Mehmet Ali Şahin'den Gül ve Arınç yorumu

Mehmet Ali Şahin'den Gül ve Arınç yorumu
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın CNN Türk'teki konuşmasıyla başlayan tartışmaları değerlendirdi. Partiye dönük eleştirel söz ve paylaşımlarıyla dikkat çeken eski bakanlarla ilgili, "Bu arkadaşları kovsanız partiyi terk etmezler" dedi.

Eski bakan aynı zamanda AKP'nin siyasi ve hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Habertürk Gazetesi'ne verdiği röportajda, Arınç'ın sözleriyle başlayan tartışmaları yorumladı. İşte o röportajdan bir bölüm:

Herhangi bir arkadaşımı­zın düşüncelerini kamu­oyuyla paylaşması bizi rahatsız etmez. Aynı teşkilatın insanla­rıyız. Partinin şu anki yöneticilerine ülkenin gidi­şatıyla ilgili bir şey söylemeye hakları vardır ama kamuoyunda farklı yorumlana­bilecek tartışmalara yol açmayı doğru bul­muyoruz. Hüseyin Bey’i röportajı çıkmadan bir gün önce yazdığı yazılar sebebiyle ara­mıştım. “Biz partide bun­ları ifade edecek muhatap bulamıyoruz” dedi. Oysa yol­lar hiçbir zaman kapalı olmadı. MYK’da birlikte görev yapar­ken de açıktı, şimdi de açık. Ben genel başkan yardımcısı­yım. Başkanımız yurtdışına çık­tığında genel başkan vekiliyim. Uzun süredir birlikte ülkemize hizmet ettik. Bunları direkt bana söyleyebilirdi. İstişarenin öneminden bahsetti. İstişare yapamadığımız için dışarıda açıkladığını söyledi. Dün bana geldi. Konuştuk sohbet ettik
.
‘SUAT KILIÇ ARADI OLAYLARLA İLGİSİNİN OLMADIĞINI SÖYLEDİ’

Hüseyin Çelik bu tartış­malardan sonra size mi geldi?

Evet, öğle yemeğine davet etmiştim. Konuştuk. Hükü­mette görevimiz olsa da olmasa da bu parti hepimizindir. Dün akşam da Suat aradı. Olay­larda adının geçtiğini ve ilgisinin olmadığını söy­ledi. O da tartışmalardan çok rahatsız olmuş. Bülent Bey’i de davet etmek istiyorum. Bütün arkadaşları­mız gelip, bizimle konuşabilirler. Cumhurbaşka­nı’mız Recep Tay­yip Erdoğan’dan randevu da alabi­lirler. Birbirimizle ilgili eleştiri getire­ceksek yüzümüze karşı olması gere­kir. Eskiden teşkilat içi toplantılar yapardık. Bu arkadaşlarımız sorunla­rın teşkilat içinde çözülmesini söylerdi. Biz de o zaman söyle­diklerini şimdi uygulamalarını istiyoruz.


‘Basın önünde değil de kendi aramızda konuşalım’ mı demek diyorsunuz?


Gayet tabii. Bizim göremedi­ğimiz bir eksikliği, hatayı kendi­leri görmüş olabilirler. Dinleriz, gerçekten haklılarsa gereğini yaparız. Hatamızı söyleyene ‘Allah razı olsun’ demeyi her zaman fazilet bildik.


‘ABDULLAH GÜL’ÜN ATTIĞI ADIM TAKDİR EDİLECEK BİR ADIMDIR’


Abdullah Gül’ün hem Cum­hurbaşkanı Erdoğan hem de eleş­tiri getiren isimlerle görüşmesini nasıl yorumlamalıyız? Arabuluculuk yaptı yorumları var...

Abdullah bey partimizin içinde çok önemli sorumluluklar üstlendi. Belki bu açıklamalardan sonra bu arkadaşlarla görüşme ihtiyacı hissetmiş olabilir. Cum­hurbaşkanı’mızla görüşmesi olağanüstü bir şey değil. Gayet doğaldır. Partiyi bir­likte kurduk. Başbakanlığımızı ve Cumhurbaşkanlığımızı yaptı. Neler konuşuldu bilmiyorum ama attığı adım takdir edi­lecek bir adımdır. Kendisine yakışan da doğrusu budur.



‘KOVSANIZ AK PARTİ’Yİ TERK ETMEZLER’


AK Parti içinde bir çatlak oluştuğu, hatta Abdullah Gül’ün öncülüğünde yeni bir siyasi hareke­tin çıkabileceği yorumlarına ne diyorsu­nuz?


““Bizim göremediğimiz bir eksikliği, hatayı görmüş olabilirler. Ama eleştireceksek birbirimizin yüzüne karşı eleştirmeliyiz””

Bu arkadaşları kovsanız bu par­tiyi terk etmezler. Başka parti içinde yer almazlar. Kendilerine o kadar itimat ediyoruz ve seviyoruz. Hepsi can arka­daşlarımız. Her olumsuzluktan olumlu sonuçlar çıkardığımızı yaşayarak gös­termiş bir siyasi hareketiz. Bu eleştiriler de bir araya gelmemizi ve kenetlen­memizi sağlayacaktır. Hüseyin Bey bu açıklamaları yapmasaydı onu yine arar­dım ama belki daha geç arardım. Şimdi Suat Bey’i davet ettim. Yakında Bülent Bey’i ziyaret edeceğim. Bu parti onların partisidir. Yakın zamana kadar bir­likte çalışıyorduk. Aramızda kırgınlığa yol açacak hiçbir sorun olamaz. Aynı hedefe birlikte yürümek istiyoruz. Sev­gili Peygamberi’mizin mübarek bir sözü vardır; “Herkes çobandır ve güttüğün­den sorumludur”. Hepimiz bu camianın yöneticileri durumdayız. Teşkilatımız­dan sorumluyuz. Bir tek kişinin bu teş­kilattan kopmasına razı olmayız. Birisi kopmak istese bile kolundan tutup, çekeriz. Daha da güçlenmek ve çoğal­mak isteriz.


