Mark Zuckerberg veri paylaşımı skandalıyla ilgili 'ifade verecek'

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'in veri paylaşımı skandalı sonrası ABD Kongresi'nden yapılan ifade verme çağrısını kabul ettiği bildirildi.
Sosyal medya devi, 50 milyon kullanıcıya ait verilerin siyasi danışmanlık şirketlerinin eline geçtiğinin ortaya çıkması sonrası tarihinin en zor günlerini yaşıyor.

Olay ile ilgili "özür" mesajı yayınlayan Mark Zuckerberg üzerinde, ifade vermesi konusunda yoğun bir kamuoyu baskısı bulunuyordu.

İfade günü ise henüz netleşmiş değil. Kongre'nin enerji ve ticaret komisyonu sözcüsü daha önce dile getirilen 12 Nisan ile ilgili haberleri doğrulamadı.

Zuckerberg, İngiltere parlamentosunun ifade çağrısını ise reddetti. Şirket, İngiltere parlamentosunun sorularını yanıtlamak üzere üst düzey bir yöneticinin bu ülkeye gönderileceğini açıkladı.

İngiltere'nin yanında Avrupa Birliği'de Facebook'un kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg'i ifade vermeye çağırmıştı.

Veri paylaşımı skandalı, bir İngiliz şirket olan Cambridge Analytica'nın 50 milyon kullanıcıya ait kişisel verileri, 2016 ABD başkanlık seçimlerini etkilemek için kullanmakla suçlanması sonrasıyla patlak verdi.

Şirket hisseleri 16 Mart tarihinden bu yana yüzde 18 değer kaybetti.

Facebook'un, veri paylaşımı soruşturması kapsamında trilyonlarca dolara ulaşabilecek para cezaları ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.

Cambridge Analytica nedir?

Cambridge Analytica, 'tüketici, takipçi, seçmen davranışlarını değiştirmek isteyen' iş dünyası ve siyasi partilere hizmet sunan bir veri analiz şirketi.

Şirket, tüketici verilerini analiz edip, davranış bilimini kullanarak kuruluşların pazarlama araçlarıyla hedef kitlesi olarak belirleyeceği kişileri tespit edebildiğini iddia ediyor.

Ana merkezi Londra'da olan Cambridge Analytica, SCL Group'un yan şirketi olarak 2013'te kuruldu. Tüm dünya genelinde benzer faaliyetler yürütüyor.

Şirketin kurucusu Alexander Nix, 'Contagious' adlı internet sitesine açıklamasında, kuruluş amaçlarının 'ABD Başkanlığı siyasi pazarındaki boşluğu doldurmak' olduğunu söylemiş ve bu boşluğun da Cumhuriyetçi aday Mitt Romney'nin 2012 başkanlık seçimlerinde Demokrat rakiplerine karşı aldığı mağlubiyetle görünür hale geldiğini ifade etmişti.

Nix, "Demokratlar teknoloji devriminde öncülük ediyordu, veri analizleri ve dijital dünya ve Cumhuriyetçilerin rekabet etmekte başarısız olduğu alanlardı. Biz de bunu bir fırsat olarak gördük" demişti.

28 Mart 2018 08:56
DİĞER HABERLER