Mehmet Karaaslan’ın uzun ve titiz çalışmalarının neticesinde okuyucuyla buluşan “Tarihte Cesur Sözler”, geçmişin daha çok mizahi yönünü ele alan hikayelerin derlendiği muazzam bir eser.
İlk çağlardan başlayıp Osmanlı döneminin sonlarına değin uzanan bu gerçek hikayeleri okurken hem eğlenecek hem de tarih bilginizi artıracaksınız.
Yitik Hazine Yayınları’nın, Muhteşem Tarih Serisi kitaplarından ilki olan Tarihte Cesur Sözler, hepimizin tanıdığı tarihi şahsiyetlerin başından geçen önemli bazı olayların yer aldığı eşsiz bir eser. Tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınan Mehmet Karaaslan’ın birçok farklı kaynaktan yararlanarak hazırladığı çalışma,küçük-büyük demeden herkesin ilgisini çekecek cinsten.
Eserde geçmişin daha çok miza¬hi yönünü ele alan keyiflihikayeler bir araya getirilmiş. Bunun yanında acı acı gülümsetip, insanı düşünmeye sevk edecek anekdotlara da rastlamak mümkün.
Kitaptaki hikayeler; siyasetname, seyahatname, hatıra ve divan gibi tarihi kaynaklara dayandırılmış. Ayrıca letaif mecmuaları ve politik nüktelerden de istifade edilmiş. Bu imkânın bulunmadığı durumlarda ise, ilk elden araştırma eserlerine ve derlemelere başvurulmuş. Kitabın önemli bir özelliği de, anlatılan hikayenin hangi kaynağa dayandırıldığının dipnotlarda belirtiliyor oluşu. Hikayenin hangi kaynakta yer aldığını bilmek,ilgisini cezbeden bir konu hakkında daha derin araştırma yapmak isteyen okuyuculara büyük kolaylık sağlıyor.
Tarihte Cesur Sözler’in kahramanları genellikle hükümdarlar, vezirler, paşalar, kadılar, ulema mensupları, âlimler, filozoflar, şairler ve meczuplardan oluşuyor.İnsanlığın ilk devirlerinden İslâm tarihine, Selçuklulardan Osmanlılara kadar uzanan zaman diliminde yaşamış bu önemli şahsiyetler geçmişte olduğu gibi bugün de bizlere rehberlik ediyor.
Zaman içindetekrar tekrar okunabilecek türden bir başucu eseri olan Tarihte Cesur Sözler’in devamı niteliğindeki Tarihte Muhteşem Cevaplar da çok yakında okuyucularıyla buluşacak.
“Osmanlı Sadrazamlarından İkinci Viyana Kuşatması ile tanınan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bir gün zamanın ünlü bilginlerinden biriyle görüşür. Sohbet sırasında yemeklerden bahsedilirken, Paşa levrek balığını över. Adı bilinmeyen bilgin kendisinin böyle bir balık bilmediğini söyler. Kara Mustafa Paşa da:
“Nasıl olur? Bunu yalnız balıkçılar değil, halkın en cahil tabakası bile bildiği halde, sizin gibi bir âlim nasıl bilmez?” der.
Kötü bir durumda kalan bilgin de şöyle cevap verir:
“Bu aciz kulun bilmediği daha neler var efendim: Saymak¬la tükenmez!”
Bu söz üzerine Paşa da gülümseyerek şöyle karşılık verir:
“Cahilin bildikleri âlimin bilmediklerinden ve âlimin bilmedikleri de cahilin bildiklerinden çok fazladır!”
Editöre Not:
Mehmet Karaarslan Kayseri’de doğdu (1957). İlk, orta ve lise öğrenimimi Kayseri’de gördü (1975-1979). Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Halil Edhem’in “Kayseriyye Şehri” adındaki eserinin transkripsiyonunu hazırlamak suretiyle mezun oldu. Muhtelif liselerde tarih öğretmeni olarak çalıştı ve kendi isteğiyle emekli oldu (1980-2014). Evli ve dört çocuk babasıdır.