Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dün Moskova'da gerçekleşen görüşmesinin ardından açıklama yaptı. Macron, önümüzdeki günlerin Ukrayna krizinin daha fazla büyümesini önlemek için kritik olacağını belirtti.
Putin ise Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığmaya başlamasından bu yana ilk defa Batılı bir liderle ilerleme kat edildiği yönünde ifadeler kullandı.
Putin, Macron'un bazı tekliflerinin "beraber atılacak adımların temelini oluşturabilecek konumda" olduğunu, ancak "henüz üzerinde konuşmak için çok erken olduğunu" söyledi.
Yaklaşık 5 saat süren toplantıdan sonra basına açıklama yapan Macron, Putin ile müzakerelerin devam edeceğini belirtti.
Bu görüşmelerin Rusya-Ukrayna sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda belirleyici olacağını ekledi.
Diğer yandan iki liderin toplantısına masanın uzunluğu damga vurdu.
Bunun bir Covid-19 önlemi mi olduğu yoksa Avrupa ve Rusya'nın arasındaki mesafeyi mi sembolize ettiği sorusu gündeme geldi.
Radio France Moskova muhabiri Sylvain Tronchet'nin aktardığına göre, Macron ve Putin'in Moskova'daki görüşmesinde Covid-19 kapsamında ciddi önlemler alındı, önceden PCR testleri yapıldı ve masada ikisinden başka kimse oturmadı. Çevirmenler kabindeydi.
Sosyal medyada ve Fransız basınında Putin'in birkaç gün önce Macaristan Başbakanı Victor Oban'la da aynı mesafeden görüştüğü hatırlatıldı.
Avrupa Parlamentosu üyesi Alman politikacı Daniel Freund, iki ülke liderinin 1 Şubat'taki görüşmesinden sonra bir fotoğraf paylaşarak, "Kremlin'deki masalar bile gaz boru hatlarına benziyor" yazmıştı.
Le Figaro gazetesi, masanın siyasi olarak sembolik bir öneminin olmadığını, geçen hafta Oban'ın da aynı kaderi paylaştığını yazdı.
Gazeteci Sylvain Tronchet da Orban görüşmesini hatırlattı.
Yine de Putin ve Macron görüşmesindeki masanın boyutuyla ilgili pek çok palaşım yapıldı.
Rusya gazetesi Kommersant "Omacron" başlığı attı.Fransa'nın önde gelen yayın organlarından France Culture, "Putin, Macron ve dünyanın en uzun masası" başlığını attı, "
iki dünyanın boşanmasını temsil etmek istiyorsanız bu görüntü yeter" yazdı.
Liberation gazetesinin ilk sayfasında masanın uzunluğuna dikkat çeken bir görsel vardı. İki liderin dört metrelik olduğu belirtilen masanın uçlarında yaptığı toplantı için video görüşmesi benzetmesi yapıldı.
Kimileri ise bu uzun masayı bir küçük düşürme olarak değerlendirdi.
Yeniden görüşecekler
Ziyaret öncesi yaptığı açıklamada Macron, Ukrayna'da savaşı önlemek adına bir anlaşmanın mümkün olduğunu düşündüğünü ve Rusya'nın kendi güvenlik endişelerini dile getirmesini meşru bulduğunu ifade etmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı, Avrupalı ülkeleri korumak ve Rusya'yı yatıştırmak üzere "yeni bir denge" çağrısında bulunmuş, Ukrayna'nın egemenliğinin tartışmaya açık olmadığı konusundaki görüşlerini yinelemişti.
İkilinin Macron'un bugün yapacağı Ukrayna ziyaretinden sonra tekrar görüşmesi bekleniyor.
"Tam fikir birliği"
Dün ABD Başkanı Joe Biden ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Washington'da görüştü.
Biden, görüşme sonrasında yapılan basın açıklamasında Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda Rusya'dan Almanya'ya uzanan Kuzey Akım 2 boru hattını "sonlandıracağını" yineledi.
Scholz ise ABD ve Almanya'nın Rusya'ya karşı olası yaptırımlar konusunda "tam fikir birliği içinde" olduğunu belirtti, "Rusya'ya karşı yaptırımların çok sert olacağını" ekledi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da yaptırımları desteklediğini belirtti.
Johnson: Askerleri konuşlandırabiliriz
Salı günü The Times gazetesine yazan Johnson, İngiltere'nin Kraliyet Hava Kuvvetleri ve Donanması'nı bölgeye konuşlandırabileceğini ileri sürdü.
Rusya'nın komşusu Ukrayna sınırına 100 bin civarında asker yığması Batılı ülkeler tarafından işgal hazırlığı olarak yorumlanmıştı, ancak Rusya bu iddiaları reddediyor.
ABD'li yetkililer, Rusya'nın tam ölçekli bir işgal için gerekli askeri kapasitenin yaklaşık yüzde 70'ini sağladığını söylemişti.
Moskova yönetimi, Ukrayna'nın NATO'ya üye olmasının engellenmesi ve birliğin Doğu Avrupa'daki askeri varlığını azaltması da dahil olmak üzere bazı taleplerde bulunuyor.
Batı ise bu talepleri reddedip bunun yerine nükleer silahların azaltılmasına ilişkin görüşmeler gibi başka müzakere alanları öneriyor.
İngiltere Başbakanı Johnson'ın sözcüsü Rusya'ya NATO'nun rolüyle ilgili garantiler sunmak istediğini açıkladı ve Avrupa'daki demokratik ülkelerin isterlerse birliğe katılabilmeleri gerektiğini söyledi:
"Rusya, NATO'nun saldırganlığından endişe duyduğunu belirten açıklamalar yaptı ancak NATO temelde bir savunma ittifakı olduğu için bu kaygıların temelsiz olduğunu açıkça söyledik" diyen Johnson şöyle devam etti:
"Yine de bu kapsamda diplomatik garantiler vermek için Rusya'yla çalışmak istiyoruz. Bu taviz vermek anlamına gelmiyor çünkü hem Başbakan Johnson hem de diğer Batılı liderlerin söylediği gibi, isteyen her Avrupa demokrasisinin NATO'ya katılma hakkı vardır."