Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Pınar firmasıyla ilgili bir açıklama daha yaparak, "Pınar istediği kadar hakkını arasın" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, gıdada sağlıksız ya da tüketiciyi yanıltanları teşhire devam edeceklerini açıkladı ve sektörü, “Türkiye gıda güvenliği açısından artık başka bir ülke. Amsterdam, Brüksel ne ise Türkiye de o. Herkes kendisine çeki düzen verecek” diye uyardı.
Eker, Meclis'te bir grup gazeteciyle sohbetinde, gıda yönetmeliklerini çıkardıktan sonra, “Herkes kendini buna göre ayarlasın, hatası eksiği varsa gidersin dedik. Bunu şaka olsun diye yapmadık, çocuk oyuncağı değil ki bu, ‘yapacağız' dedik, yaptık” dedi. 5 bin gıda denetçisi ile denetimleri sürdürdüklerini belirten Eker, teşhir uygulamalarına gelen eleştirileri de, “Son derece titiz ve hassasız. Vebal duygusuyla hareket ediyoruz. Çok açık ve şeffaf bir hukuki süreç işletiliyor” diye yanıtladı. Eker'in değerlendirmeleri şöyle:
Bunun ‘lamı cimi' yok
(Apikoğlu) Tüketici olarak iyi bir firma olduğunu biliyorum. Ama ‘yüzde 100 dana' demişsin, Pınar da öyle, o halde yüzde 100 dana olacak. Bunun içine tavuk eti katmayacaksın arkadaş. Bunun ‘lamı cimi' yok. Sen kalkıp yüzde 100 dana eti diyeceksin, bunun maliyeti başka, içine yüzde 30, 40, 50, kaçsa tavuk eti koyacaksın. Bu tüketiciyi kandırmaktır. Bunun hijyenle, sağlıkla, hastalıkla ilgisi yok, teşhir işin bu kısmıyla ilgili. Bu ürüne katılmaması gereken bir şey katmaktır.
Ben alma demiyorum ki...
Ben ‘onu alma' demiyorum. Bu firmanın yüzde 100 dana eti denen ürününün öyle olmadığını tespit ediyorum. Ben demiyorum ki hastalık yapıyor, mikrop bulaştırıyor. Bu, etiket bilgilerine uymuyor, bu böyle bir suç. Mesela, Afyonkarahisar'da bir firmanın sucuğundan tek tırnaklı (at, eşek) eti çıktı. Ayrıca savcılığına suç duyurusunda da bulunuyoruz. Teşhir edilen de imajını düzeltecek. (Pınar'ın açıklaması anımsatılınca) Açıklama yapmış demiş ki kanuni haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Buyursun kullansın, ben zaten ‘kullan' diye söylüyorum, bizim saklımız gizlimiz yok ki.
Teşhir düzeltiyor
Bu konuda çok çeşitli cezalar var. İdari para cezaları, sağlıkla ilgili bir tarafı varsa savcılığa suç duyurusunda bulunulması, ürünün toplatılması, faaliyetten men, gerekirse kapatma cezası. Artı, bütün bunların üstüne bir de teşhir var. Eskiden diğer cezalar veriliyor ama teşhir olmadığı için duyulmuyordu. Ama şimdi herkes kendine çeki düzen verecek. Teşhirden sonra şu haberleri alıyoruz; üretim hatlarını değiştiriyorlar. Eskiden diyelim ki tavuk ürünlerini kırmızı et ürünlerini aynı bantta yapıyorlardı.
Sen de steril ol
Yakalandığında ‘karışmış, iyi yıkanmamış, işçi düzenli yapmamış' diyorlar, tamam da kardeşim sen de steril ol. Hayvansal ürün üreten işyerlerinde daha düzenli denetim yapılıyor, çünkü hastalık bulaşma riski yüksek, doğrudan toplum sağlığını ilgilendiriyor. Şimdi 4 bin 500-5 bin gıda denetçimizin hepsi alanda, sürekli denetim yapıyorlar. Gıda güvenliği için oluşturduğumuz telefon hattına da 500-600 bin ihbar geldi, bunların 90 bini incelenip sonuçlandırıldı. Bundan amaç da vatandaşın katılımını sağlamak.
Ağzı olan konuşuyor tavuk 1 günde 3 kez yumurtlar mı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, “Gıdada en büyük problem şu; bu işi bilmeyenler, uzmanı olmayanlar daha çok konuşuyor. Herkes bir şey söylüyor ama maalesef benim bunlara niye konuşuyorsun deme hakkım yok” dedi. Bakan Eker şöyle devam etti: “Mesela tavukçulukla ilgili. İddialar abartılı, ağzı olan konuşuyor. Yumurta oluşumunun bir fizyolojisi var. Ben de veteriner hekimim, doktora da yaptım. Yumurta, yumurta kanalına düştükten sonra fizyolojik olarak ne kadar zamanda gelişeceği belli. Adam öyle bir şey söylüyor ki, günde 3 defa yumurtluyor diye, yahu vicdansız, böyle bir şey olabilir mi?”
Yumurtadan özür dilediler, kırmızı etten de dileyecekler
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ‘bu iddialar nereden çıkıyor' sorusu üzerine de şöyle konuştu: “Neden margarin çıktığında tereyağına karşı herkes margarinle ilgili olumlu şeyler söyledi. Sonra ne oldu margarin tu kaka? Kardiyologlar, tıp doktorları en son yumurtadan özür dilediler. Ben de o toplantıda onlara dedim ki sadece yumurtadan özür dilemekle kurtulamazsınız, tereyağından da özür dileyeceksiniz, kırmızı etten de. Doğadan gelen hiçbirşeyin zararı olmaz. İnsan kendi denge ve ihtiyacını öğrenmek zorunda. İhtiyacından fazla ne tüketirseniz size risk taşır.”