Alman ve Türk belediye başkanları, özellikle Charlie Hebdo saldırısından sonra Avrupa'da yükselmeye başlayan İslamofobi ve ırkçılık hareketi Pegida'ya karşı ortak hareket etme kararı aldı.
Türk ve Alman belediye başkanları, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'ın ev sahipliğinde, Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırı sonrası hızla yükselen İslamofobi ve ırkçılık hareketi PEGİDA'ya karşı ortak tavır almak, işbirliğini geliştirmek üzere, Maltepe'de düzenlenen panelde bir araya geldi.
İki gün süren panele, Münih Anakent Belediyesi eski başkanı Christian Ude, Federal Almanya Parlamentosu Yeşiller eski Milletvekili Memet Kılıç, CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Ercan Karakaş, CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer ve İhsan Özkes, CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Özcan, Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Günalp, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Hışman, Erlangen Belediye Başkanı Susanne Lender-Cassens, Altona Belediye Başkanı Liane Melzer, Münih Anakent Belediyesi Meclis eski Üyesi Edith von Welser Ude, Erlangen Kardeş Şehir Derneği Başkanı Michael Greissel, İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre, Türk-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen ve Kırklareli Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker katıldı.
Panelin kapanış oturumunda bir konuşma yapan Ali Kılıç, şunyarı söyledi: "Müslümanlardan oluşan ancak İslamiyet'e kesinlikle darbe vuran El Kaide, IŞİD gibi oluşumların kabul edilemez tutumları, PEGİDA gibi hareketlerin de palazlanmasına katkı sunuyor. İnanç açısından Müslümanları, milliyetçilik açısından Avrupa'da yaşayan yabancıları hedef tahtasına oturtan PEGİDA karşısında neler yapabileceğimizi, bu panelde Avrupalı dostlarımızla ele aldık. Fransa'nın başkenti Paris'te gerçekleştirilen Charlie Hebdo baskını, Fransızları olduğu kadar bizleri de son derece üzmüştür. Nerede ve hangi gerekçeyle olursa olsun, hiçbir şekilde kabul edilemeyecek olan terör, Charlie Hebdo baskını ile çirkin yüzünü bir kez daha göstermiştir. Avrupa ülkelerinde İslam ve Türkiye kökenliler başta olmak üzere, yabancılara karşı zayıflamaya yüz tutan önyargılar, komşumuz Suriye'de ortaya çıkan IŞİD ve Charlie Hebdo baskını ile yeniden kök salmaya başlamıştır. Ancak sevindirici bir durum ise, sağduyu sahibi Avrupalı dostlarımızın varlığıdır. Avrupa'da baş gösteren ve İslam ülkeleri başta olmak üzere, bütün insanlığı çok yakından ilgilendiren gelişmeler karşısında neler yapılabileceğini masaya yatırdığımız bir adım attık. Biliyorsunuz, Almanya'da başlayan bir PEGİDA hareketi var. İslamofobiyi kullanarak yola çıkan ve bavuluna ırkçılığı da yerleştiren PEGİDA, ortaya çıktığı ülke sınırlarını aşarak yelpazesini tehlikeli bir şekilde genişletti. Yerel yönetimlerden hareket ederek halkların ve inançların kardeşliği adına, insanların el ele birlikte yaşayabileceği, bütün insanların kucaklanabileceği bir yaşam mümkün."
'NE İSLAMOFOBİ, NE PEGİDA'
Kılıç, konuşmasının devamında, ortak bir bildiriye imza attıklarını belirterek, bildiriyi kamuoyuna açıkladı. Bildiride özetle, "Avrupa'da İslami çalışmaları baz alarak faaliyette bulunan kimi kuruluşlar ve yine İslam adına yola çıktığını ileri süren El Kaide'nin, IŞİD'in Müslümanlıkla herhangi bir bağının bulunmadığı, inançlı Müslümanların bu gibi oluşumlara pirim vermediği, Nazi dönemini yaşayan Almanya Avrupa'ya ırkçı hareketlerin kesinlikle artı değer katmayacağı sonucundan yola çıkarak, İslamofobinin önüne geçebilmek, Müslümanlığın terör odağı olmadığını anlatabilmek, bulunduğu ülkelerin ekonomisini canlı tutma yolunda büyük emekler veren yabancıların artık o ülkelerin bireyleri olduğunu kabul ettirebilmek için; sağduyu sahibi dostlarımızın desteğiyle bazı Avrupa kentlerinde ve Türkiye'de konularında uzman kişilerin katılacağı konferans ve panel düzenleme, broşür ve kitapçık çalışmalarıyla bilgilendirme kararı aldığımızı kamuoyuna açıklıyoruz". denildi.
UDE: BİR ARADA YAŞAMAK İSTİYORUZ
Kılıç'tan sonra söz alan Münih Anakent Belediyesi eski başkanı Christian Ude ise, "Paris'te yaşanan bu üzücü ve kınadığımız saldırılardan sonra birden bir sarsıldık, çok korktuk. Çünkü Avrupa'da İslam dünyasında buna onay veren gösterilerin olduğunu esefle karşıladık. Gerçekten İslam dünyası diğer dünyalardaki gibi Almanya'daki İslamofobi gibi hareketler başlayınca şok olduk. Her iki yanlış tepkiye karşı koymamız gerekir. Asla ama asla bu tür topluluklarla teröre destek veren insanlarla bir arada olmamalıyız. Biz, belediyeler olarak kentlerde barışçıl açıdan, hangi din, ülke ve ırktan olursa olsun huzurlu olarak bir arada yaşamak istiyoruz." dedi.
'ORTAK TAVIR ALMALIYIZ'
Federal Almanya Parlamentosu Yeşiller eski Milletvekili Memet Kılıç da birlikteliğin ve ortak tavrın önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: "İslam'ı paravan olarak kullanmak isteyen örgütleri bilirsiniz. Şehirlerimizde oluşan bu çoğulcu yapıyı belediyeler için olumlu yapılandırmak çok önemlidir. Irk, cinsiyet gibi nedenlerle bireyin ayrımcılığa maruz kalmasını engellemeliyiz. Tüm insanların eşitlikçi yaklaşmasını istiyoruz. Sosyal problemlerin, dini ve ırksal problemler gibi gösterilmesine karşıyız. İslamofobiye ve İslam karşıtlığına karşı mücadele vermek istiyoruz. Paris'te gerçekleşen korkunç saldırılar ve ölçüsüz tepkilere, hem terör sempatizan ve destekçilerine, hem de göçmen karşıtı hareketlere ortak tavır almaktayız. Bütün ülkelerde Hristiyan-Müslüman çalışma grubu kurmak istiyoruz. Bu gruplar, Hamburg, Münih ve Erlangen kentlerinde olduğu gibi oluşmalı."
Öte yandan, Erlangen Belediye Başkanı Susanne Lender-Cassens ve Altona Belediye Başkanı Liane Melzer, konuşmalarında karşılıklı diyalogun ve birlikte yaşamanın önemine dikkat çekerek, Ekim ayında daha geniş bir katılımla Maltepe'de gerçekleştirilecek, Avrupa'dan ve Türkiye'den yaklaşık 100 belediyenin katılacağı panele katılacaklarını açıkladı.
CİHAN