Afganistan’daki Hizmet Hareketi okullarına el koyan Maarif Vakfı görülmemiş vurguna başladı. Veli komitesi okulda yapılan vurgunları ve eğitim faaliyetleriyle ilgili skandalları basın toplantısıyla açıkladı.
Afgan-Türk Okulları Veli Komitesi, Afganistan’da Maarif Vakfı tarafından el konulan okullardaki son gelişmelerle ilgili bilgi vermek için başşehir Kabil’de basın toplantısı düzenledi.
“İki yıldır Afgan-Türk liseleri Veli Komitesi kendi evlatlarının geleceği ve eğitim hakkı için mücadele etmektedir.” diyen Afgan-Türk Okulları Veli Komitesi Başkanı Yusu Peştun, “Elde ettiğimiz başarılar gurur vericidir. Benim kanaatime göre bizim en büyük kazancımız evlatlarımızın en büyük hakkını savunmamızı hep kanuni çerçeve içinde yürütmemiz. Yani kimse bize küçük ve kanun dışı birş eyi savunuyorsunuz diye ithamda bulunamaz.
Buna karşılık maalesef bizim hükümetimizin bu konuda attığı her adım usulsüz ve yasadışıydı. Özellikle ithamları çok aşırı ve ilgisizdi. Defalarca yürekten dediğimiz gibi Türkiye milleti bizim kardeş milletimizdir. Kaç yüz yıllık tarihimizde bölgedeki en iyi kardeşimizdi. Ve biz de bununla gurur duyuyoruz. Ve bu kardeşliği her ne pahasına olursa koruyacağız.
Şimdi Türkiye’de kardeşlerimiz arasında ihtilaflar olduysa o kendi iç meseleleridir. Biz kendimizi ona müdahale etmeye yetkili görmüyoruz. Eğer orada talep olursa sadece arabuluculuk yapabiliriz, o da tabiki siyasi olmayan bir şekilde.
Şu an Türkiye’deki bazı kişiler Türkiye’deki darbe girişiminde parlamentonun bombalanmasından Afganları sorumlu tutuyor. Bu kesinlikle kabul edilemez. Diyor ki Afgan- Türk liselerinden mezun olan öğrenciler bu bombardımanda yer almıştır. Hepimiz biliyoruz ki bunlar gerçek dışı.” dedi.
500 BİN DOLARLIK FORMALAR
Veli Komitesi Başkanı Yusu Peştun’un konuşması şöyle:
–Yine diyorlar ki size 28-32 yeni okullar açacağız. Biz de gelin yapın diyoruz. Ama bizim şu 12 okula ilişmeyin. Çünkü bizim bu konuda şüphelerimiz var. Okullardaki sistemden memnunduk ve yeni vakfın bunu devam ettirebileceğinden emin değildik.
Maalesef onlar yasadışı müdahalede bulundular. Ve maalesef bu yasadışı müdahalede devletin yüksek kademedeki yetkilileri de işin içindeydi. Ki bir tanesi fiili Eğitim Bakanı’dır. Ve 12 kişilik bir grup da toplanmış buna yardım etmiştir. Okulları yasadışı yollarla ve kuvvet kullanarak işgal etmeye çalıştılar. Tabiki biz fiziki kavgaya girmedik ve girmeyeceğiz. Ki böylecede bizim 6-7 okulumuzu aldılar.
Bize desinler ki aldıkları 8 okulu ne yaptılar. Bir tanesi bile kimsenin oraya gidip okumak isteyeceği yer değil. Hatta hepiniz biliyorsunuz, Cevizcan ve Celalabad’daki okullarda öğrenciler oradaki devlet okullarına nakil aldırmak istediler ki ondan daha iyiydi. Ona da okul yetkilileri izin vermiyor. Zorla okulda tutuyorlar. Öyle okul ki ne öğretmeni öğretmen gibi, ne dersi ders gibi ve ne de okulu bir okula benziyor!
–Ayrıca başka bir bahtsızlık da şurada. Kendileri ilan ediyorlar ki biz bu okullara 1.4 milyon dolar harcadık. Özellikle 1500 öğrencini okul üniformalarına 500,000 dolar ödediklerini iddia ediyorlar. Yani üniforma başı 333 dolar! Bizim aldığımız bilgilere göre Türkiye’de en iyi devlet okulu üniforması bile 60 dolardan daha pahalı değil. 60 dolara alıyorlar ve 333 dolar sayıyorlar. Herşeyden çalıyorlar.
–İkinci mesele: öğretmen getirdik diyorlar! 13 Pakistanlı öğretmen getirmişler. Ki onlar ne Peştunca biliyorlar ne de Farsça. İngilizce de bilmiyorlar. Konuştukları İngilizceye biz Panclisi diyoruz yani Pencabi İngilizcesi. Tabi ki ilmi seviyeleri de çok düşük. Bunun sonucu ne olacak? Tabi ki buradan mezun olan öğrenciler de düşük seviyede mezun olacaklar.
