Mavi Marmara Davası'nda savcıdan skandal talep!

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik İsrail askerlerince düzenlenen ve 10 kişinin şehit olduğu saldırıya ilişkin davada mahkeme, Türkiye ve İsrail devleti arasında imzalanan 28 Haziran tarihli anlaşmanın yürürlüğe girip girmediğinin sorulmasına karar verdi. Aileler itiraz etti: Bağımsız yargıdan bahsediyoruz. Bunu sormak, adil yargılanma hakkını gölgeye düşürmektir”


MAVİ MARMARA DAVASI

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 12. duruşmaya sanıklar katılmazken, bazı müştekiler ve avukatları hazır bulundu. Şikayetçi sıfatıyla dinlenen İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Durmuş Aydınyardım filosuna katılanların havalimanına götürülünceye kadar kötü muamele ve darbe maruz kaldığını belirterek şikayetlerinin devam ettiğini söyledi.

ÖLEN BABASI İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ

Saldırıda hayatını kaybeden Çetin Topçuoğlu’nun oğlu Aytek Topçuoğlu ise ,”Saldırıyı canlı yayında izledim. Canlı yayından saldırıyı izlediğim esnada annemle babamı gördüm. Bana el salladılar. Bir evladın babasını son kez orada görüp vedalaşmasını gördüm. Babamın tek suçu insanlık mı? Babam vefatından sonra evlendim. Çocuğum oldu. Ama babam bunların hiçbirini göremedi” diyerek gözyaşı döktü. Topçuoğlu ile birlikte duruşma salonunda seyirciler de ağladı. Bunun üzerine mahkeme duruşmaya kısa bir ara verdi. Aranın ardından tekrar söz verilen Aytek Topçuoğlu, “Meşru yollarla adalet arama peşindeyiz. Türk adaletinden başka hangi adalete güvenebilirim ki? Biz Türk vatandaşıyız ve Türk adaletine güvenmek istiyoruz” dedi.

“LUTÜF TAZMİNATI DEĞİL, CEZA TAZMİNATI İSTİYORUZ”

Daha sonra Çiğdem Topçuoğlu da söz isteyerek “Şehit olan eşim de, ben de Çukurova Üniversitesi’nde öğretim elemanıydık. İkimiz de tekvando dalında milli sporcuyuz. Eşimin dünya ikinciliği, benim dünya birinciligim vardı. Biz bu kadar vurmayı kırmayı bildiğimiz halde İsraillilere yardım ettik. Bizler anti-semitist değiliz. İnsanlık davası için yola çıkmıştık. Filistin davası bir erzak davası değildir. Biz 10 şehidi boşuna mı verdik? Bize diyorlar ki alın bu parayı susun. Bizler şehit aileleri olarak lutüf tazminatı değil, ceza tazminatı istiyoruz. Davalarımızın devam etmesini istiyoruz. Takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.

SAVCIDAN SKANDAL TALEP

Savcı Ali Kaya mütalaasında, İsrail ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma maddelerinin yerine getirilip getirilmediğini, yürürlüğe girip girmediğinin Adalet Bakanlığı’ndan sorulmasını talep etti. Bunun üzerine İsrailli komutanları temsil eden avukatlar, anlaşma maddelerinden birinin bu dava olduğunu belirterek yürürlüğe girip girmediğinin sorulmasına ve girmişse davanın düşürülmesine karar verilmesini talep etti.

ŞİKAYETÇİLER İTİRAZ ETTİ

Savcının talebine şikayetçi avukatları ise itiraz etti. Şikayetçi avukatları, “Yürürlüğe girip girmediği sorulacak bir şey değildir. Bağımsız yargıdan bahsediyoruz. Bunu sormak, adil yargılanma hakkını gölgeye düşürmektir” diyeler itirazda bulundu.

MAHKEME SAVCININ SKANDAL TALEBİNİ KABUL ETTİ

Mahkeme heyeti, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan 28 Haziran tarihli anlaşmanın 6. maddesinde yürürlüğe girme şartlarının bahsedildiğini bu nedenle anlaşmanın yürürlüğe girip girmediğinin araştırılmasına, ilgili yerlerden sorulmasına hükmetti. 

20 Eylül 2016 16:48
DİĞER HABERLER