İSTANBUL (CİHAN)- Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın taburcu olabileceğini gösteren raporu gizleyerek hastanede kalmasını sağladıkları iddiasıyla doktorların yargılandığı davada mütalaasını açıklayan savcı, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini istedi.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 5 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı Sait Kunt, Mehmet Haberal'ın 13 Nisan 2009'da gözaltına alındığını, 17 Nisan'da da tutuklandığını hatırlattı. Cezaevine gönderilen Haberal'ın aynı gün rahatsızlanarak Bayrampaşa Devlet Hastanesine götürüldüğünü belirten savcı, daha sonra İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsüne sevk edildiğini ve yatarak tedavisine başlandığını kaydetti. Bir süre sonra taburcu olabileceğine dair rapor düzenlendiğini kaydeden savcı, bu raporun işleme konulmayarak saklandığı sonrasında ise yatarak tedavisinin hayati önemi olduğuna dair raporlar hazırlandığının iddia edildiğini hatırlattı.
Saklanan ve o dönem Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmeyen raporun ortaya çıkması üzerine yetkililer hakkında soruşturma başlatıldığını kaydeden savcı, sanık olan enstitü görevlilerin daha sonra Haberal'ın taburcu olabileceğini gösteren raporun geçersiz olduğu yönünde yeni raporlar düzenlediklerinin belirtildiğini kaydetti. Bu raporların Adli Tıp Kurumu tarafından incelendiğini ve yatarak tedavinin gerekli olmadığının tespiti üzerine Haberal'ın taburcu edilerek cezaevine konduğunu belirtti.
Söz konusu raporlar nedeniyle Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Zerrin Yiğit, Enstitü Müdürü Erhan Kansız, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer, servis doktoru Nuh Nazmi Gültekin, Haberal'ın refakatçisi Muhammet Lütfullah Hüsrev, Hüsrev ile birlikte hareket eden Erkan Özkum ve servis hemşiresi Şesgül Ari hakkında silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek yardım ettikleri gerekçesiyle dava açıldığı kaydedildi.
Savcı mütalaasında, Haberal'ın hastanede kaldığı 17 Nisan 2009 ile 22 Kasım 2010 tarihleri arasında Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'nün varlığının herhangi bir mahkeme kararı ile sabit olmadığını kaydetti. Halen Ergenekon kararının temyiz aşamasında bulunduğunu ifade eden savcı, herhangi bir idari kararla bir yapının silahlı terör örgütü olarak adlandırılmasının mümkün olmadığını söyledi. Ergenekon'un ilk kez bu belirtilen dosyada örgüt olarak adlandırıldığını belirten savcı, buna ilişkin kararın kesinleşmediğini ifade etti.
Bu nedenle suç tarihinde mahkeme kararı ile sabit olan bir örgüt yapısından bahsedilemeyeceği için sanıkların örgüte yardım etmelerinin mümkün olmadığını belirtti. Öğretim üyesi ve kamu görevlisi olan sanıkların işlemlerinde usulsüzlük bulunması halinde bu eylemlerin görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebileceğini kaydeden savcı, kamu görevlisi olmayan sanıklar açısından bu durumun da söz konusu olamayacağını ifade etti.
Öğretim üyesi ve kamu görevlisi olan sanıklar hakkında görevi kötüye kullanmaktan soruşturma yapılmadığı ve cezalandırılmalarının istenmediğini kaydeden savcı, tüm sanıkların silahlı terör örgütüne üye olmadan yardım etme suçlamasından beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Sanıklar ve avukatları, mütalaaya karşı savunmalarında suçsuz olduklarını, mütalaaya katıldıklarını belirterek beraat verilmesini istedi. Mahkeme, sanıklara son sözlerini de sordu. Sanıklar da yine beraatlerini talep etti.
Mahkeme, heyet değişikliği nedeniyle dosyanın incelemeye alınacağını belirterek duruşmayı erteledi. Mahkemenin sonraki duruşmada hükmünü açıklamsı bekleniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Haberal'ın İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavi görmeye başlamasından bir süre sonra taburcu edilmesine yönelik heyet raporu düzenlendiği, ancak bu raporun işleme konulmadığı gibi yargılamanın devam ettiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne de gönderilmediği kaydedildi.
İddianamede, söz konusu raporun adli mercilerden saklandığı ve bu rapordan sonra farklı tarihlerde şüphelinin yatarak tedavisinin hayati öneme haiz olduğunu gösterir raporlar düzenlendiği, sanık hakkında düzenlenen raporların bir kısmının sanık müdafileri aracılığıyla mahkemeye ulaştırıldığı ifade edildi.
Şüpheliler Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr.Erhan Kansız, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer, Prof. Dr. Nazmi Gültekin, Erkan Özhun, Songul Arı ve Muhammet Hüsrev'in 'silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık etmek' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.
CİHAN