Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayladığı 'Makul şüphe' yasanının ilk skandal uygulamasında televizyon dizisinden bile şüphelenildi. Rol ile gerçek karıştırılınca Samanyolu televizyonunda yayınlanan “Tek Türkiye” dizisi çekimlerinde çalışan 9 sinema emekçisi de gözaltına alındı.
Bugün'ün haberine göre, medyaya ve dizi senaristlerine yönelik operasyon sanat dünyasını da şoke etti. Soruşturmada Samanyolu televizyonunda “Tek Türkiye” dizisinin çekimleri sırasında çalışan 9 sinema emekçisi gözaltına alındı. 2007-2011 yıllarında yayınlanan dizinin senaristi Ali Samim Noyan, Yapımcısı Salih Asan, Yönetmen Naci Çelik Berksoy, Yönetmeni Yardımcısı Engin Koç, hikayecileri Elif Yılmaz, Makbule Çam Alamdağ, Ali Kara, Hikmet Tombulca ve Radiye (Ebru) Şenvardar dün çeşitli illerden gözaltına alınarak İstanbul’a getirildi.
GERÇEKLER FARKLI
Samanyolu Televizyonu Diziler Koordinatörü Yunus Aylıdere, soruşturmayı yürütenlerin “sinemasal gerçek” ile “normal hayat”ın karıştırıldığına dikkat çekti. Yunus Aylıdere, Tek Türkiye dizisinde “Karar Kurulu” isimli bir sahne olduğununa vurgu yaptı.
ZİYARETTE GÖZALTINA ALINDI
Karar Kurulu’nda 12 diyalog geçtiğini belirter Aylıdere şunları söyledi: “Bu kurul çeşitli terör örgütlerini kullanabiliyor. Hatta öbür bölümde başka bir terör örgütünü kullanıyor. Burada açıkça görülmektedir ki sinemasal gerçekle normal gerçeklik karıştırılıyor. Bir dizide bir aileyi anlatabilmek için Sevda Tepesi kavramını kullanırsınız. Ama gerçekte Sevda Tepesi bir dağdır. Sinemasal gerçeklikle normal hayatın gerçekliği karıştırılıyor.”
O DÖNEM STAJERLERDİ
Aylıdere, o dönemde çalışan bu ekibin bazılarının televizyondan ayrıldığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu dizisi çekildiği sırada hikayeci olarak görev yapan arkadaşları o dönemde stajer seviyesindeydi. İşe yeni başlamış olmanın heyecanı içindeydiler. Bir kısmı zaten televizyondan ayrıldı. Makbule Çam Alemdağ, evlendi Trabzon’a yerleşti. Van’da ailesini ziyaret için gittiği sırada gözaltına alınmış. Yazık çocukları var.”
SANATTA KISITLAMA OLMAZ
Sanatçılar, Samanyolu TV'nin Sungurlar dizisinin yapımcısı Salih Asan ile Tek Türkiye dizisinin senaristleri Elif Yılmaz, Makbule Çam Alemdağ ile set ekibinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Nebahat Çehre, senarist ve yönetmenlerin göz altına alınmasının yanlış olduğunu söyledi. Çehre, “Olacak şey değil. Sanatta böyle şeyler olmaması lazım ama bir şey diyemiyoruz ki bu ülkede. Oyunculukta, sanatta kısıtlama olmaz. Ancak ülkemizde heykeller bile yıkılıyor” dedi.
DOĞRU DEĞİL
Yaşananlara mecburen sessiz kalındığını belirten Çehre, “Sistem değişikliği var. Allah ülkemizi hayırlara götürsün” diye konuştu.
Tiyatrocu Levent Kırca da, gözaltılarla ilgili, "Fethullah Gülen’in takımı dedikleri kişileri gözaltına alıyorlar. Türkiye çok farklı bir durumda. Hangi taraftan olursa olsun buna karşı olmak gerekiyor. Ne gazetecinin ne oyuncunun, ne sanatçının ne yazarın apar topar, demokratik olmayan bir şekilde gözaltına alınması doğru değil" dedi.
ONLARDAN OLMAYAN SÜRÜNÜYOR
Hükümete yandaş olanların baş tacı edildiğini belirten Kırca, “İşlerine gelenleri, kendilerinden olanları, kendilerine yandaş olanı baş tacı yapıyorlar, olmayanları da gözaltına alıyorlar. Bu kadar açık” diye konuştu. "Hülya Avşar, Ak Saray’ı gezip benim evim bile bundan güzel diyerek bunları aklamıyor mu?Yavuz Bingöl gidip bunlara yalakalık etmiyor mu" diye soran Kırca şöyle devam etti:
"Kendilerinden olan ihya oluyor olmayanı süründürüyorlar. Ben de bunlardan biriyim. Benim de televizyonlara çıkmam yasak. Bir sorunun varsa mahkemeye verirsin, mahkeme sonunda aklanırlar. Bunlar demokratik yaklaşımlar değil.”
BARIŞ ATAY: AHMAKLIĞIN DİK ALASI
Son dönemin popüler oyuncularından Barış Atay, dizi yönetmeni, senaristi ve grafiklerinin gözaltına alınmasını ahmaklık olarak değerlendirdi. Atay, Instagram hesabından “Bir dizinin yönetmenini, senaristini gözaltına almak da ahmaklığın dik alasıdır” yazdı.
ATİLLA DORSAY: GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY
Türk sinema eleştirmeni ve yazar Atilla Dorsay, medyaya yönelik operasyonda senarist, yönetmen ve yapımcının gözaltına alınmasını daha önce hiç görülmemiş bir olay olarak değerlendirdi. Televizyon tarihinde de bu tür bir gözaltına alma olayının hiç yaşanmadığını vurgulayan Dorsay "Eğer o dizide bir suç unsuru varsa, bunu RTÜK saptıyor ve ona göre uyarı, kişilere değil de kanala verilen bir ceza söz konusu oluyor. Bütün olayı çok büyük bir skandal olarak görüyorum. Hukuksuzluğun git gide yerleşmeye başladığını gösteriyor" diye konuştu.