Karaman'ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim 2014 tarihinde yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin aileleri, halen göz yaşları içerisinde sorumlulardan hesap sorulmasını istiyor.
Madenci eşleri ve babaları, sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasına izin verilmediğinden şikayet ederek, "Başbakan ve Cumhurbaşkanı, 'Sorumlular kimse gereken cezasını alacak' diye söz vermişti. Ama bakanlık, müfettişlerin yargılanmasına izin vermedi. Bize verilen sözler tutulmadı." diyerek tepki gösterdi.
Ermenek'teki Hasşekerler Kömür İşletmesi'nde yaşanan maden faciasının üzerinden tam bir yıl geçti. Yer altındaki eski maden ocaklarında biriken 12 bin ton suyun aniden işçilerin bulunduğu maden ocaklarına boşalması sonucu 18 maden işçisi yer altında mahsur kalmıştı. Tam 38 gün süren arama kurtarma çalışmalarının neticesinde hiçbir madenci ocaktan sağ olarak kurtarılamamıştı. Madenci ailelerinin feryatları ve hikayeleri ise günlerce bütün Türkiye'yi yasa boğmuştu. Ocağı denetleyen kamu görevlileri ile işletme sahipleri ve mühendislerin ihmalleri ise Türkiye'deki 'madencilik' gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermişti.
'KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASINA İZİN VERİLMEDİ'
Maden kazasının yaşandığı gün 5 aylık hamile olan ve Sare isminde bir kız çocuğu dünyaya getiren Ali Haznedar'ın eşi Fadime Haznedar, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın sözünde durmadığını dile getirdi. Ermenek'teki mahkemeye, kamu görevlilerinin yargılanmasına izin verilmediğini söyleyen Fadime Haznedar "Ermenek'teki mahkemeye, kamu görevlilerinin yargılanmasına izin verilmedi. Cumhurbaşkanı, Başbakan bize 'Suçlular kim ise bulacağız, arkanızdayız. Herkes hak ettiği cezayı alacak' diye söz verdiler. Ama şimdi kamu görevlilerini koruyorlar. Mahkemede adları bile geçmiyor. Devlet 'onlar suçsuzdur' diye dava açtırmıyor, gizliyor." sözleriyle tepki gösterdi.
DOĞMAMIŞ BEBEĞİMİN BÖBREĞİNİ YEDİLER
Maden kazası yaşandığında 5 aylık hamile olduğunu ve acılarının hiç dinmediğini anlatan Fadime Haznedar göz yaşları içerisinde şunları söyledi: "Çocuğum doğdu, 8 aylık oldu. Ama ben bu çocuğumla hastanelerde yata yata neler çektim. Üzüntümden, stresimden çocuğum da sağlıklı doğmadı. Böbreği büyüme yaptı ve böbreğini aldılar. Yiğidimi yedikleri yetmezmiş gibi çocuğumun da böbreğini yediler. Bize bunu çektirenlerin de ciğerleri çıksın inşallah. Bizim eşlerimizi diri diri gömdüler. Terörist sadece dağda aranmaz. Benim yiğitimi, 18 işçiyi diri diri gömdüler. Bu vicdansızlar bizim eşlerimize, yarım saatlik dışarıda yemek molasını çok gördüler. Biz acı soğan yemeye razıydık."
BABAM HEP RÜYALARIMA GİRİYOR
Fadime Haznedar'ın büyük kızı 12 yaşındaki Semanur Haznedar da, babasının sürekli rüyalarına girdiğini anlatırken göz yaşlarına boğuldu. 'Keşke babam geri gelseydi' diyen küçük kız "Babam benim hep rüyalarımda. Keşke gelseydi, ocaktan hepsi kurtulsaydı. Çocuklar yetim kalmasaydı. Çok kötü babasızlık." diyerek yürekleri dağladı.
İKİ OĞLUNU KAYBEDEN BABA: BAKAN, MÜFETTİŞLERİ YARGILATMIYOR
Ermenek'teki maden kazasında Ali ve Kerim isimlerinde iki oğlunu kaybeden baba Şükrü Haznedar da, Aşağıçağlar Köyü'nde bulunan çocuklarının kabri başında dua etti. Acılı Baba Haznedar, maden kazasında sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasına izin verilmediğini söyleyerek tepki gösteriyor. Başbakanın bu şekilde açıkça 'Ben kamu görevlilerimi yargılatmam' demiş olduğunu aktaran Haznedar şöyle konuştu: "Biz sorumluların yargılanmasını istiyoruz. Ama, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ilgili müfettişlerin yargılanmasına izin vermedi.
Yani bunun anlamı, Başbakan “ben kendi kamu görevlilerimi yargılatmam” demiş oldu. Mahkeme duruşmasına 10 gün kala Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı madenci ailelerine birer dosya göndermiş. Ben kabul etmedim. Dosyanın içeriğinde de suçlu olan kamu görevlilerinin yargıya taşınmaması içinmiş. Suçlu kimse yargılansın. Bakan Faruk Çelik, 'Biz bu ocağı kapatacağımız zaman 50 kişi devreye girip engel oluyor" demişti. Bunu söylerken yanında da diğer Bakan Taner Yıldız vardı. Bu 50 kişi kim ise yargı önüne getirilsin. Faruk Çelik, bunlar kim, açıklasın. Bakan Çelik 'Biz doğuluyuz mertiz' der. Onların mertliği bu mu? Mert olan adam mert konuşur. Ama malesef sorumluların yargılanmasına izin verilmiyor."
CİHAN