Adana Özel Burç Okulları tarafından İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine denetimde kapıların yönergeye uygun ölçülmediği şeklindeki itiraz dilekçesine gelen cevap baskınlarda polisin oynadığı rolü bir kez daha ortaya koydu.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Maarif Müfettişleri Başkanlığı tarafından okula gönderilen üç ayrı yazıda, denetimlerle kendilerinin ilgisi olmadığı, denetimleri İl Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı itiraf edildi.
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Özel Burç Okulları'na yönelik 4 Ağustos'ta denetim adı altında yapılan baskını polisin yaptığını kabul etti. Baskında okulun kapı genişliğinin, okulun açıldığı zaman yürürlükte olan Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesi'ne aykırı olarak ölçüldüğüne yönelik yapılan itiraza gelen üç ayrı cevap, Emniyet'in baskındaki rolünü bir kez daha ortaya koydu. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Bilal, Seyhan İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Çalışır ve Maarif Müfettişleri Başkanı Ersan Yaskeçeli tarafından, okul adına yapılan itiraza yönelik gönderdikleri cevabi yazılarda, denetimlerin kendileriyle ilgili olmadığı, İl Emniyet Müdürlüğü'nün yapıldığı bilgisi verildi.
Burç Okulları Avukatı Serkan Ulufer de, polisin özel okul ve dershanelere yönelik baskınları valiliğin almış olduğu karara dayandırarak yaptığını söyledi. Denetimlerin kağıt üzerinde rutin bir denetim olduğunu ancak kendilerinin bu işi emniyetin organize ettiği, oradaki bir ekibin organize ettiği yönünde tespitleri olduğunu dile getiren Ulufer, şöyle konuştu: "Ama 'Bu iş valiliğin normal rutin bir denetimi, emniyetin bir alakası yok' diye savunuluyordu. Milli Eğitim'den gelen cevaplar da bu iddiamızı destekler nitelikte. Aslında amacın denetim olmadığı, sadece Burç Okulları'na yönelik emniyet tarafından denetim adı altında taciz etme, gözdağı verme şeklinde bir denetim adı altında yapılan bir eylem olduğunu düşünüyorduk, onu iddia ediyorduk. Bu yazılar da bunu gösteriyor, teyit ediyor."
Milli Eğitim yetkililerinin yapılan baskınların hukuksuz olduğunu bildiklerini ve bu yazılarla kendilerinin bu hukuksuzlukta bir payları olmadığı şeklinde bir algı oluşturmak istediklerini anlatan Ulufer, şu ifadeleri kullandı: "Denetimde Milli Eğitim elemanları da yer aldı. Hatta ellerinde 200'e yakın hazırlanmış, kendilerine verilmiş soruları yönelttiler. Bu sorulara cevap aradılar. Kendileriyle alakası yoksa 'Bizim böyle bir denetimimiz yok, denetime ihtiyacımız yok' diyorsa niye geldi o zaman, bu soruları sordular? Burada klasik bürokrat, memur savunması var. Böyle sıkıntılı işlerde, yarın bir gün kendisine bir şey, zarar gelmesin diye, yapılan işlemler nihayetinde hukuksuz, bu hukuka aykırı işlemlerden dolayı kendi başlarına bir şey gelmesin diye tipik bir memur, bürokrat içgüdüsüyle altına imza attığı resmi cevaplara 'bizim dahlimiz, alakamız yok' gibi cevaplar veriyorlar."
CİHAN