Mağdur Emekçiler Platformu'ndan “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı” açıklaması

Mağdur Emekçiler Platformu ve Human Rigts Defenders(HRD) “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı” bir açıklama yayınladı

İşte Mağdur Emekçiler Platformu ve Human Rigts Defenders(HRD) ortak basın açıklaması 

Bir ülke düşünün ki; iktidardaki küçük bir elit dışında herkes “düşman” veya “potansiyel düşman” ilan edilsin.
Bir ülke düşünün ki; iş güvencesi isteyen işçiler, “güvenceme dokunma” diyen kamu emekçileri “düşman”! ilan edilsin
Bir ülke düşünün ki ; vatandaşın sağlık hakkı için mücadele veren sağlık emekçileri, bilimin ve tekniğin imkanlarını halk yararına kullanan mühendisler “düşman”!ilan edilsin.
Bir ülke düşünün ki; iktidar gibi düşünmeyen, iktidara biat etmeyen tüm emek ve meslek örgütleri “düşman”!ilan edilsin.
Bir ülke düşünün ki; emekçilerin Anayasal hakkını kullanarak kurulan sendikalar OHAL KHK’ları ile kapatılsın, bunların onlarca yöneticisi hapse atılsın ve on binlerce üyesi  fişlenerek sivil bir ölüme mahkum edilsin.
Bir ülke düşünün ki; Sırf iktidara muhalif oldukları için sermaye sahiplerinin varlıklarına el konulsun ve burada çalışan emekçiler işten çıkartılsın!
Bir ülke düşünün ki; emeğine ve yaşamına sahip çıkan kadınlar “düşman”! ilan edilsin.
Bir ülke düşünün ki ;Demokratik haklarını talep eden vatandaş, savunma hakkına sahip çıkan avukatlar, iktidar talimatı dışında haber yapmaya kalkan gazeteciler “düşman”!ilan edilsin
Bir ülke düşünün ki; tacize, tecavüze, çocuk istismarına “hayır” diyenler “düşman”! bunları yapanlar mükafatlandırılsın.
Bir ülke düşünün ki ,nüfusunun büyük bir çoğunluğu “düşman” veya “potansiyel düşman” ilan edilsin, Adalet sarayları büyürken hukuk ayaklar altına alınsın, halkın ekmeği küçülürken hapishaneler büyüsün…. 
Bir ülke düşünün ki ; düşman hukukunda bile olmayan yeni doğum yapmış kadınlar bebekleri ile hapislere atılsın. 
Bir ülke düşünün ki ; kendi ihtiyaçlarını  göremeyecek kadar engelli insanlar uydurma suçlarla hapislere atılsın .
Bir ülke düşünün ki  ;insanların kendi suçsuzluklarını ispat etmek için çabalasın ve bunun bir sektöre dönüştüğü şekliyle uygulandığı yer olsun….
Bir ülke düşünün ki  ;hakkında atılan ispat dahi edilemeyen suçlardan dolayı insanların yaşam hakları ellerinden alınmış olsun.
Bir ülke düşünün ki ;sadece eğitim faaliyetleri yapan bir kurumda resmi olarak çalıştığı için eğitimcilerin lisansları iptal edilsin,hapse atılsın ...  
Bir ülke düşünün ki ;anayasal bir hakkin gereği olarak resmi bir sendikaya üye olduğu için işinden,aşından olan yüz binlerce insan bulunsun…..
Bir ülke düşünün ki ;sadece bir haberleşme aplikasyonunu indirdiği ve kullandiği için yüz binlerce insan mağdur edilmiş olsun.
Bir ülke düşünün ki;yüz binlerce üyesi olduğu ve haklarinda islem yapildigi,onbinlercesinin hapse atildigi, hicbir seklide siddete bulasmamis oldugu halde teror orgutu olarak lanse edilmis olsun….
Bir ülke düşünün ki; kendi Anayasa si dahil hic bir ulusal ve uluslararasi hukukun kurallarina uyulmadan yonetilmeye calisilsin….
Bir ülke düşünün ki; haklinin degil,guclunun hakli oldugu bir hukuk gecerli olsun…
Bir ülke düşünün ki ;kapatilmadan once bile uye aidatlarini devletin yatirdigi sendikayi teror orgutu ve uyelerini terorist ilan etsin ve mesleklerinden men ederek elde ettikleri sertifikalari dahi iptal etmis olsun…….
Bir ülke düşünün ki;anayasasinin ve ilgili bakanliklarinin onayi ile sendikalar kursun,yetkili mercilerce antetli evraklari ile tavsiye etsin ama daha sonra terorle irtibat,iltisak gibi hukukta yeri olmayan gerekcelerle kapatsin…….
Bir ülke düşünün ki ;yoneticileri luks,satafat icerisinde saraylarda hayat surerken,asgari ucretle gecinen vatandasindan IBAN vererek para dileniyor olsun…..
Bir ülke düşünün ki ;bakima muhtac hastalar isbati bile yapilamayan suclardan cezaevlerinde tutulurken,kanser hastasi cocuklar yurt disina bile gonderilmezken Isvec’e ozel ambulans ucak gonderip sov yapiyor olsun….
Bir ülke düşünün ki;salgin hastaliktan kendi ulke vatandasi kirilirken onlara maske bile veremezken sirf sov icin gelismis baska ulkelere tibbi yardim gonderiyor olsun…
Bir ülke düşünün ki;issizlik rakamlarari milyonlari asmis iken,istihdam olusturacak yatirimlar yerine rant hedefli ihaleler yapiyor olsun……….
Bir ülke düşünün ki;asgari ucertle calisan ve onlarin bakmakla mukellef oldugu nerede ise ulke nufusunun yarisi kadar insan var iken yoneticileri milli gelirin arttigi yalanini devamli arsizca soyluyor olsun….
Bir ülke düşünün ki ;ulke insanina her meselede(enflasyon oranlari,afetlerde,salgin hastaliklarda olen insanlari gibi..)kendi insanina yalan soyleyerek onlari kandiriyor olsun….
Bir ülke düşünün ki; sekliyle siralama uzayip gidebilir AMA…..

