MEB raporuna göre eğitim sistemi çöktü

MEB raporuna göre eğitim sistemi çöktü
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kurum işleyişi ile taşra ve merkez teşkilatında yaşanan sorunları tespit etmek amacıyla Temmuz-Ağustos 2014’te kapsamlı toplantılar düzenledi.

11 merkezdeki toplantılara 81 ilden müdür ve müdür yardımcısı seviyesinde 783 yönetici katıldı. Bakanlık uzmanları, taşra yöneticileriyle yapılan mülakat ve anketler doğrultusunda ‘Yönetsel, Yenilik ve Geliştirme Çalıştayları Değerlendirme Raporu’ hazırladı. Zaman’ın ulaştığı rapor, Eğitim sistemindeki çöküşü çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Dikkat çeken bazı problemler şunlar: Derslik açığı 200 binden fazla. Özel teşebbüse teşvik vermeden açığı kapatmak zor. Taşradaki yöneticiler bakanlıkta muhatap bulamıyor. Eş, dost ve akrabanın yaygın şekilde, torpille işe alınması eğitim öğretimde sorunları daha da büyütüyor. Bakanlık, madde bağımlılığı konusunda yeterli çalışma yapmıyor. Güvenlik elemanı eksiği öğrencilerin zararlı alışkanlık edinmesine kapı aralıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) kurum işleyişi ile taşra ve merkez teşkilatında yaşanan sorunlara yönelik düzenlediği ‘Yönetsel, Yenilik ve Geliştirme Çalıştayları Değerlendirme Raporu’nda eğitim sisteminin adeta çöküşü ortaya çıkartıldı. 16 Temmuz-28 Ağustos 2014 tarihleri arasında 81 il milli eğitim müdürlüğü yöneticilerinin katılımı ile 11 ilde düzenlenen çalıştaylar sonrası hazırlanan rapor, eğitim sisteminde yapılan hataları gözler önüne seriyor. Milli Eğitim, kendi bünyesindeki idarecilerin tespitlerine rağmen bu eksiklikleri görmezden geliyor.

Raporda, ücretli öğretmen istihdamının oluşturduğu sıkıntılardan derslik açığı problemine, MEB’in siyasi ve sendikal etkilerle yönetilmesinden eğitimciler üzerindeki siyasi baskıya, okullardaki altyapı eksikliğinden TEOG yerleştirmelerindeki problemlere kadar pek çok konu ele alındı. Örneğin raporda sadece 2013 yılında MEB’e açılan dava sayısının 9 bin 491 olduğu ve bunların çoğunun mevzuattaki belirsizliklerden kaynaklandığı belirtildi. Ayrıca derslik açığının 200 binden fazla olduğu bilgisine yer verilerek, bakanlığın bütün bütçesini bu alana ayırması söz konusu olsa bile bu ihtiyacın önümüzdeki 10 yıla kadar karşılanamayacağı şeklinde çarpıcı bir tespitte bulunuldu. Eğitim sistemindeki aksaklıkların yanı sıra bakanlık ile taşra teşkilatı arasında iletişim zafiyeti, şeffaflığın göz ardı edilmesi, liyakatten ziyade siyasetin etkili olması gibi konular raporda detaylı şekilde yer aldı. Bununla ilgili de raporda yer alan ankette kurumsal iletişim zafiyet oranı yüzde 93,3 olarak belirlendi. Ayrıca bakanlığın kendi içinde ciddi koordinasyonsuzluklar yaşandığına dikkat çekilen raporda, atamalarda liyakatin esas alınmadığı şikâyetlerinin arttığı belirtildi.

Yönetsel, Yenilik ve Geliştirme Ça-lıştayları’na taşra teşkilatından 81 ilin il milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim şube müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri ve diğer katılımcılar olmak üzere 783 kişi katıldı. Taşra teşkilatından gelen katılımcılara 3 soru sorularak cevapları yazılı ve sözlü olarak alındı. 20 soruluk bir de anket uygulandı. MEB uzmanları, bu verileri farklı istatistiklerle de destekleyerek değerlendirme raporunu oluşturdu.

Raporda taşımalı eğitimin öğrenciler üzerindeki olumsuz etkisinin yüzde 90’larda olduğu belirtildi. Eğitim yöneticileri, Ulaştırma Bakanlığı’nın servis yönetmeliği ile MEB’in taşıma mevzuatının uyuşmadığına dikkat çekti. 12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte ortaöğretim kurumlarında eğitim gören öğrenci sayısındaki artışa paralel derslik sayısında bir artışın olmadığı vurgulandı. Sorunun çözümü için acil olarak derslik sayısının artırılması gerektiği kaydedildi. Derslik açığına üretilen palyatif (geçici) çözümlerden kontenjan artırımının derslik başına düşen öğrenci sayısını artırması nedeniyle eğitim öğretim süreçlerini olumsuz etkilediği ve disiplin sorunlarına yol açarak eğitimin kalitesini düşürdüğü bilgisi paylaşıldı. Bunların yanı sıra çalıştaydaki katılımcıların dile getirdiği bakım-onarım ödeneğinin vaktinde ve yeteri miktarda gönderilmediği belirtildi. Çalıştaydaki katılımcıların büyük çoğunluğu merkez teşkilatında çoğu zaman sorunlarını dile getirip çözüm odaklı ve öncü bir yaklaşıma sahip muhatap bulamadıklarını aktardı.

İşte o raporda yer alan bazı çarpıcı tespitler:


Liyakat ve yeterlilik ilkeleri yerine siyasal ve sendikal etki belirleyici

Değerlendirme raporunda yönetici atama ve görevlendirmede siyasal ve sendikal etkilerin oranının yüzde 93,3 gibi yüksek bir oran çıkması MEB’in siyasiler ve sendikalar tarafından yönetildiği gerçeğini de ortaya koydu.

Şeffaflık ve hesap verilebilirlik göz ardı ediliyor

MEB bünyesinde kurumsal iletişim sürecinde yaşanan zafiyet yüzde 93,3. Katılımcılar, bakanlıkta herhangi bir konuyla ilgili çoğu zaman muhatap bulamadıklarını belirtti.

Nepotizm kaynaklı uygulamalar sorunlara yol açıyor

Yöneticilerin eş, dost, akraba ve yakınlarının devlet işine alınmalarının, yaygın olarak ve meşru görülerek yapıldığı nepotizm kaynaklı yönetim uygulamalarının sorunlara yol açtığı kaydedildi.

Liyakat değil, siyaset esas

Yapılan bir ankette yönetici atamada liyakat yüzde 96,1 oranında önemli unsur olarak görülürken, uygulamada tam aksinin yaşandığı aktarıldı.

TEOG kaynaklı sorunların oranı yüzde 87,2

TEOG kaynaklı sorunların oranı yüzde 87,2 olarak belirlendi.  Sınava giren öğrenci sayısı ile öğretmen sayısının orantısız olması ile ilgili şikâyetler geldiği açıklandı.

Ücretli öğretmenlik acilen gözden geçirilmeli

Türkiye’de halihazırda 300 bin öğretmen adayı atama bekliyor ve 135 bin civarında öğretmen açığı bulunuyor. 70 bini aşkın da ücretli öğretmen çalışıyor.

Ders kitapları müfredat ile uyumlu değil

Eğitim yöneticilerinin ders kitapları ile müfredat programının uyumlu olmadığı yönündeki eleştirilerine de yer verildi.

ZAMAN

30 Nisan 2015 08:30
DİĞER HABERLER