'Lokal çözümler yerine şehrin tamamını kapsayan çözümlere ihtiyaç vardır'

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, hayatı felç eden Adana'daki yağmurun şehri teslim aldığını bildirdi.

Biçer, konuya ilişkin açıklamasında, her şiddetli yağmurda yaşanan manzaranın tekrarlandığını ve Adanalıların 21 Eylül Pazartesi günü yine çileli günlerinden birini daha yaşadığını ifade etti. Etkili yağışlar sonrası Adana'nın sular altında kaldığını, hayatın felç olduğunu, sorunların çözümü için katkı sunmaya hazır olduklarını her fırsatta vurguladıklarını belirten Biçer, "Şurası muhakkak ki biteviye tekrarlanan, çözüme ulaşmayan bu tablo karşısında artık vatandaşın tahammülü tükendi, kalıcı çözüm istiyor." dedi.

İMO'nun bundan sonra da üzerine düşen görevi yapmaya devam edeceğini dile getiren Biçer, "Adana'nın yıllara dayalı sorunlarının olduğunu biliyoruz ve bir çırpıda her türlü sorunun çözülmesini beklemiyoruz. Ancak sorunların çözümüne doğru atılan adımların varlığını; planlı, teknik tüm bileşenlerle organize bir çalışma yürütüldüğünü görmek istiyoruz." diye belirtti.

'SORUNUN TEKRARLANMASINI ENGELLEYEN ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VARDIR'

"Ev ve işyerlerini su basması, yolların çökmesi, alt geçitlerin sularla dolması, alt geçitlerde ve yollarda arabaların mahsur kalması, sadece yağış miktarının fazlalığına bağlanamaz." diyen Biçer, açıklamasına şöyle devam etti: "Bu yöndeki açıklamalar gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Suyun temel kanunu vardır, suya engel olamayız, ona yol göstermek zorundayız. Her yağışta benzer tablonun ortaya çıkması yaşadığımız şehrin yağmuru kaldırabilecek bir altyapıya sahip olmadığının göstergesi, altyapı konusundaki yetersizliğin kanıtı. Zira bu sorun her yağmur sonrası gün yüzüne çıkıyor. Yağmur sonrası lokal çözümler yerine şehrin tamamını kapsayan, sorunun tekrarlanmasını engelleyen çözümlere ihtiyaç vardır. Gereken teknik önlemler zamanında alınamazsa şiddetli yağmurlar afete dönüşür, hayat felç olur. Önümüzde uzun kış günleri var. Eylül ayında yağan yağmur nedeniyle Adana çekilmez hale geldiyse yağmurlu kış günlerinde olası aşırı yağışın neden olacağı zararları düşünmek bile istemiyoruz. Büyükşehir ve merkez ilçe belediye başkanları derhal bir araya gelmeli ve gün geçirmeden çalışmalara başlamalıdır. Belediyelerimizin işbirliği ile tüm yerleşim alanlarında su, kanalizasyon, çöp, yağmur suyu, atık su arıtma tesisleri fizibilite ve master plan çalışmaları bir an önce yapılmalıdır."

'KEŞMEKEŞLİĞİN SEBEBİ SÜREKLİ KAZILAN YOLLAR'

Doğalgaz, su, kanalizasyon ve internet altyapı yerleştirmelerinin plansızlığı tüm şehrin önemli ortak sorunlarından birisi olduğuna işaret eden Nazım Biçer, "Sürekli kazılan yollar hem trafik keşmekeşi oluşturmakta hem de yolların kalitesini iyice bozmaktadır. Yağmurla birlikte yollarda meydana gelen tahribatın en önemli müsebbiplerinden biri bu çalışmalardır. Ortaya çıkan bu sonuçlar bize, tüm çalışmaların mutlaka planlı olması gerektiğini işaret etmektedir. Yaşadığımız şehrin ihtiyacı olan planlı, teknik, sağlıklı ve işin uzmanlarınca yönlendirilecek çalışmaları bir an önce başlatmamız gerekmektedir." tavsiyesinde bulundu.

'SORUMLULUĞU OLANLAR HESAP VERMELİDİR'

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, kentte etkili olan yağış sonrası ortaya çıkan manzaradan yerel yönetimleri sorumlu tuttu. Seçilen vizyonsuz yöneticilerin, bir gün sonrasını dahi planlayamadığını ileri süren Doğan, her yıl sel ve benzeri felaketler ülkenin birçok ilinde yaşandığını hatırlattı.

