Maaşları ödeyemeyeceğini söyleyen işletmeciler, maden ocaklarını kapatıyor

Maden-İş Sendikası Kütahya Şube Başkanı Bülent Aydın, Soma maden faciasında yaşanılan acılardan sonra Türkiye'de maden sektöründe yeni bir dönemin başladığını, asgari ücretteki artışın ardından maliyetleri karşılayamayan işletmelerin ocakları kapattığını söyledi.

Gediz'de kapanan ocaklarda 500 kişinin işine son verildiğini ifade eden Aydın, "İşverenler yeni asgari ücret düzenlemesiyle zorlanacaklarını ve bu maliyetleri karşılayamayacaklarını, ocakları kapatacaklarını beyan ettiler." dedi.

Bülent Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son çıkan düzenlemelerle yeraltı ocağı çalıştıran işverenin çift asgari ücret ve asgari ücretinde net 1300 lira olması nedeniyle iki asgari ücret karşılığı yer altı işçilerini çalıştırması, günde 6 saat çalışma, haftada 2 gün izin vermesi gerekiyor."

İşverenlerin yeni asgari ücret düzenlemesiyle zorlandıklarını ve ocaklarını kapattıklarını ifade eden Maden-İş Sendikası Kütahya Şube Başkanı, "İşverenler yeni asgari ücret düzenlemesiyle zorlanacaklarını ve bu maliyetleri karşılayamayacaklarını, ocakları kapatacaklarını beyan ettiler. Gediz'deki işletme sahipleriyle görüştüğümüzde, bizim işçilerin maaşlarında gözümüz yok, çalışanlarımız maaşı hak ediyorlar. Ama bizim bu maaşları ödeme gücümüz yok. Keşke olsa da biz bunları ödesek, o işletmeleri kapatmasak, çalıştırsak. Gediz'de kapanan ocaklarda 500 kişinin işine son verildi. Bu insanlar burada çalışmaya devam etse, hem ülke ekonomisi kazansa hem de biz kazansak. Şunu iyi anlamak lazım maden ocakları sahipleri, burada 100 kişi çalışıyor, bunu 50 kişiye düşüreceğim demiyor, ben burayı bu şartlarda çalıştıramam diyor. Devletin yer altı işletmecilerine belirli bir katkı vereceği ümidindeyiz. Biz özellikle Maden-İş sendikası olarak beklenti içerisindeyiz. Madenlerde çalışan insanlar işsiz kalmasın. Bizim için hem işçi hem de işveren önemli." şeklinde konuştu.

Kütahya'nın maden sektöründe Türkiye'de önemli bir yere sahip olduğunu vurgu yapan Aydın, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de çıkarılan madenlerin bor, gümüş, şap, manyezit, linyit gibi 35 çeşidi Kütahya'da çıkarılmaktadır. Maden yatağı olarak olarak zengin bir yeraltı kaynağına sahiptir. Kütahya'daki maden işletmelerinin ekonomiye ciddi katkısı olduğu gibi binlerce insan geçimini bu alanda sağlamaktadır. İstihdam alanında ağırlıklı olarak bor ve linyit söz sahibidir."

"YERALTI OCAKLARI GÜVENLİ DEĞİL"

Yeraltı ocaklarının güvenli olmadığını, hayati konularda tedbir alınmadığına vurgu yapan Bülent Aydın, "Buralarda gerçekleşen grizu patlamaları sonucu göçükler, yangınlar gibi etkenlerde toplu ölümler yaşanıyor. Yer altı ocaklarında yaşam odaları yok. Çalışanların kendilerini koruyacak kişisel koruyucu donanımları tam değil. Devletin çalıştırdığı yerlerde iş kazalarına çok rastlamıyorsunuz. Çalışma şartları daha iyi. Devlet gerekli tedbirleri önemsiyor ve alıyor. Çalışma saatleri belli. Ama özel sektörde madenciliği kimin yapacağını belirleyen bir şey yok. Parası olan bir yer alıyor, orayı çalıştırıyor. Çoğu işletme örgütsüz. Sendika olan yerde, sendika denetleme görevini de yapıyor. İşverene yardım ediyor, çalışana da destek ediyor. 13 Mayıs'tan sonra çıkarılan yasalarda denildi ki, yeraltında çalışanlara çift asgari ücret ödenecek, çalışma saatleri günlük 6 saati geçemeyecek gibi maddeler yasalaştı. Sahada uygulamalarında sıkıntılar yaşandı."

"176 YERALTI İŞLETMESİNİN 13'Ü KAMUYA AİT"

Türkiye genelinde 176 tane yer altı işletmesi olduğunu bunlardan 13 tanesinin kamuya ait olduğunu kaydeden Maden-İş Sendikası Kütahya Şube Başkanı Bülent Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: "Ülkemizde, son günlerde yaşanan Rusya krizi sebebiyle, Rusya doğalgazı keserse, bu büyük bir tehdit. Rusya tehdidinden sonra gaz kesilir mi kesilmez mi? şimdi İsrail'e, Azerbaycan'a kimde gaz varsa gidiyoruz. Yarın bunlarla sorun yaşayıp yaşamayacağımız ne malum. Biz yıllardır şunu söylüyoruz. Türkiye yerli enerji kaynaklarına dönmelidir. İvedilikle bu konunun ele alınmasını söyledik. Zaman bizi haklı çıkardı. Bizim yerli enerji kaynağımız ilk başta kömür. İlk önce enerji üretiminde sonra ısınmada çevreyi kirletmeyecek şekilde teknoloji kullanarak bunu yapabiliriz. Kendi kaynaklarımıza dönmemiz lazım. Hem kendi ulusal çıkarlarımız için, hem de içeride istihdam oluşturmak için." CİHAN
27 Ocak 2016 14:49
DİĞER HABERLER