Meclis'te hazırlıkları süren yeni anayasa, Avrupa Parlamentosu'nda masaya yatırıldı.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile Türkiye Dostluk Grubu'nun düzenlediği konferansa, AB Komisyonu Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Joost Korte, AP Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Alojz Peterle, Venedik Komisyonu'ndan Prof. Dr. Wolfgang Hoffmann-Riem ve bazı AP üyeleri katıldı. Türk heyetinde ise Kürt siyasetçi Kemal Burkay, Prof. Dr. Levent Köker, Etyen Mahçupyan ve Oral Çalışlar'ın da aralarında bulunduğu önemli gazeteci ve akademisyenler yer aldı. Açılışta konuşan Joost Korte, Türkiye'nin yakaladığı tarihî fırsatı heba etmemesi gerektiğini söyledi. "Yeni anayasa, Türkiye'nin prestijini ve uluslararası bir oyuncu olarak oynadığı rolü kesinlikle güçlendirecektir.'' dedi. Alojz Peterle ise Avrupa Komisyonu'nun, yeni anayasa için her türlü desteğe hazır olduğunun altını çizdi.
Brüksel'de düzenlenen 'Türkiye'de yeni anayasa süreci' konulu konferansa AB Komisyonu Genişleme Genel Müdür Yardımcısı Joost Korte, Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Alojz Peterle, eski AP üyesi Joost Lagendijk, TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay, Kürt siyasetçi Kemal Burkay, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Can, Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Levent Köker, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Zirve Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gökhan Bacık, 19 Mayıs Üniversitesi'nden Erdal Abdulhekimoğulları, Venedik Komisyonu'ndan Prof. Dr. Wolfgang Hoffmann-Riem ve AP üyeleri Andrew Duff ve Anneli Jaattenmaki ile gazeteciler Etyen Mahçupyan ve Oral Çalışlar söz aldı. Farklı oturumların gerçekleştiği konferansın ilk ayağında, bireysel hak ve özgürlükler, ikinci oturumda da totaliter rejimden demokrasiye geçiş konusu ele alındı.
'Yeni anayasa sadece Türkiye'yi değil bütün dünyayı ilgilendiriyor'
İlk olarak söz alan Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Alojz Peterle, Meclis'in yaptığı çalışmayı "Olumlu ve iyiye işaret" sözleriyle değerlendirirken Avrupa Komisyonu'nun her türlü desteğe hazır olduğunu bildirdi. TBMM'de atılan adımı Avrupa Birliği tarafından yayımlanan rapora paralel gördüklerini kaydeden Peterle, "Yeni anayasa tüm siyasi sorunları çözmeyecektir elbette ancak temel ilkelere tesir edecektir. Bu anayasa çeşitliliğe saygı duyan bir devlet için çok önemlidir. Avrupa Parlamentosu üyeleri olarak, erklerin bağımsızlığı, devlet ve dinî topluluklar arası ilişkiler, etnik ve dinî azınlıklar konusunda önemli çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bu yeni anayasa ayrıca sadece Türkiye'nin iç siyaset sorunu değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir meseledir." diye konuştu.
Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Başkan Vekili Jooste Korte ise Avrupa Komisyonu'nun ortaya konulan iradeyi tarihî fırsat olarak gördüğünü bildirdi. Sivil toplum örgütlerinin, işdamlarının ve düşünce kuruluşlarının yeni anayasanın hazırlanmasına destek vermesi gerektiğini belirten Korte, şu görüşü dile getirdi: "Yeni anayasa ile birlikte bireysel hak ve özgürlükleri alanında da önemli bir ilerleme kaydedilecektir. Vatandaşların hakları bire bir korunacaktır. Hukukun üstünlüğü sağlanacaktır. Avrupa değerleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri'ne uyan standartların olması gerekir. Bir azınlığı veya çoğunluğu değil, her kesimi temsil etmelidir bu anayasa. Bir seçim kaygısıyla yapılmamalı. Yeni anayasanın uluslararası boyutu, Türkiye'nin buradaki itibarını ve aktör statüsünü etkileyecektir. Türkiye bu çalışmalara devam etmeli. Biz de komisyon olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bu süreç ayrıca Türkiye ile AB'yi daha da yakınlaştıracağına inanıyorum."
