ABD’nin küresel jandarmalığını yapan NATO’nun Madrid’deki ‘tarihi’ zirvesinde ‘ittifak’a format atılacak. Yeni ‘stratejik konsept’in kabul edileceği zirvede bir Atlantik ittifakı olan savaş örgütü Pasifik’e odaklanacak.
BirGün'den Umut Serdaroğlu'nun
haberine göre, Kuzey Atlantik İttifakı’nın (NATO) İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılacak iki günlük zirvesi yarın başlıyor. 29-30 Haziran’da gerçekleştirilecek olan ve ‘tarihi’ olarak nitelendirilen zirvede Ukrayna savaşı, siber saldırılar, küresel güvenlik meseleleri masaya yatırılacak. Ancak zirvenin en önemli gündem maddesi ittifakın on yıllık yeni yol haritasının belirleneceği “Stratejik Konsept” olacak. NATO’nun 2030’a kadar izleyeceği stratejini belirleyecek olan “Stratejik Konsept” ile örgütün jandarmalık görevi Atlantik’ten Pasifik’e kadar genişletilecek.
ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da aralarında olduğu üye ülkelerin lider ve devlet başkanlarının katılacağı zirvede NATO’ya yeni format atılacak. Haziran 2021’de Brüksel’deki buluşmada NATO liderleri, Madrid’de onaylanacak Stratejik Konsept için çalışma kararı almışlardı. 2010’da Lizbon’da kabul edilen Konsept İttifak’ın üç temel görevi olarak adlandırılan savunma, kriz yönetimi ve güvenlik işbirliği görevleri arasında bir denge kurmayı amaçlıyordu.
CEPHE GENİŞLETİLİYORAtlantik havzasından Hint-Pasifik’e uzanmak isteyen NATO, cephe hattını yeni üye ve ittifaklarla güçlendiriyor. Rusya’nın tepkisine rağmen ittifaka adaylık başvurusu yapan İsveç ve Finlandiya ile Gürcistan’a ilaveten ilk defa Asya-Pasifik 4’lüsü olarak da adlandırılan Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda NATO toplantısında bulunacak. NATO’nun bu ülkelerle ortaklık ilişkilerinin geliştirilmesi karara bağlanacak. AB Komisyonu ve AB Konseyi de başkanları tarafından toplantıda temsil edilecek.
ÇİN İLK DEFA MASADA2030 Raporu’nun içeriğinde yer alan “NATO’yu daha güçlü ve geleceğe hazır hale getirmek” ifadesi örgütün bulunduğu kalıptan çıkarak yeni bir formata bürüneceği sinyalini veriyor. Yeni dönemdeki en büyük hedef ise Çin. Belgede Çin’in “stratejik yükselişinin oluşturduğu sistematik tehditler” yer alıyor. Çin’in dünya üzerindeki varlığının giderek arttırması ve ekonomik olarak ABD’nin yerini almaya çalışması karşısında Washington NATO’yu da devreye soktu. Bu yüzden Madrid’deki zirvede ilk defa Çin, düşman olarak masada yer alacak.
RUSYA KUŞATILACAKKritik zirvede Rusya’ya yönelik yaptırımlar da ele alınacak. Üye ülkeler Rusya’yı kuşatmak için NATO’nun doğu kanadının güçlendirilmesini savunuyor. Bavyera’daki G7 Zirvesi’nde Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada liderleri Rusya’ya yönelik yeni yaptırım kararları almıştı.