'ADANANIN ALTYAPI SİSTEMLERİ YAĞMUR KARŞISINDA DİZ ÇÖKMÜŞTÜR'

Artvin'deki sel felaketinin üzerinden daha bir ay geçmemişken, 21 Eylül günü Adana'da benzeri bir tablonun ortaya çıktığına değinen Doğan, şunları dile getirdi: "Yılın başından beri birçok ilde benzer felaketler meydana gelmiştir. Yapılan ve telafisi mümkün olmayan çevresel tahribatlar, yetersiz altyapı sitemleri yıllardır felaketleri davet eder niteliktedir. Yağış miktarının bahane edilerek üstü örtülmeye çalışılan sel olayları, yetkililerin üstündeki sorumluluğu atmamaktadır. Yaklaşık 2 saat süren yağış ile karşılaşan şehrin altyapı sistemleri işlevini yitirmiş ve Adana'mızın altyapı sistemleri yağmur karşısında diz çökmüştür. Sadece bodrum katları değil, birinci katları da su basmıştır. Araçlar yollarda kalmış, bazı noktalarda sele kapılarak sürüklenmiş, altgeçitler göle dönmüştür. İnsanlar araçlarında ve evlerinde sele kapılma riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Geçen yıl Haziran ve Eylül aylarında da benzer durumlar tekerrür etmiş, halk kaderine razı bir şekilde, kendi kendine her yıl gerçekleşen selle mücadele etmiştir."

'NORMALİN DIŞINDA BİR YAĞIŞ MİKTARI GERÇEKLEŞTİ' İFADELERİNE SIĞINILIYOR

ÇMO Başkanı Kenan Doğan, yerel yönetimlerin eksikliklerini örtmek adına her yıl yaşananları "normalin dışında bir yağış miktarı gerçekleşti, küresel ısınma, iklim değişikliği, ekiplerimiz gece gündüz çalışıyor vb." ifadelerle izah etmesinin halkla dalga geçmekten başka bir şey olmadığını savundu. Doğan, "Şehrimizin hangi bölgede, hangi iklim kuşağında olduğu herkesçe bilinmektedir. Tüm mevsimlerin şehrimize sunacakları da 3 aşağı 5 yukarı her yıl aynıdır. Yağmurun geçen yıl olduğu gibi, ondan önceki yıl olduğu gibi, daha önceki yıllarda da olduğu gibi yağacağı da bilinmektedir. Çarpık kentleşme, altyapı sistemlerinin yetersiz olması, kentsel politikalardan ziyade rantsal politikaların yerel yönetimler tarafından tercih edilmesi, yaşanan sellerin başlıca nedenleridir. Şehirde kişi başına düşen yeşil alan miktarının her geçen gün azalması, büyük bir bölümü beton ve asfaltla kaplı olan şehre düşen yağmurun, toprak tarafından emilemeyip doğrudan akışa geçmesi de diğer önemli bir sebeptir." tespitlerine yer verdi.

'SORUMLULUĞU OLAN HERKES HESAP VERMELİDİR'

Doğan, şehrin alt yapı sistemlerinin, Türkiye'de de yaygın olarak kullanılan birleşik kanalizasyon sitemleri şeklinde olduğunu anlattı. Atıksuların taşınmasını sağlamakta bile güçlük çeken kanalizasyon sistemlerinin, yağmurun yağmasıyla birlikte iş göremez duruma geldiğini aktaran Doğan, şu önerilerde bulundu: "İlimizde ayrık kanalizasyon sistemleri biran evvel kurulmalı, yağmur suyu projeleri inşa edilmelidir. Doğal drenaj alanları olan akarsu yataklarına müdahaleler önlenmeli, dere ıslahları gerçekleştirilmelidir. Aktif ve aktif olmayan dere yatakları, taşkın saha sınırları belirlenerek haritalara işlenmeli, bu bilgiler imar planları yapılırken göz önünde bulundurulmalı, yapılaşmaya kapatılmalıdır. Belirlenen taşkın saha sınırları içinde kalan alanlarda yapılaşma kesinlikle yasaklanmalıdır. Taşkın saha sınırları içinde kalan konutlar bir an önce kamulaştırılmalı ve bu alanlar yeşil kuşak olarak yeniden planlanmalıdır. Ağaçlandırma ve erozyon önleme çalışmalarına öncelik verilmelidir. Yerel yönetimler rantsal projelerden vazgeçip, ekolojik temele dayanan kentsel projelerden yana olmalıdır. Bu şehir yıllarca kötü yöneticilerin elinde bir oyuncak gibi çevrilmiş ve o yılları kaybetmiştir. Bunda sorumluluğu olan herkes halka hesap vermelidir." CİHAN
22 Eylül 2015 12:41
DİĞER HABERLER