‘BÜLENT ARINÇ’A KARŞI YANLIŞ YAPIYORLAR’


Peki, Bülent Arınç’ın eleştirilerinde haklılık payı görüyor musunuz?

Hangi eleştiriler var bilmiyorum ama elbette haklı olabilir. Bunları değerlendiririz. Haklıysa, bunları görememiş olduğumuz için kendilerine teşekkür ederiz.

Ya Arınç’ın ‘Yazar demeye bin şahit isteyen isimler var. Bu troller ve troliçeler sabahtan akşama bize hakaret ediyor’ sözleri?

İnternet sitelerini, tweet’leri takip edemiyorum. Böyle bir alışkanlığım yok. Ama birtakım haksız eleştiriler ne kadar yanlışsa, partimizde önemli görevlerde bulunmuş arkadaşlar düşüncelerini açıkladılar diye onlara hakaret etmek çok daha yanlıştır. Bunu kim yapıyorsa iyi bir şey yaptığını düşünüyordur ama yanlış yapıyordur. Bunu kendi inisiyatifleriyle mi yoksa bir yerden yönlendirilerek mi yapıyorlar bilemiyorum. Her nasılsa yanlış yapıyorlar.


‘TABANIMIZ BUNDAN HUZURSUZ OLUYOR’


Geçen röportajımızda, 7 Haziran seçimlerindeki sonuçta, AK Parti içindeki anlaşmazlıkların da rol oynadığını söylemiş,“Kavgalı eve kız vermezler” demiştiniz. AK Parti tabanı bu son tartışmaları nasıl yorumlar?

Bir arkadaşımız partimize haklı nedenlere dayalı bir eleştiri getirse de tabanımız bundan huzursuz oluyor. Çünkü tabanımız bizi aynı esaslara inanmış, ülkemize hizmet etmek için bir araya gelmiş, makam hırsı olmayan, kenetlenmiş bir kadro olarak biliyor. Böyle davranışlar samimi tabanımızı rahatsız ediyor. Dolayısıyla bu tür açıklamalar yapan arkadaşlarımız, yola çıkarken millete ne vaat ettiğimizi hatırlayarak davranırlarsa hayırlı olur.


‘BU ARKADAŞLARI BÖLGESEL TOPLANTILARA DAVET EDECEĞİZ’


Hüseyin Çelik “Bu hareketi baş­latan kurucu kadronun çoğu partiden kopmuş ya da koparılmış durumda. Yeni yetme isimler var” diyerek kenara itildiklerini ima etti...

Partiyi kuranlar ömür boyu o hareketin içinde yer almazlar. Kadrolar değişir. Partiyi kurduk diye sittin sene partinin kadrosunda mı bulunacağız? Kaldı ki bir kişinin üst üste 3 kereden fazla milletvekili adayı olmasını bile parti tüzüğünde engelledik. İçeride ya da dışarıda olalım, bir partinin mensubuysak hepimize görevler düşüyor. Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı olarak önümüzdeki gün­lerde bölge toplantıları yapacağım. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan başlamayı düşü­nüyorum. Bu arkadaşlarımızı oraya davet edeceğim. Birikimlerinden ve deneyimle­rinden faydalanacağız. Siyasetimizi yine onlarla yapmayı düşünüyoruz.



‘Kendilerini dışarıda hissetmesin­ler’ mi diyorsunuz?


Gayet tabii. Bu arkadaşlarımız çok biri­kimlidir. Şimdi bu konumdalar ama zaman gelir bizim üstlendiğimiz sorumlulukları üst­lenirler. O bakımdan gönüllerinin rahat olmasını istiyorum. Hüseyin Bey’e de söyle­dim. Biz bir davaya inandık. Hangi konumda olursak olalım o davayı hayata geçirmek için, bu partiye hizmet etmeye devam ede­riz. Temel yaklaşımımız budur.


‘1 MART TEZKERESİ GEÇMELİYDİ’


1 Mart tezkeresi yeniden gün­demde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Tez­kerenin geçmemesi hataydı’ dedi. Cemil Çiçek de desteklediğini söyledi. Siz o dönem desteklemiş miydiniz?

Evet, tezkere için olumlu oy vermiştim. Tezkerenin reddedileceğine dair endişem de yoktu. Kabul oyları ret oylarından daha fazla çıkmış olmasına rağmen çekimser oylar nedeniyle bugünkü tablo ortaya çıktı. Bu konuda Cumhurbaşkanımızla aynı fikirde­yim. Geçmiş olmasını isterdim.

(KAYNAK: HABERTÜRK)

14 Şubat 2016 09:28
DİĞER HABERLER