SAVAŞ ÖRGÜTÜNÜN VARLIK NEDENİ SOL DÜŞMANLIĞIABD/Batı emperyalizminin jandarmalığını yapan NATO, 4 Nisan 1949’da ABD, İngiltere, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç ve Portekiz tarafından kuruldu. Varlık koşulu sol düşmanlığı, sosyalizmle mücadele olan örgüt, ABD liderliğindeki kapitalist dünyanın jandarmalığını yaptı. 2. Dünya Savaşı sonrasında sosyalist hareketlerin yükselmesini, ABD karşıtlığının yayılmasını önlemek için aktif faaliyet yürüttü. Bir soğuk savaş ürünü olan NATO, kuruluşundan bugüne üye sayısını misliyle katladı. 2004’te 7 ülkenin katılımı onaylanırken 2009’da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017’de Karadağ ve son olarak 2020’de Kuzey Makedonya NATO’ya katılan ülkeler oldu. 2000 öncesi 19 üyesi olan NATO böylelikle üye sayısını 30’a çıkarıldı. NATO, kurulduğundan bu yana pek çok savaş yürüttü. İlk olarak 1950’deki Kore Savaşı’nda boy gösterdi. Ardından 1992’de Bosna-Hersek, 1998’de Kosova, 2001’de Afganistan, 2004’de Irak ve 2011’de Libya’ya askerî müdahalelerde bulundu.
FİNLANDİYA VE İSVEÇ İÇİN YOL HARİTASIMadrid’de yapılacak NATO zirvesinin bir diğer önemli gündem maddelerinden biri de İskandinav ülkeleri Finlandiya ve İsveç’in üyelik başvuruları olacak. Türkiye, iki ülkenin üyeliklerine uzun süredir karşı çıkıyor. Sorunun aşılması için bir süredir Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında yoğun müzakereler sürdürülüyor. Ankara’nın engelinin değişmesi için başta ABD ve NATO yetkilileri olmak üzere büyük girişim söz konusu. Beyaz Saray, Türkiye’nin endişelerini gidermek için Amerikalı yetkililerin bütün taraflarla çalışarak ellerinden gelen her şeyi yapmaya devam ettiğini açıklanırken üç ülke arasındaki müzakereler yakından takip ediliyor. Zirvede NATO’nun yeni yol haritası ve stratejisine göre ittifakın güneydeki ileri karakolu Türkiye’nin pozisyonu da şekillenecek. NATO’nun örtülü savaş ilan ettiği Rusya ile ABD arasında sıkışıp kalan Ankara’yı yeni konjoktürde zorlu görevlendirmeler bekliyor.
9 MADDEDE YENİ KONSEPT?NATO 2030 “Stratejik Konsept”i içerisinde yer alan konular şunlar:
- İttifaklar arası siyasi danışmanlıkları arttırmak.
- Nükleer, füze ve geleneksel savunmaları devam ettirmek ve verilen önemi arttırmak.
- İttifaklar arası birlikteliği arttırmak ve kolektif savunmayı güçlendirmek.
- NATO ülkelerindeki hızlandırıcı ağlar ve test merkezlerini kapsayacak DIANA projesini yürürlüğe sokmak.
- NATO’nun genişleyerek Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki faaliyetlerini arttırmak.
- Askeri eğitim kapasitesini arttırma.
- İklim Değişikliğine yönelik harekât geliştirmek.
- NATO’nun bir sonraki stratejik konseptini belirlemek.
- Ulusal savunma harcamalarını geliştirmek için ortak finansman oluşturmak.
NATO Uzmanı Doç. Dr. Aylin ÜNVER NOİ : MADRİD’DEN PEKİN’E MESAJ VERİLECEK
Çin’in ilk defa 2019 Londra Liderler Zirvesi’nde ele alındığını hatırlatan Doç. Dr. Aylin Ünver Noi, “Çin, hem belirli tehditler konusunda beraber çalışılabilecek hem de teknolojik gelişimleri göz önünde bulundurulduğunda ittifakın güvenlik kararlarını tehdit edebilecek bir ülke olarak konumlandırılmıştı” dedi. Zirvede AUKUS oluşturulduktan sonra Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın NATO liderleri seviyesinde yer almasının Çin’e yönelik önemli bir mesaj olduğunun aktaran Noi, “Bunun Güney Çin Denizi’nin serbest dolaşımının kontrol altına alınma süreci olduğunu görüyoruz” diye belirtti. Zirve’de belirlenecek “Stratejik Konsept”in 2010’da hazırlanan bir önceki konsepte göre çok daha farklı maddelerin yer aldığının altını çizen Noi, “Birçok farklı gündem maddesi, yeni tehdit unsurları yer alıyor. Ayrıca iklim değişikliği, salgınlar gibi konuların bu konsepte dâhil edildiğini görüyoruz. NATO’nun konseptte uzay vurgusu yapması aslında uzayın da artık bir savaş alanı olarak ele alındığını bizlere gösteriyor” dedi.
