Maden şirketiyle yeni bilgiler ortaya çıktı

Maden şirketiyle yeni bilgiler ortaya çıktı
Karaman'daki kömür ocağında 2 yıl önce de su sızıntısı olmuş...

Karaman'ın Ermenek İlçesi'ne bağlı Güneyyurt Beldesi'nde 18 işçinin mahsur kaldığı kömür ocağının sahibi Has Şekerler Madencilik'in sahibi Saffet Uyar'ın, Soma'da 1 işçinin hayatını kaybettiği 27 işçinin de yaralandığı, Kasım 2013'te kapatılan Uyar Madencilik'in sahibi Azim Uyar'ın amcasının oğlu olduğu ortaya çıktı. Bu arada, Saffet Uyar'ın yine, 2012 yılında aynı ocakta, benzer bir su sızmasının meydana gelmesi üzerine, kuzeni Azim Uyar'dan da yardım istediği ve tamir yoluna gittikleri ileri sürüldü.

Güneyyurt Beldesi'nde iki dönem Anavatan Partisi'nden Belediye Başkanlığı da yapan, ancak Ak Parti'den girdiği iki seçimi kaybeden, facianın meydana geldiği Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi Saffet Uyar hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

KUZENİNİN MADENİ DE KAZADAN SONRA KAPATILDI

Saffet Uyar'ın Soma'da 2013 yılının ekim ayında meydana gelen kazada, 1 işçinin öldüğü 27 işçinin de yaralandığı maden ocağının sahibi Azim Uyar'ın amcasının oğlu olduğu ortaya çıktı. Azim Uyar'a ait Darkale Kömür Ocağı'nda da, 2013 yılının Ekim ayında yerin 300 metre altında meydana gelen kazada, işçilerden 49 yaşındaki evli 6 çocuk babası Yunus Güçlü hayatını kaybetmiş, 27 işçi de yaralanmıştı. Kazanın ardından Azim Uyar'a ait bu maden ocağı, Kasım 2013 tarihinde tamamen kapatıldı. Bu maden ocağında çalışan işçilerin tazminatlarını alamadıkları gerekçesiyle Azim Uyar'a açtıkları davanın devam ettiği öğrenildi.

İYİ YIL ÖNCE DE AYNI OCAKTA SIZINTI OLMUŞ

Bunun yanı sıra, Ermenek'teki madende, 2012 yılında da yine su sızıntısının meydana geldiği saptandı. Saffet Uyar'ın o tarihte, şans eseri bu sızıntının farkına varan işçilerin dışarıya çıkmalarının ardından kuzeni Azim Uyar'dan yardım istediği de ileri sürüldü. Daha sonra hem başka madenlerden, hem de Azim Uyar'ın maden şirketinden getirilen pompalarda suyun çekildiği, ardından da tamir yoluna gidildiği öğrenildi.

TEMA’nın 2013 Karapınar raporu: Su baskını yaşanabilir

TEMA tarafından 2013 Kasım ayında yayınlanan Karapınar Kapalı Havzası Raporu’nda linyit havzasındaki yeraltı sularının 20 metre derinlikte olduğu vurgulanarak, "Yeraltı suyu konusunda bütün bu önlemler alınsa bile yaşanacak su baskını, çökmeler, heyelanlar gibi kazalarda muhtemel can kayıplarının telafisi olmayacaktır." deniliyor.

Bölgedeki yeraltı suyunun yerin en çok 20 metre derinliğinde olduğu ifade edilen raporda, 300 metreyi aşan derinliklere erişecek kazı yapılması durumunda, bu kazının bütününe yakını yeraltı suyu düzeyinin altında sürdürülmek zorunda olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda şu tespitler yer alıyor: "Yeraltı su düzeyleri ve toprak yapısı göz önüne alındığında, işletmenin her yerinde 20 m’yi biraz aşan derinliklerden başlayarak yeraltı suyu mevcut olduğu ve açılacak kazı çukuruna farklı tabakalardan yeraltı suyu gireceği görülmektedir. İşletmenin sürdürülebilmesi için ya ocak tabanında birikecek olan suyun pompalarla ocak çukuru dışına atılması ya da (veya aynı zamanda) ocağın ilerleyeceği yönde yeteri kadar önceden, yeterli sayıda su kuyusu açılması ve içlerinden sürekli su çekilerek su tablasının düşürülmesi ve böylece ocağa su girişi önlenirken zayıf tabakaların su kapsamının da zamana yayılarak düşürülmesi gerekmektedir."

‘Şevlerin duraylılığını güvence altına alabilmek için çok önceden, en az bir ya da iki yıl önceden yüzlerce derin yeraltı suyu kuyusu açılıp sürekli, kesintisiz su çekilmesinden başka etkili bir yol görülmemektedir.’ denilen raporda, şunlar dile getiriliyor: "Bu yolun uygulamada nereye varacağı tam kestirilemez. Zira bu durum, bölgedeki tüm yeraltı suyunun çekilmesi, o bölgenin ekosisteminin tamamen yok edilmesi anlamına gelecektir. Kömür işletmesinin gerçekleştirilebilmesi için Konya Kapalı Havzası’nda mevcut 90.000’i aşkın yeraltı suyu kuyusuna daha fazla su kuyusunun eklenmesi anlamına gelecektir. Bu alanda yeraltı suyu düzeyleri 20-25 m’den başlayıp, 300 m’den daha derine kadar düşürülecektir. Yeraltı su düzeylerinde böyle bir düşüş olması halinde, yaşam alanlarının bulunduğu bölgede çöküşler yaşanması, apartman, dükkân, sağlık ocağı gibi yaşam alanlarının obruklar tarafından yutulması ihtimal dâhilindedir. Fakat, doğanın kendi içerisindeki dengeyi sağlaması ilkesi uyarınca, su düzeyinin yüksek olan yerden alçak olan yere doğru akacağı gerçeği göz önüne alınırsa; su düzeylerini dengelemek için, mevcut durumda Karapınar’dan kuzeye, Obruk Platosu’nun altından Tuz Gölü Havzası’na akan yeraltı suyu, artık geriye Karapınar kömür havzasına doğru akacaktır. Ereğli yönünden Akgöl’ün tabanından da buraya doğru akış başlayacak ve oralarda da su düzeyleri daha da düşeceği için şeker pancarı üretimi imkânsız hale gelecektir. Hotamış Ovası’nın yeraltı suyu da bundan kaçamayacak, kömür ocağına doğru akacaktır. Bu durumda da projelerde öngörülenden çok daha fazla su çekilmek zorunda kalınacak ve proje maliyeti önceden kestirilemeyen düzeyde artacaktır. Yeraltı suyu konusunda bütün bu önlemler ve bedeller göze alınsa bile yaşanacak su baskını, çökmeler, heyelanlar gibi kazalarda muhtemel can kayıplarının telafisi olmayacaktır."

DHA - CİHAN

29 Ekim 2014 12:26
DİĞER HABERLER