–Bunun yanında büyük siyasi meseleleri de söylüyorlar. Ben bu hükümetin bir yetkilisi olarak devletimizin bu konudaki duruşundan utanıyorum. Afganistan’ın gençleri ve ülke için iyi bir geleceği garantilemek yerine onu tahrib ediyorlar. ki bu da hala devam ediyor.
–Defalarca söyledik: eğer bir değişiklik yapmak istiyorsanız gelin Kabil’den başlayın burası merkez. İllere ne ilişiyorsunuz. Oradaki müdüriyetler. Ama buraya yasadışı gücü yetmediği için illerden başladılar. Malesef illerdeki yüksek kademeli devlet adamları, valiler dahil, onlara yardım ettiler ve gelecek neslin tahrip edilmesinin bir parçası oldular.
–Çok zamanınızı almak istemiyorum. Milli Eğitim Bakanı Türkiye Maarif Vakfı'nın resmi olarak açılışını yapmak istiyormuş. Her ne yaparsanız yapın, Maarif Vakfı eğitimsizlerin vakfıdır. Bunun sonucu da Afganistan’da cehalet ve eğitimsizlik ve gelecek neslin zayi edilmesi olacaktır. Velilerle komitede bahsettiğimiz tek şey kanun ve usulüne göre yasal mücadeledir.
Sonuna kadar mücadele edeceğiz geri adım atmayacağız. Eğer başarısız da olursak Kanuna karşı başarısız oluruz. Afganlara karşı, insanlığa karşı bir projenin sonucu ortaya çıkana karşı başarısız oluruz.
Özellikle yıllardır burada çalışan ve çok fedakarlıklarla okulları bu seviyeye getiren Türk abi ve ablalarımızı siyasi olarak yıpratmak istiyorlar. Ama biz buna müsaade etmeyeceğiz. Sonuna kadar yanlarındayız. Allah’tan Afgan milletinin ve Afgan neslinin başarısını istiyorum. Ve Afganistan nesline zarar vermek isteyen kim olursa olsun onun berbat edilmesini diliyorum.”
“HÂLÂ FIRSAT VARKEN BU GASPTAN VAZGEÇİN”
Afgan-Türk Okulları ve Veli Komitesi Başkan Yardımcısı Fazıl Ahmet Manevi, “Eğer bugün Eğitim Bakanı bu yapılanlardan gurur duyuyorsa bilsin ki herşey tarihe kaydolunmaktadır. Bunlar sanal alemde saklanılmaktadır. Yarın tarih karşısında millet karşısında nasıl cevap verecek? Bugün üzerine itfaiye aracıyla su püskürtülen, coplarla dövülen çocuk yarın belki bu topluma lider olacak, ki inşallah öyle olacaktır.. Siz ona bu yaşananları nasıl açıklayacaksınız?
Arkadaşlar bu olayların yaşandığı illerdeki insanların bunları engellemesi bekleniyordu, ki bazıları engellemeye çalıştı da, belki de onları aşıyordu bu problemler. Tabi hükümete karşı koymak zordur. Şimdi kalan iller olarak Kandahar ve Merkez Kabil var.
Biz sözümüzde duruyoruz. Değerlerimizi koruyacağız. Bunlar boş söz değildir. Onların sözleri boştu. Bilmem 28 okul yapacağız filan diyor. Gitsin yeni okullar yapsın. Eskiden de dediğimiz gibi, biz dış ülke hükümetinden şikayetçi değiliz, biz kendi hükümetimizden şikayetçiyiz. Toplumun bu kadar sıkıntısı varken niye yeni sıkıntılar oluşturuyor bize?
Zaten itibarınız yoktu kendinizi daha da itibarsızlaştırıyorsunuz. Ayrıca barış konusunda düne kadar terörist, bölücü dediğiniz kimseler karşısında bugün diz çökmüş ve sizinle konuşması için yalvarıyorsunuz. Unutmayın kendi onurunu koruyamayan, kendi milletinin onurunu koruyamayan kişi böyle rezil olur. Hala fırsat varken bu gasp olaylarından vazgeçin.Okullara el uzatan gaspçıları engellesinler. Yoksa Allah korusun yarın bu büyük bir milli faciaya dönüşmesin.
Eğer millet bunun karşısında durursa ve kan dökülürse ki o zaman bu hükümet olayları toparlayamaz. Ülkemiz hassas dönemde bunu daha da kötüleştirmeyelim. Ki bu milletin hakkıdır. Ben umuyorum ki bu olaylar düzeltilir ve milletimiz daha çok rencide edilmez ve gençlerimizin eğitimine mani olunmaz.”