Rusya’ya kıyasla Çin’in toplantıda daha ön planda olacağını söyleyen Noi, sözlerin i şöyle sürdürdü: “Sadece tehdit unsurları değil, ittifak içerisindeki uyum ve birlikteliğin güçlendirilmesi de önemli bir konu olacak. İttifaklar arasındaki siyasi uyumu sağlayarak beraber karar alabilme konusu güçlendirilmeye çalışılacak. Özellikle son zamanlarda NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiği konuşmalarının sıkça dillendirilmesi nedeniyle ittifak uyumunu da altının çizildiğini söyleyebilirim.”
Türkiye’yi zorlayacak konunun NATO’nun genişleme politikası olduğunu dile getiren Noi, “Türkiye Finlandiya ve İsveç kaygılarının çözülmesi için adımlar atılmasını bekliyor. Türkiye’nin Baltık Planı’nda da benzer kaygılar vardı” ifadelerini kullandı.
Siyaset Bilimci Soli ÖZEL: AÇILIM TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİ AZALTIRDaha önce de NATO’nın alan dışına çıkma meselelerinin çokça konuşulduğunu belirten Siyaset Bilimci Soli Özel, “Afganistan’da, Ortadoğu’da bunlar denenmek istendi. Ancak bu gerçekleşmedi. Pasifik Okyanusu’n şimdilik NATO giremez. Burada ABD var olur. Sistematik Batı diye adlandırabileceğim Fransa’yı da içerebilecek bir şekilde enformel bir ilgi alanı ortaya çıkarılıyor. Ancak NATO’nun temelde Avrupa güvenliğinden sorumlu örgüt olacağını düşünüyorum” dedi. Şu an için NATO’nun Avrupa dışına çıkmasındaki engelin Rusya’yla yaşanan sorunlar olduğunu dile getiren Özel, “Atlantik İttifakı yeniden tanımlanırken Avrupalıların harcadıkları paraya rağmen güvenlik sağlayabilecek güçten yoksun oldukları ortadayken Rusya ile ilişkiler normal seviyelere gelene kadar Avrupa dışına çıkma gibi bir durum olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
NATO’nun Avrupa sınırları dışına çıkmaması durumda Türkiye’nin de NATO içindeki önemini koruyacağını aktaran Özel, şöyle dedi: “Diğer taraftan İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması durumunda NATO sınırları genişleyerek Kuzeydoğu Avrupa’dan gelebilecek tehditleri artırıyor. Bu yüzden Türkiye’nin, NATO’nun Ortadoğu’ya açılma konusundaki önemini bir nebze de olsa azaltacağını varsayabiliriz. Ancak Türkiye’yi NATO içerisinden dışlamak isteyenler de var. Henüz o noktaya geleceğini sanmıyorum ancak Türkiye, ittifak içinde herkesle bir şekilde askeri olmasa da siyaseten kavgalı bir tutumu benimseyen bir strateji izlerse Yunanistan ve Karadeniz’deki kıyıdaş ülkelerle daha yakın ilişkiler içerisine girilebilir. Ancak yaşanabilecek gelişmeler Türkiye’nin sandığı kadar vazgeçilmez olmayabileceğini ortaya koyabilir, o yüzden Finlandiya ve İsveç’e yönelik tutumunu farklı şekillendirebilir.”