Berat Albayrak Harikalar Diyarında 2.0!

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bugün açıkladığı Yeni Ekonomik Program (YEP) iktisatçılar tarafından "afaki ve ekonomik gerçeklerden uzak" diye nitelendi. Çok sayıda televizyon kanalının naklen yayınladığı toplantının piyasalar üzerinde hiç bir etkisi olmadı. Samanyoluhaber ekonomi yazarı Gölge Bankacı, YEP'i analiz etti.

Mars'a da gidecek miyiz?
GÖLGE BANKACI

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2020-2021-2022 dönemini ihtiva eden 3 yıllık Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) bugün açıkladı. 

İsmi YEP olsa da "Berat Albayrak Harikalar Diyarında 2.0" demek daha doğru olur. Geçen sene 1'incisi açıklanan masalların 2'nci versiyonu vitrine çıkmış oldu.  

Baştan söyleyeyim Albayrak’ın açıkladığı hedeflerin gerçekleşme ihtimali Mars’a ayak basmak kadar uzak. 

İSİM DEĞİŞTİRMEKLE DEĞİŞİM OLMAZ

Zira program sanki ekonomik başka bir memleketteymiş gibi hazırlanmış. Bu da öncekiler gibi “Türkiye’nin gerçeklerinden uzak afaki bir temenniler manzumesi” olarak kayıtlara geçti.

Albayrak, Ali Babacan’ın “Orta Vadeli Program (OVP)” tanımını beğenmemiş olacak ki 10 Temmuz 2018’de koltuğa geçtiğinde sokak ve mahalle isimlerini değiştiren belediye başkanları gibi literatüre girmiş bir programın isminin üzerini çiziverdi. 

OVP gitti, YEP geldi. Albayrak isim değişikliği ile değişimin başlayacağına o kadar inanmış ki bugün açıklanan programa slogan olarak “Değişim başlıyor” cümlesini seçmiş. 

YEP’TE ELLE TUTULUR TEK BİR MADDE YOK

Albayrak’ın açıkladığı YEP’te neler var? Masa başında cilalanmış enlasyon, işsizlik, büyüme ve cari açık rakamları var. 

YEP’te neler yok? Elle tutulur tek bir madde yok. Krizle boğuşan esnaf, çiftçi ve işadamlarının yarasına merhem olacak tek bir başlık yok. 

400 milyar lirayı bulan batık kredilerin altından nasıl kalkılacağından da bahsetmedi Albayrak. Bankaları bile çatırdayan bir ekonomide ucu açık tahminler günün sonunda karın doyurmaz.
 
Albayrak bir önceki YEP’i 20 Eylül 2018’de açıklamıştı. O programa göre Türkiye 2019’da yüzde 2,5 büyüyecekti. 

Dolar şokunun artçıları devam ederken bu hedefin tutmayacağı ilk günden belliydi. 

AKP'nin açıkladığı son üç programda tahminler ile tahakkuk eden rakamlar arasında uçurum var.

ENCÜMEN KARARI İLE YÜZDE 0,5 BÜYÜYECEĞİZ!

Milli gelir (gayri safi yurtiçi hasıla/GSYH) ilk altı ay itibarıyla yüzde 2,6 daraldı. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kendi içinde çelişkili rakamları (sabit sermaye teşekkülü yüzde 22 daralırken ekonomi yüzde 1,5 daraldı!) bile daralmanın vahim boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor. 

Albayrak bugün YEP toplantısında 2019’un yüzde 0,5 büyüme ile kapatılacağını iddia etti. 

Gerçi TÜİK’in başına sağ kolu Yinal Yağan’ı geçirdiği için bu hedef tutabilir. Nitekim Albayrak açıklıyor, TÜİK tasdikliyor artık. 

Velev ki 2’nci altı ayda büyüme kâğıt üzerinde yüzde 7’yi bulsun ve Türkiye seneyi yüzde 0,5 büyüme ile geride bıraksın bunun reel karşılığı olacak mı? 

Encümen kararı ile büyüdük demekle milli gelir artmıyor ki! Artık 2014 yılından bile daha fakir bir Türkiye var. Fert başına gelir 11 bin dolar seviyesinden 9 bin doların altına geriled. 

ZAMLARI İPTAL EDİP VATANDAŞA PARASINI İADE Mİ EDECEKSİNİZ?

Bir an için kabul edelim: Enflasyon tek haneye insin. 

Bu hile sadece doğalgaza ilk 9 ayda yapılan 32 zammı ortadan kaldıracak mı? Üstelik dünyada doğalgaz fiyatları yarı yarıya düşerken Türkiye’de zam gelmişti. 

Benzine, elektriğe, çaya, şekere, sigaraya ve daha bilumum kalemlerde gelen zamlar iptal mi edilecek? Devlet vatandaşa para iadesi mi yapacak? 

1 Ekim'de elektriğe yine rekor bir zam beklenirken nasıl düşecek enflasyon?

Geniş tabanlı işsiz sayısı son bir yılda 1,5 milyon kişi artmışken, seri iflaslar devam ediyorken “yüzde 0,5 değil, yüzde 5 büyüdük” deseniz ne hükmü var? 

2020’DE YÜZDE 5 BÜYÜME HAYAL!

Kriz en ağır şekilde devam ettiği halde 2020 yılı için yüzde 5 büyüme hedefi belirlenmiş. 