“TÜRKİYE MAARİF VAKFI BİLSİN Kİ ÖLENE KADAR PEŞİNİ BIKARMAYACAĞIZ”
Afgan-Türk Okulları Veli Komitesi Başkan Yardımcısı Abduşukur Dodras ise şunları söyledi:
“Ülkemize gelen Türkiye Eğitim Bakanlığı Müşaviri basın toplantısında demiş ki; Bu devretme işlemi Afganistan hükümeti ve Türk hükümeti arasında imzalanan anlaşmaya göre iki ay içerisinde gerçekleşti.
Böyle bir devretmeye lanet olsun!!!
Ben Türk hükümetini çok güçlü olduğunu sanırdım ama ya Türkiye eğitim bakanlığının ya da Türk hükümetinin haberi yok Türkiye Maarif Vakfı’nın faaliyetlerinden ve ya da kendileri görmezden geliyorlar.
Çünkü Afganistan Ekonomi Bakanlığı Türkiye Maarif Vakfını özel bir kurum olarak kaydetmiş ve anlaşma yapmış; ama Türkiye eğitim bakan yardımcısı Türk hükümetine bağlı olduğunu söylüyor.
Türkiye Maarif Vakfı bilsin ki biz ölene kadar bu meselenin peşini bırakmayacağız ve hakkımızı arayacağız. Biz ölürsek de vatan sever Afganlar bu işin peşini bırakmayacaktır.
Sadece evrak sahteciliği değil arkadaşlar, bunlar bizim polisimizi kullanarak uzun süreli anlaşması olan Afgan-Türk eğitim kurumlarını gasp ettiler. Ama Bakan yardımcısı buna devir işlemi demiş, bunun neresi devir. Türiye Maarif Vakfı bütün Afgan milletini yabancılara tetikçilik yapıyor sanmasın, bu öğrencilerin okullarının gasp edilmesinin hesabını soracaklar.
Üçüncü bir şey olarak sadece evrak sahteciliği ve gasp etmekle kalmadılar özel mülkiyete tecavüz ettiler ve bütün bu suçları işlediler. Belki de bize Afgan güvenlik güçleri teslim etti diyorlardır. Ama Türkiye Maarif Vakfı da polis ile beraber bütün bu suçları işlemiştir ve muhakkak hesabını soracağız. Hepsinden önemlisi evlatlarımızın eğitim ve öğretim haklarını uluslararası hukukla güvence altında olan haklarına müdahale ettiler.
Bütün bunların hesabını da soracağız. Bir de Bakan yardımcısı gelmiş diyor ki açılış yapacağım. Yahu arkadaş neyin açılışını yapıyorsun. Elleri kelepçeli öğretmenleri mi ya da polisin götürdüğü öğretmen ve öğrencilerin mi açılışını yapacaksınız. Yuh olsun size ayıptır utanın biraz.
Gelin en azından aynı yerküre üzerinde yaşayan insanlar olarak, isterseniz uluslararası hukuk ve diplomatik kurallar çerçevesinda oturup konuşalım. Bakalım bizim sözlerimiz mi doğru sizin mi?
Özel mülkiyete tecavüz ve gasp girişiminiz ve evrak sahteciliğiniz ve eğitim ve öğretim hakkına müdahele işlerinizin adına açılış mı diyorsunuz?
Bırakın Bakan yardımcısı bey her iki devlete de yalan söylüyor,diyor ki biz bu okulları yaptırdık ve açılışını yapıyoruz. Ayıptır ama yahu siz iki ayda daha okul değişikliği için evrak veremiyorsunuz nasıl bina yaptınız.
Biz size hatırlatıyoruz. Siz şuan güçlü Türkiye hükümetinin ve çok zayıf Afgan hükümetinin yanında olup bu işleri yapıyorsunuz. Ama eğer hukuki bir mesele diyorsanız gönderin savcılarınızı ve avukatlarınızı ben sizinle mahkemeye çakacağım.
Biz Türk öğretmenlerden eğitimin de bir inanç hakkı olduğunu öğrendik ve bu hakkımız için sonuna kadar sizinle mücadele edeceğiz. En son olarak Türk öğretmenlere sesleniyorum kim size ne derse desin biz veliler olarak sizlerden çok razıyız ve memnunuz .sağ olun. Biz Afganlar başarısızlık nedir bilmeyiz çünkü biz her zaman başarılı olmuşuzdur.ama bazen bazıları birlik olmayışımızı ve zaaflarımızı kullanmış olabilirler ama bunlar geçicidir.
Bizim için topraklarımızı gasp eden ile eğitim hakkımızı gasp eden aynıdır. Biraz duygusal konuştum ama aynı mefkürede olduğumuz için ve hem fikir olduğumuz için bu duygusallık. İnançlı insanlar hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez ve karamsar olmaz. Hak tarafında olanlar her zaman kazançlı sayılır. Ne sonuç çıkarsa çıksın önemli olan duruşumuz ve gittiğimiz yoldur.”