TBMM'de milletvekillerin sert tartışmaları altında görüşülen ve toplumda birçok tartışmalara neden olan İç Güvenlik Paketi Yasasına, Sivil Toplum Örgütlerinin tepkisi devam ediyor.
Valilere ve polislere geniş yetkilerin verilmesini eleştiren Van MAZLUMDER Şube Başkanı Yakub Aslan, “Yani iktidar kendi yerini sağlamlaştırmak ve muhaliflerini tamamen sildirmek için bir militarist polis devleti oluşturmaya çalışıyor” dedi.
Türkiye’de son dönemde en çok tartışma konusu olan İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na tepkiler devam ediyor. Toplumun bu tasarı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını belirten Van MAZLUMDER Şube Başkanı Yakub Aslan, “Toplum güvenlik paketinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Aslında ise güvenlik paketi tamamen 90’lı yıllara geri dönüşümdür. Olağan üstü hal dönemlerine, olağan üstü bölge valilik dönemlerine geri dönüşümdür. Bütün yetkiler savcının elinden alınarak bir valiliğe verilmektedir ve bunun bahanesi de şu; savcı her zaman bulunamıyor, halbuki nöbetçi savcı 24 saat onun sorumluluğunu taşıyor ve 24 saat ona ulaşabilirsiniz. Bu çokta inandırıcı değil, birincisi bu valilere verilen çok özel yetkilerdir, bunun dışında makul şüpheli konusunda yani polis kendi inisiyatifi ile isteği şekilde hareket edebilecektir” ifadelerini kullandı.
Makul şüpheli perspektifi içerisinde size istediği baskıyı yapabilir. Sizi alabilir, sizi farklı yere götürebilir, güvenlik bahane ederek kimseye haber vermeden sizi götürebileceklerini de ifade eden Aslan, Geçmişte bu tecrübesini yaşadıklarını söyledi.
Aslan“Derin Yapılar Bu Güne Taşınıyor”
Polis, makul şüphe diye elinde cisim ve molotof olan bir kişiyi bunu silah kabul edip vurmaya yetkisine sahip olacağını ifade eden Aslan,”Yani genel anlamıyla Tansu Çiller dönemi, Mehmet Ağar, Veli Küçük yani o jitem ekibinin en üsten en aşağıya kadar, tetikçilerine kadar cont-gerilasına kadar, derinlerindeki yapılanmalarına kadar o günlerde olanların tamamı bu güne taşınmak isteniyor. İşin doğrusu bir polis devleti kurulmak isteniyor. Yani iktidar kendi yerini sağlamlaştırmak ve muhaliflerini tamamen sildirmek için bir militarist polis devleti oluşturmaya çalışıyor. Ancak bunu söylemeliyiz ki bunların tamamı Tansu Çiller döneminde denendi ve bunların hiçbir sonuç vermeyeceği, mesela o kadar köy yakıldı, o kadar insan öldürüldü, şuan da bile yazın bir iki yerde kemik çıkardık yani insan hakları Örgütü denetiminde öldürülen insanların kemiklerini çıkardık. Burada çok iyi hatırlıyorum doksan birden sonraki dönemde sokaklarda insan saat dörtten sonra dolaşmıyordu” sözlerini kullandı.
Aslan “30 Yıldır Panzerlerin, Silahların Gölgesinde Yaşadık”
30 yıldır panzerlerin, silahların gölgesinde yaşadıklarını söyleyen Aslan, tamda 2 yıldır süren bir barış zamanlamasında böyle bir karar alınması gerçekten kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etti. Aslan,”Tamda barış sürecine girmişken ve gizli görüşmeler müzakere sürecine dönmüşken böyle bir karar alınması gerçekten Türkiye’nin bütün toplumları açısında kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü sadece buradaki insanlar zarar görmeyecek, batıda ki insanlarda bir gösteri, bir eylem yaptıkları zaman polis veya vali isteği inisiyatifi kullanabilecek. Bu işin doğrusu kaosa sebep olur, bu tamamen geriye dönüşe yani veli küçüklerin Van’da yapmış olduğu o katliam ve cinayet dönemlerine geri dönüşe vesile olabilir. Kabul edilebilir bir durum değil” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu konuda da ciddi manada bir inatlaşma olduğunu belirten Aslan, “Bu bahsettikleri yasaların önemli bir kısmı yürürlükte yasada, taşa atan çocuklar içeri atılıyor, Molotof kokteyli atanlar içeri atılıyor bu noktada yasal anlamda bir eksiklik yok” dedi.