Samanyolu Yayın Grubu'nun önce dijital yayın platformlarından çıkartılması ardından da Türksat uydusundan indirilmesine tepkiler devam ediyor.
Eski Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Erinç, özgür medyaya karartmayı Basın Kanunu çerçevesinde değerlendirdi.
Yayın hürriyetinin anayasal ve yasal güvence altında olduğunu belirten Erinç, Basın Kanunu'nun 23'üncü maddesini hatırlattı. Söz konusu maddede süreli yayınların dağıtımını yapan kişilerin bu yükümlülüğe aykırı davrandıklarında ağır para cezasıyla cezalandıracağına dikkat çekerek, benzer bir durumun televizyon kanalları için geçerli olduğunu kaydetti. Erinç, kıyas usulü ile gazetelerde olduğu gibi kanalların yayınlarının izleyicilere ulaştırmamasının da suç olduğunun altını çizerek, “Gazete dağıtımının engellenmesi nasıl suçsa TV kanallarının izleyicilerine ulaştırılmaması da suçtur.” dedi.
Eski TGC Başkanı Erinç'in atıf yaptığı Anayasa ve Basın Kanunu'na göre, Samanyolu Yayın Grubu'na bağlı televizyon ve radyoları Digitürk, Kablo TV, Turkcell TV gibi dijital platformlardan çıkartmayla başlayan daha sonra Türksat uydusundan indirilmesine kadar varan karartma tam bir hukuk tanımazlık. Hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir yerde hukuk devletinden söz etmenin kara mizaha benzediğini ifade eden Erinç, “Yine de anımsatmak için hukuktan bahsetmemiz lazım. Anayasa'da bile yayın yasağının yargı kararları ile konabileceği belirtilirken şimdi her şeye yayın yasağı konuyor.” diye konuştu.
‘DENKLİK SADECE MUKTEDİRİ MUTLU EDECEK ŞEKİLDE UYGULANIYOR'
Basın Kanunu'nun ilk maddesinde, “Bu kanun, basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar.” ifadesi yer alıyor. 3'üncü maddesinde ise “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.” deniliyor. Maddenin devamında bu özgürlüğün hangi durumlarla sınırlandırılabileceği yer alıyor: “Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” Orhan Erinç, söz konusu 3'üncü maddenin basılı eserler için olmasına rağmen televizyon, radyo ve internetin de sansür edilmesi için uygulandığına işaret ediyor. Bu uygulamaya dayanak olarak ‘kıyas yolu'nun gösterildiğini belirten Erinç, şöyle devam ediyor: “Aynı kıyas ile süreli basımların dağıtımını düzenleyen Basın Kanunu 23. maddesi de uygulanmalı. İlgili madde gereği gazete dağıtımının engellenmesi nasıl suçsa, TV kanallarının izleyicilerine ulaştırılmaması da suçtur. Fakat denklik sadece muktediri mutlu edecek şekilde uygulanıyor.”