine ertelendi. CİHAN
07 Ekim 2015 15:05
DİĞER HABERLER