Oysa biz Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi,haykırmak isterdik;

Memleket isterim,
Gökmavi, dal yeşil, tarla sarı olsun,
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.
Kuşların çiçeklerin çiçeklerin diyarı olsun

Memleket isterim,
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun,
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim,
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun,
Kış günü herkesin evi barkı olsun
Kış günü herkesin evi barkı olsun

Memleket isterim,
Yasamak, sevmek gibi gönülden olsun,
Olursa bir şikayet
Olursa bir şikayet ölümden olsun!!!

Bütün bu dizelerden sonra günün mana ve anlamı olarak şunları da ifade etmek istiyoruz.......

Dünyanın her yerinde, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı”, bu yıl da Emekçilerin yaşam ve çalışma şartlarının daha da zorlaştığı bir ortamda kutlanacak,anılacak …

COVID-19 salgının ölümcül sonuçlarına set çekmek üzere hükümetlerce alınan önlemler; özellikle emekçi ve işçi sınıfının haklarını göz ardı eden ve bazı durumlarda da emeğinden başka bir sermayesi olmayan bu insanların yaşamlarını dahi riske atacak uygulamaları netice vermektedir. 
 
Önümüzdeki aylarda kesin tedavisi bulunsa dahi, küresel çaptaki sosyal ve ekonomik etkileri yıllarca devam edecek COVID-19 krizinin yönetilmesinde hiç kuşkusuz bazı ülkeler başarılı bazı ülkeler ise başarısız bir sınav vermiş ve bedelini yine işçi ve emekçilerin sırtına yüklemiştir. Ne yazık ki Türkiye de bunun istisnası değil. 

Son yıllarda AKP hükümetlerinin ekonomide sürdüre geldiği yolsuzluklar ve nepotizmi sonucu ülkede  nesillerin gelecekleri  ipotek altına alınarak hiç edilmiştir. 2013’te 12 bin 480 dolara kadar yükselen kişi başı milli gelir, 2019’da 9 bin 128 dolara geriledi. İşsizlik oranı 2015 yılında resmi rakamlara göre yüzde 10 seviyelerindeydi. İşsiz sayısı ise 3 milyon 60 bin civarındaydı. COVID-19 salgını öncesi açıklanan DİSK raporunda geniş tanımlı işsizlik rakamı 8 milyon kişi. Önümüzdeki aylarda bu rakamın ise 10 milyonu aşacağı öngörülmektedir,maalesef. 
Sermaye sahipleri ve yandaşlarını COVID-19 etkilerinden kurtarmak için cömert politikalara imza atan, hatta bütün ülkeler vatandaşına ekonomik güvence verip halk sağlığını birinci öncelik yaparken, AKP Hükümeti hem halktan para toplamakta, ayrıca mesele işçiler, emekçiler olunca “mali disiplin” edebiyatına başvurmaktadır. 

Açılan paketlerde; işverenlere her türlü destek ve hatta ücretsiz izin dayatma hakkı bile var iken bu paketlerde  işçi, emekçi, emekli, küçük esnaf, çiftçi, kadın, çocuk icin hic bir tedbir bulunmamakta…Salgının hasıl ettiği ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz, emekli, küçük esnaf değil, bir avuç sermaye sahibi korunmaktadir.

Mağdur Emekçiler Platformu ve Human Rigts Defenders(HRD) olarak;

Başta OHAL KHK’larıyla hayatları karartılan işçi- emekçilerin haklarının iade edilmesini ve tazminatlarının ödenmesini, 
OHAL döneminde hukuksuz bir şekilde kapatılan 28 sendika ve  Konfederasyonların açılmasını ve mal varlıklarının iade edilmesini talep ediyoruz. 
COVID-19 salgını süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçinin desteklenmesini bekliyoruz. 

Sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz olarak güvence altına alınmasını, insan onuruna yaraşır bir iş ve ücret talep ediyoruz. 
Kisaca; Evrensel insan haklarından gücünü alan, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği, üstünün değil hukukun üstünlüğünü temel alındığı bir düzen istiyoruz.
Demokratik Hak ve Özgürlüklerin doyasıya yaşandığı günleri elde etme adına cehd, gayret gösterebilme ve neticesinde o güzel günlere kavuşabilme ümidi ile 1 Mayıs Emek ve Dayanışma  Bayramınızı kutluyoruz…

Kamuoyuna saygılarımızla 

Mağdur Emekçiler Platformu ve Human Rigts Defenders(HRD)  adına 
www.sendikalhaklar.com


01 Mayıs 2020 13:04
DİĞER HABERLER