Dünya tarihinde insanın insana ettiği kötülükler hiç bitmedi. Yakın tarih yine çok kanlı sahnelere şahitlik etti.
M.ERTUĞRUL İNCEKUL
Dünya tarihinde insanın insana ettiği kötülükler hiç bitmedi. Yakın tarih yine çok kanlı sahnelere şahitlik etti. Kötülere inat iyilere, yalancılara inat doğru insanlara olan ihtiyaç her dönemden daha şiddetli. Dünyanın vicdanlı insanları için üç şehirde “vicdanlı insanlar parkları" kuruldu. Olayın başlangıcı ise, 1953 yılında soykırım kurbanları anısına Kudüs'te bir Soykırım Müzesi’nin, Yad Vashem'in kuruluşuna dayanıyor. Naziler Yahudi halkına karşı Holokost'u başlattıklarında, hayatlarını riske atarak onların elinden insanları kurtarmaya çalışanlar da unutulmasın isteniyor. Bu insanlar İbranice "khassiday umot ha-olam" olarak adlandırılıyorlar, "yani dünya aleminin vicdanlı insanları" [the righteous among the nations]. Bunlardan saptanabilenlerin adları bir duvarın üzerine nakşediliyor. Daha sonra isimler çoğalınca, bir "bahçe" oluşturulmasına karar veriliyor. Bugün Kudüs yanında, Saraybosna ve İtalya, Padova kentinde de bir "Doğrular Bahçesi" oluşmuş vaziyette.
Padova'daki bahçe ve anıt 2008 yılında açıldı. Bahçede dört önemli soykırımın "Doğru İnsanlarına" yer veriliyor: Yani Ermeni Metz Yeghern, Yahudi La Shoah, Ruanda ve Bosna Jenositleri konusunda vicdan taşıyıcıları. Türkiye’den Ayşe Nur Zarakolu, Suriye’den de bir çok insanın yaşamını kurtaran Fayez El Hüseyin bu bahçede yer almaya layık görülen isimler. Bu bahçede yer alanların adına değişik ağaçlar dikiliyor ve isimleri ağaçların ruhuna emanet ediliyor. Meyvelerini tüm insanlık topluyor.
İnsanlar zulme uğradıklarında acılarını feryat ederek gösterirler. Acılarını gösterdiklerinde faili yaptığı zulümle yüzleştirmek ister, böylece de ondan tutum değişikliği umarlar. Sadist faillerde bu durum acıma yerine haz uyandırdığından daha da sertleşmelerine yol açar. Çünkü mağdurun çektiği acı onun hakimiyetinin kanıtıdır; amacına ulaşmanın hazzını yaşar. Kötülerin, diktatör ruhlar yaşamlarını kötülüğe adarlar, tıpkı iyilerin ömürlerini iyiliğe adamaları gibi. Geçen yıl ruhunun ufkuna yürüyen eğitimci ve ilahiyatçı Mehmet Ali Şengül Beyefendi gibi. Hiç yılmadan bir ömür Türkiye’den sonra Uzak Doğu ve Avrupa’da insanlık bayramı için beklentisizce ömrünü adadı. Ayrım yapmadan değişik milletlerin yeni jenerasyonlarının ahlâklı, erdemli olabilmesi için koşturdu. Devletin ceberut yüzüne, 1983 de Mehmet Özyurt ve arkadaşları ile beraber işkence görmesine rağmen, ülkesine ve milletine küsmedi. Ömrünün sonuna kadar doğruluktan ayrılmadı ve son nefesini ülkesine hasret içinde verdi. Almanya, Hanau şehrinde gözyaşları ile toprağa verildi.
Dünyanın iyi insanlarına bir diğer örnek; 15 Temmuz’dan sonra kapatılan Fatih Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden, Kanada’da gölde boğulmak üzere olan bir kişiyi kurtarmaya çalışırken hayatını kaybeden Prof. Dr. Hakan Acar. Hukuk profesörü Acar, öğretmen eşi Gülbin Acar ile birlikte 15 Temmuz’dan önce 2015 yılında Kanada’ya gitti. Ancak 15 Temmuz sonrası Türkiye’ye tekrar dönemediler ve iltica etmek zorunda kaldılar.
Hakan Acar önce London Ontario King’s University of College’a ziyaretci profesör olarak çalıştı, ardından Toronto Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde master yaptı. Sonrasında ise kendi hukuk bürosunu kurdu ve özellikle göçmen hukuku üzerine avukatlık hizmetleri verdi. Hakan Acar’ın biri down sendromlu olan iki de oğlu vardı. Hakan Acar'ın ardından günlerce yapmış olduğu iyilikler yazıldı. Dostlarının yazdıkları ve söylediklerinden Hakan Acar'ın insanların yüreklerinde ne kadar derin izler bıraktığını gördük.
İyilik yapmaktan, doğruluktan kimse pes etmesin! İyilerin, erdemli insanların ümidini yitirdiği gün, gerçek kötüler ve yalan kazanacaktır unutmayalım!