Dünyanın küçülmeye başladığı, Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) kriz gelmesin diye faiz artışından vazgeçip faizleri yüzde 1,75-yüzde 2,00 aralığına indirdiği bir dönemde Türkiye yüzde 5 büyüyecekmiş! 

Milli gelire oranla yüzde 2,7 lik bir cari açıkla, yüzde 3,5 büyüme hedefi vardı geçen seneki YEP’te. 

Albayrak bu sefer kendini aşmış ve yüzde 1,2'lik cari açıkla yüzde 5 büyüme hedefi ilan etti. Tarihte rastlanmamış bir tablo! 

Cari açık düşerken büyüme katlanacak? Nasıl olacak bu? 

100 birimlik ihracat için 70-80 birim ithalat yapmak mecburiyetinde olan ve katma değeri düşük bir sanayi profiline sahip Türkiye bu arada petrol ve doğalgaz bulduysa niye olmasın! 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 2020-2021-2022 dönemine dair ekonomik tahminleri piyasalar tarafından "ikna edici" bulunmadı. 

ÖZEL SEKTÖRDE ÖYLE BİR PARA YOK

Yüzde 5 gibi bir büyümeyi finanse edecek kaynak ne kamuda ne de özel sektörde kaldı. Dışarıdan eskisi gibi doğrudan yatırıma gelen sermaye de yok. 

Sıcak para bile son bir yılda 1,5 milyar dolarını topladı gitti. Türkiye’nin dış borç stoğu 457 milyar dolar! Kredi notumuz Angola ve Burkina Faso ile aynı olduğu için borç bulmanın maliyeti de arttı. 

Bu şartlarda "Dolarizasyona karşı tedbir seti oluşturacağız." diyen Albayrak talimatla faizleri indirdiklerini unuttu galiba! 

6 Temmuz’da gece yarısında Merkez Bankası Başkanı niye değiştirildi? O günden beri faiz yüzde 24’ten yüzde 16,50’ye inmedi mi? 

Kamu bankaları iki haftadır konut ve otomobil kredilerinde indirim yarışına girmedi mi? 

HALKIN DÖVİZ TALEBİ AZALMIYOR, ARTIYOR

O halde olarizasyon nasıl azalacak? Faizleri mi artıracaksınız? Halk olup bitenin gayet farkında. Bu yüzden sadece yerlilerin döviz tevdiat hesabı 191 milyar dolar! Tarihi bir rekor bu. 

Herkes arabanın sağ ön lastiği 2018 yılı ağustos ayında patladığı halde hükümetin 140 kilometre hız yaptığını görüyor. 

Sağa çekip arabayı emniyete alıp lastiği değiştirmek yerine, “eksi büyüyoruz, panik yok!” demekte ısrar ediyor. 

Şoförün damadı da sağ ön koltuktan, “Kim tutar seni!” diyor. 

HUKUK YOKSA YATIRIM DA YOK

Kurumların özerkliği ortadan kalkmışken, Merkez Bankası ve TÜİK bile doğrudan Saray’a bağlanmışken hangi tutarlı ve gerçekçi rakamdan bahsedilebilir ki! 

Yabancı sermaye hukuk ve demokrasinin kurum ve kuralları ile işleyip işlemediğine bakar. 

Ekonomik krizin temelinde hukuksuzluklar olduğu gerçeğini kabul edip yargı üzerindeki baskılara son vermeden, hukuk devletini ikame etmeden krizden çıkmak mümkün değil. 

Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku söz konusu ise derelerinizden petrol fışkırsa yine de istihdamı artıran, kalıcı sermaye gelmez. 

Gazetecilerin hapse atıldığı, şirketlere el konulduğu, 150 bin kişinin idari kararla memuriyetten ihraç edilip sivil ölüme mahkûm edildiği bir memlekete yatırım gelmemesi değil, gelmesi şaşırtıcı olurdu.  

BAĞIMSIZLIĞIN ADI KALMIŞ

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri Albayrak’ın YEP toplantısında ön sıralarda oturuyorsa fazla söze ne hacet! 

Merkez Bankası’nda faiz kararlarının eldeki verilerle uyumlu ve PPK üyelerinin hür iradeleri ile alındığına bu saatten sonra kim inanır? 

PPK üyeleri ve diğer Hazine bürokratları toplantı sonunda Albayrak’ı ayakta alkışladı. 
 
Türkiye sahte dolar basamayacağına göre Albayrak 2020, 2021 ve 2022 yıllarında yüzde 5’lik büyümenin kaynağını ortaya koymalıydı. 

Sıfır cari açıkla yüzde 5 büyüme ancak talimatla hareket eden TÜİK marifeti ile kâğıt üzerinde mümkün olabilir. 

2022 yılında enflasyonun yüzde 4,9'a inmesi ise TÜİK’in masa başı formüller ile bile mümkün değil. 

Bu hayal ürünü YEP, Albayrak’ın bakanlık koltuğundaki ömrünü uzatsa da 81 milyonun ömründen çalacak. 

Albayrak'ın içi boş ve birbiri ile çelişen hedeflerin yer aldığı sunumuna verilecek en etkili cevap için şu şiirle noktalayalım:

"Hasan dağı arpalıktır, eğer saban yürür ise
Her dereye bir değirmen, eğer suyu gelir ise
Her köylüden birer tavuk, eğer köylü verir ise
İyi düzen bu düzen, eğer sonu gelir ise."
-------------------------------------
İletişim için e-posta adresim: [email protected]

30 Eylül 2019 15:03
DİĞER HABERLER