MEB yolsuzluk haberiyle ilgili ders verdi

MEB yolsuzluk haberiyle ilgili ders verdi
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ortaokul sınıflarında okuttuğu ders kitabında basınla ilgili ünitenin işlendiği bölümdeki konularda basının hür olduğu ve sansür edilemeyeceğinin Anayasa’nın 28. maddesi ile güvence altına alındığına dikkat çekiliyor.
Yolsuzlukla veya büyük bir suçla ilgili haberlerde kişinin, 'özel hayatın gizlilik ilkesi'ne sığınamayacağı ve basının bu konularda haber yapabileceği anlatılıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılarak ortaokul yedinci sınıflarda okutulan Sosyal Bilgiler ders kitabının birinci ünitesinin konusu basın. İletişim ve İnsan İlişkileri konulu birinci ünitede basın ve basının yasal olarak hakları anlatılıyor. Konu anlatımı ise gazeteci olan baba ile oğlu Tuna arasında basınla ilgili yasalarda yer alan hakların karşılıklı konuşturulmasıyla öğrencilere aktarılıyor.

Özel hayatın sınırlarının anlatıldığı 22’inci sayfada basın haklarıyla ilgili önemli bilgilere yer verildi. Anayasa’nın özel hayatın gizliliği ilkesini düzenleyen 20. maddesinin anlatıldığı konuda, bu maddenin kimsenin özel hayatına, özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı ibaresinin yer aldığına dikkat çekiliyor. Aynı sayfada özel hayatın gizliliğine vurgu yapılırken, Anayasa’nın 28. maddesi olan 'Basın hürdür, sansür edilemez' ibaresi yer alıyor. Kişi hayatında olan bitenlerin başkaları tarafından bilinmesini istememe hakkı olduğuna işaret ediliyor.

Bakanlığın bastırdığı ve okullarda okuttuğu kitaptaki konu anlatımının devamında ise 17-25 Aralık yolsuzluk sürecinde basının yaşadıkları ve basının haklılığı ile ilgili yaşananları aydınlatır nitelikte. Kitapta hangi hallerde kişinin özel hayatıyla ilgili haberlerin verilebileceği ve verilemeyeceğini şu cümlelerle anlatıyor; “Ancak Anayasamız basın hürriyetini düzenleyen 28. maddesinde de ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ ifadesi yer almaktadır. Bununla birlikte bu hüküm basın yayın araçlarının sınırsız bir özgürlük içinde olduğu anlamına gelmez. Örneğin; kişi, özel hayatında olup bitenlerin başkaları tarafından bilinmesini istemiyor olabilir. Bu durumda o gazeteler o kişinin özel hayatıyla ilgili bilgiler veremez. Ancak, kamu yararının söz konusu olduğu bazı hallerde özel hayatın gizliliği ilkesine sığınılamaz ve özel hayatla ilgiymiş gibi görünen bilgiler basın yayın organlarında yer alabilir. Buna göre, büyük bir suç veya yolsuzlukla ilgili araştırma ve yayınlar, toplumu olumsuz etkileyebilecek bir davranışla ilgili araştırma ve yayınlar, toplumun güvenliği ve sağlığının korunmasına yönelik yayınlar, halkın yanlış yapmasını engellemeye yönelik yayınlarla ilgili olarak özel hayatın gizliliğine saygı gösterilmediği iddiasında bulunamaz. Senin televizyonda izlediğin olayda da gazeteciler devletin vergi kaybına uğrayabileceğine dikkat çekerek bir kamu görevi yapmıştır ve yetkilileri harekete geçirmişlerdir. Bu nedenle özel hayatın gizliliği ilkesini çiğnedikleri söylenemez.”

CİHAN
22 Ekim 2015 15:47
DİĞER HABERLER