Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki (MEB) hukuksuzluklar bir biri ardına yargıya taşınıyor. Anayasa Mahkemesi'nin dershanelerin kanun zoruyla kapatılmasına engel olan kararını kanunsuz bir yönetmelikle çiğneyen MEB, Danıştay'ın 8 bin 400 okul müdürünün göreve iadesiyle ilgili karanını da görmezden gelmişti. Bakanlıktaki hukuk tanımazlığın belgesini ise Zaman dün manşete taşımıştı. MEB, Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıyla, mahkemenin, bir okul müdürü hakkında verdiği göreve iade kararını uygulatmamıştı. Bu hukuk gasbı, eğitim ve siyaset camiasında tepkiyle karşılandı.

Zaman'ın dün manşete taşıdığı 8 bin 400 okul müdürünün Danıştay kararına rağmen görevine iade edilmeyerek MEB tarafından haklarının gasp edilmesine tepki gösteren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, kararı uygulamayan bütün bürokratlar hakkında dava açacaklarını söyledi. Koncuk, “MEB'in bu tavrı yargı kararının uygulanmadığı sonucunu doğurur. Bayramdan önce MEB, valiliklere bunun nasıl uygulanması gerektiğine dair bir yazı gönderdi. Ama nasıl uygulanması gerektiğini ifade etmedi. Şu anda tamamen keyfî bir uygulama söz konusu.” dedi. Koncuk şöyle devam etti: “MEB'e başvuruda bulunarak kararın uygulanmasıyla ilgili bir yazı yazdık. 60 gün içerisinde bir cevap gelmemesi halinde tekrar bu atamaların iptal edilmesi ile ilgili bir dava daha açacağız. Bu 8 bin 400 müdürün yerine atanmış olan tüm okul müdürlerinin, yardımcılarının atamalarının gerektiğini iddia eden davalar açacağız. MEB zamana oynuyor, onlara yakışmıyor. Türkiye bir hukuk devleti ise bunu bakanlığın uygulaması gerekir. Çocuklarımıza doğruyu öğretmekle görevli olan bu bakanlığın, hukukla ilgisi olmazsa ona uymazsa biz bu bakanlığın neyine güveneceğiz?”

CHP MEB Komisyonu Grubu Sözcüsü Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Yargı kararını eğer bir bakanlık ya da yönetici 3 hafta içerisinde uygulamazsa suç işlemiş sayılmaktadır. 8 bin 400 yöneticinin kul hakkı ne olacak? Hali hazırdaki yöneticiler ‘Elhamdülillah Müslüman'ım' diye sürekli poz atıp duruyorlar. Bu 8 bin 400 yöneticinin yerinden yurdundan edilmesinin, bunların ailelerinin, çocuklarının, düzenlerinin kul hakkını kim ödeyecek? En ufak bir yargı kararının uygulanmasının geciktirilmesinde zamanında bas bas bağıran AKP yöneticilerinin, bugün bu yargı kararı uygulamalarını geciktirebilmek için her türlü hokkabazlığı yapmalarının takdirini kamuoyuna bırakıyorum.  Yahu Allah aşkına yazıda, ‘ İdarece yapılacak düzenlemenin beklenmesi…' diye yazıyor.  Mağdur müdürlerin elinde ‘Göreve dönmeleri uygundur' diye  yargı kararı varsa idarece nasıl bir düzenleme yapılsın? Bunlar hukuku çiğnemektir. İnsanların hakkını hukukunu gasp etmektir.”