Günay: Anayasa bizim için ilk düğme
Konferansta konuşan TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay da iş dünyasına yönelik yaygın bir sivil toplum örgütü olarak güçlü tutum belirledikleri nadir siyasî konulardan birinin yeni anayasa olduğunu anlattı. ''Türkçede 'Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklersen hepsi yanlış olur.' şeklinde bir deyim var. Anayasa bizim için ilk düğmedir.'' dedi. Meclis'teki çalışmalara ellerinden geldiğince katkı yaptıklarını kaydeden Günay, evrensel değerleri ve Avrupa standartlarını kucaklayan ve devleti vatandaşlarının yararına çalıştıracak şekilde dönüştürecek ve sivilleştirecek bir anayasadan yana olduklarını vurguladı.
Burkay: Anadilde eğitime izin verilmeli
Diğer konuşmacılardan Kemal Burkay, konferansa 31 yıl aradan sonra geçen yıl döndüğü Türkiye'den katılıyor olmasının Türkiye'deki önemli müspet gelişmelere işaret ettiğini ama bunların tek başına yeterli olmadığını söyledi. Türkiye'nin üzerinde çalıştığı yeni anayasanın Kürt meselesinin çözümü için gerekli olan zemini hazırlayacağını kaydeden Burkay, mevcut anayasa değil bundan önceki anayasaların ise sorunları çözmek bir yana temel sorunlara kaynaklık ettiğine dikkat çekti. Burkay, yeni anayasayla birlikte adem-i merkeziyetçiliğe dönülmesini ve anadilde eğitime izin verilmesini istedi. Burkay, mevcut anayasadaki değişmez maddelerin '90 yıllık yanlış paradigmaların temel esasları olarak mutlaka kaldırılmasını' talep etti.
Mevcut anayasada herkes kaybediyor
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, yeni anayasada mutlaka vatandaşlık tanımına yer verilmesi gerekmediğini ama buna başvurulacaksa vatandaşlığın Türklükle özdeşleştirilmesinden vazgeçilmesi önerisinde bulundu. Özipek, mevcut anayasadaki değiştirilemez maddeleri savunmanın ''yeni anayasa istemiyorum'' anlamına geldiğini söyledi. Marmara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Osman Can, Türkiye'deki vesayet rejiminin 2010'daki anayasa reformuyla zayıflamasına rağmen hâlâ mevcudiyetini sürdürdüğünü ifade ederek yeni anayasanın toplumsal dengenin siyasal dengeye dönüşmesinin güvencesi olması gerektiğini vurguladı. Anayasa Mahkemesi'nin eski raportörü Can, ''Yeni anayasa konusunda ümitsiz değilim çünkü mevcut anayasada herkes kaybediyor.'' ifadelerini kullandı.
Sivil iktidar, güvenlik
bürokrasisini ancak yeni anayasa ile kontrol edebilir
-Konferansın ikinci bölümünde konuşan Zaman Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, vesayet sisteminin vatandaşlık tanımını sınırlandırdığına ve birçok kimliği dışladığına dikkat çekti. Mahçupyan, AK Parti'nin yeni anayasa istemesinden öte, buna ihtiyacı olduğunu belirtti. Mahçupyan: "Yeni anayasa olmazsa AK Parti kendi istekleri yönünde vatandaşa hizmet veremez hale gelecek. İkinci sebep olarak, güçlü olmasına rağmen güvenlik bürokrasisini kontrol edemiyor. Sivil bürokrasi ve güvenlik bürokrasisi arasındaki dengeyi yapılandırmak için yeni anaya en önemli dayanak noktalarıdır. Herkes bireysel özgürlükten bahsediyor ama AK Parti devleti yeniden yapılandırmak istiyor. Yeni anayasa AK Parti'nin güvenlik bürokrasisi sorununu da çözecektir." dedi.
Radikal Gazetesi yazarı Oral Çalışlar ise Kemalist idarenin 100 yıldır ülkeye hâkim olduğunu ve buna müdahale edenin ya askerî darbeyle ya da yargı yoluyla engellendiğini belirtti. Çalışlar, "2002 yılında bu mücadele yeni bir boyut kazandı ve dindarlar tek başına iktidara geldi. Mevcut hükümet kurucu bürokrasi ile mücadele ettiği için Kürt ve Alevilerin de desteğini aldı. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen, Türkiye yeni anayasa için hazır değil. Farklı kesimler arasında uzlaşma olmadığından ancak geçici bir anayasa yapılabilir." şeklinde konuştu.