Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gazetecilikle ilgili verdiği özgürlükçü karardan sonra medyaya yönelik yeni bir linç kampanyası başlatıldı.
Abdurrahman Dilipak ve Cem Küçük, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün yeniden tutuklanacağı ve Zaman grubuna yönelik de el koyma girişiminde bulunulacağı tehditlerini savurdu. Proje mahkemeler olarak da adlandırılan Sulh Ceza Hakimliklerinin amiri gibi davranan bu gazeteciler bununla yetinmeyip, sosyal medya üzerinden troller aracılığıyla kampanya başlattı.
İktidara yakın Yeni Akit gazetesinin yazarı Abdurrahman Dilipak 2-3 Mart tarihlerinde arka arkaya kaleme aldığı yazılarla Can Dündar ve Erdem Gül'ün yeniden tutuklanacağını ileri sürdü. Türkiye'de ve Ortadoğu'daki gelişmeleri yorumladığı yazısında, yakın dönemde sıcak gelişmeler yaşanacağını iddia etti. Yazısında medya operasyonlarının koordinatörü gibi davrandığı yazısında şu ifadelere yer verdi: "….Bu arada paralel yapı hakkındaki operasyonlar şiddet ve derinliğini artıracak. Can ve arkadaşının cezaevinden çıkması onlar için yeni talihsizliklerin başlangıcı olabilir.. En azından her an yeniden tutuklanabilirler. Yeni bilgi ve belgelerle daha ağır suçlamalara muhatap olabilirler.."
Dilipak, son yazısında bir haftadır yandaş medyanın karalama kampanyası yürüttüğü AYM'yi de hedefe koydu. Bir gün önceki yazısında ise Zaman'ı açıktan hedef alan Dilipak, "Şimdi beklenen Zaman'ın bundan sonra ne olacağı. Zaman'a el konulacağı haberleri tiraj kaybının asıl sebebi olabilir." diye yazarak özgür medyanın susturulmasını istedi.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, 2016 yılında medyaya yönelik bu tür girişimlerden bahsedilmesini demokrasi ve hukuk devletine yakıştıramadıklarını vurguladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun daha önce Sulh Ceza Hakimliklerinin benzer şekilde özgür medyaya müdahalelerin gündeme geldiği tarihlerde medya özgürlüğü hususunda güvence verdiğini hatırlatan Bilici, "Hukuk ve demokrasinin işlediği ülkelerde anayasaya ve temel insan hakları ve özgürlüklerine aykırı bu tür talepler ve hukuksuz girişimlere izin verilmez. Gazetecilerin ve gerçek demokratların herkes için demokrasi, herkes için hukuk talebi içinde olması beklenir. Bu tür yazı ve hedef göstermeleri esefle karşılıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Can Dündar ve Erdem Gül başta olmak üzere 30'un üzerinde gazetecinin tutuklu olması, gazetelere el konulması başta Avrupa Birliği olmak üzere ABD ve dünya ülkelerinde Türkiye'nin itibarını sarsmış, uluslararası basın kuruluşları bildirilerle Türkiye ağır eleştiriler yöneltmişti. Basın özgürlüğü hususunda yarı özgür ülkeler grubuna gerileyen Türkiye 149. sırada ancak kendine yer bulabildi.
Cihan CİHAN