İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la ilgili, " Maalesef ne Erdoğan'da ne arkadaşlarında utanma göremiyoruz. Hizmet siyaseti yaptıkları masalını her fırsatta anlatmaya devam ediyorlar" dedi.
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Akşener, "Mesela nice yetenekli gencimiz iş bulamazken, müdürlerine 11, danışmanlarına 5 maaş vermeye devam ediyorlar. Beş müteahhitte para aktarmaya utanmıyorlar. Milletimize pandemi şartlarında 10 milyar liralık desteği rica minnet verirken, beşli çetenin vergi borçlarını tek kalemde silmeye utanmıyorlar" ifadelerini kullandı.
Akşener'in açıklamalarının satır başları şöyle:
"Tank-Palet’i peşkeş çektikleri yetmiyormuş gibi MKE’yi özelleştirmeye çalışıyorlar, hazırlanıyorlar. Sözüm ona muhafazakarlar ama talan etmedik, satmadık bir şey bırakmadılar. AK Parti ve ortakları için birinci öncelik saray sefasının sürmesi. Erdoğan’ın aklı içeride düşman edip dışarıda dost oldukları ile meşgul. Bunun son örneği Afganistan meselesi.
ABD, Afganistan’dan çekiliyor ama aklı oradaki havaalanında kalıyor. İç politikada ABD’ye etmedik lafı kalmayan sayın Erdoğan devreye giriyor ve bu işe gönüllü oluyor. Yani bir anlamda, “Dostum Biden sen rahat ol biz bu işi üstleniriz” diyor. Buradan sayın Erdoğan’ı aklını başını almaya davet ediyorum.
Bu anlamsız göreve aday olurken para pul konuşmanın manası yoktur. Sayın Erdoğan, Afganistan’ı kim bu hale getirdiyse bırak o toplasın. Biden’a söylemen gerekenleri söyleyemedin, söylememen gerekeni de büyük bir iştahla söylüyorsun.
ABD’li askerin canını kurtarmak için kendi askerinin canını feda etmekte bu kadar hevesli olma. Böyle diplomasi olmaz. Bu maceraya atacağın kınalı kuzuların ayağına taş değerse senden biliriz, hesabını da senden sorarız.
O kadar acı ki, bu kürsüye kim çıkıyorsa o insanların peşine düşülüyor. Acaba ne buluruz o insanları lime lime yapabiliriz gibi bir tavır içindeler. O kadar üzgünüm ki… Adana’da çiftçiler beni durdurdular. Bir soğan ve karpuz üreticisi. Karpuz üreticisi olan kardeşimiz, canı yanan çiftçi feveran etti.
Ben hem yerel basına hem bizimle gelen arkadaşlarımıza bu arkadaşın söylediklerini yayınlamayın dedim. Başına iş geleceği için. Biz yayınlamadık. Biz o çiftçimizi perdelemeye çalıştık.
O kadar üzüldüm ki gitmişler, çökmüşler o arkadaşımızı, kardeşimizi A Haber denilen ‘kanal’ günlerce konuşturup televizyondan vermişler. Sayın Erdoğan fakirle oynama be, günahtır.
Onları korkutma. O günlerden geçtin sen. Babalarımızın o gece eve yiyecek ekmek getiremediği bir neslin çocuklarıyız biz ne çabuk unuttun?
Kendisi Biden’ın ne dediği ile ilgilenirken biz Bitlisli esnafımıza kulak veriyoruz. Kendisi yeni kankalık peşinde koşarken biz Afyonlu kardeşlerimizi dinliyoruz. Kendisi Türkiye’nin değiş şahsının çıkarlarını korurken biz yüz binlerce kamu çalışanın toplu sözleşmesine kafa yoruyoruz. Mağdur ettiğin binlerce insanı gör. Sen önce Afyon’un merkezinde kentsel dönüşüm adı altında çökmeye çalışılan Afyon’un ‘kupon arazisi’ diye gördüğünüz o çökme işini gör. Küçük ortakla kafa kafaya vermişsiniz bu eğri düzeni nasıl ayakta tutarız diye hesap yapıyorsunuz. Ne hukuk ne de ahlak tanıyorsunuz. Ne insafınız, ne de vicdanınız kalmış.
İki gündür sayın Lütfü Türkkan’ın meşhur çiftliği üzerinden gagalanıyoruz. Bir basın mensubu arkadaşımız, konuşma yapmaya girerken soru sormak istedi. Sayın Türkkan’ın açıklamaları var ben onlara girmeyeceğim ama onun karşılaştığı sistemin sonuçları olarak bizzat ben kim nerede ne yapmışsa takipçisi olmazsam, hepsini rezil etmezsem namerdim. Hadi bakalım. Yıkıldı mı kardeşim hepsi? Ben sayın Erdoğan’ın yanındaki pek çok insanın eviyle ilgili birçok şey çıktı ağzımızı açmadık. Çünkü tarihi eser meselesinin nasıl yürüdüğünü biliyoruz. Üzerinde tepinebilirdik. Para ile pulla alakası olmayan bir şahıs olarak şimdi yandınız."