Mehmet Şimşek'ten acı itiraf

Mehmet Şimşek'ten acı itiraf
Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye için algının kötüleştiğini ve çok kısa zamanda güçlü bir hükümet kurulması gerektiğini söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV canlı yayınında Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.

Ntvpara'nın haberine göre, Şimşek “Türkiye için algı kötüleşti, çok kısa zamanda güçlü bir hükümet gerekiyor. Gelişen ülkeler için sıkıntılı bir dönemde siyasi istikrar gerekir. Her durumda Türkiye'nin güçlü bir hükümete ihtiyacı var. Türkiye'nin dış kaynağa ihtiyacı var. Belirsizlik kaynak girişini durduruyor” dedi.

Bakan Şimşek, çözüm sürecinin sekteye uğramasının potansiyel büyümeyi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Şimşek'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Gaziantep benim siyasette ilk göz ağrım. Acemilik Gaziantep'te geçti. İngiltere'de çok severek başarılı olduğumu düşündüğüm bir iş yapıyordum. Ama vatana hizmet olunca geldik. Gaziantep yapısal dönüşümün de başlayabileceği bir yer.

Gaziantep'te muazzam bir ruh, başarı var. Çok zengin bir mutfağı ve tarihi var. Gaziantep benim için gurur kaynağı. Tekrar Gaziantep'ten aday olmak benim için onur kaynağı.

Siyaseten konular bir çok tarafa çekiliyor. Bugün Türkiye'de bir siyasi olarak maksadım, hiçbir zaman makam mevki ve gelir ayağı olmadı. Burada manevi bir haz var MKYK'da olmuşum olmamışım hiç önemli değil. Biz konuya makam mevki çerçevesinde yanaşmadık. Temelde ülkeye hizmettir. Tartışmalara gelince, Türkiye nispeten küçük, dışa açık bir ekonomidir. Hepimizin derdi bu ülkee büyümeyi nasıl sürdürülebilir patikaya oturturuz. Nasıl daha çok istihdam sağlarız. Esas itibariyle refahı nasıl üst noktalara taşırız. Zaman zaman biz farklı düşünüyoruz gibi haberler yansıyor. Kendi şahsımla ilgili yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Biz güçlü bir ekibiz ve bu ekibin amacı refahı artırmaktır.

NE DESEK FARKLI YERLERE ÇEKİLİYOR
Ben uzun bir süredir, Türkiye'de güçlü irade ve siyasi istikrar olursa ekonomik büyüme olabileceğini söylüyorum. 90'lı yıllarda kısır bir döngü vardı. Refah anlamında geriye düştük. 2000'lı yıllarda güçlü siyasi iradeyle birlikte reformlar yapıldı. Böylece yatırımlar ve refah arttı. Fakat bu aralar ne desek farklı yerlere çekliyor. İkircikli bir yapı varmış gibi. Bizim hepimizin davası memlekete hizmet davasıdır, manevi bir hazdır.

İlk defa uzun bir aradan sonra yapılan seçimler tek başına iktidar olma imkanı vermedi. Koalisyon çalışmalarından da sonuç çıkmadı. Siyasi istikrarsızlık olacak mı kaygıları başladı. Önümüzdeki seçimlerden sonra ümit diyoruz ki milletimiz tek başına iktidar imkanı sağlar ve yapısal reformları gerçekleştirebiliriz.

ZAAFİYETLER YAŞANABİLİR
Türkiye'de güçlü bir irade olmazsa bir takım zaafiyetler yaşanabilir. Siyasi istikrar tek başına yeterli değil ama siyasi istikrar varsa reform yapılabilir. Siyasi istikrar çok kritik, hangi parti olursa olsun... Türkiye'de uzlaşma kültürü Avrupa'ya göre sınırlı.
Türkiye'de ne azınlık hükümetleri ne de koalisyon hükümetleri uzun süreli olamamıştır. Çözüm üretmede de başarılı olamamıştır. Sayın Başbakan geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kurulabilir mi çabasına girdi ama olmadı. AK Parti karşıtlığında 3 partinin bir araya gelmesi kolay. Memleketin temel sorunlarına çözüm üretmede ortak paydayı yakalayabiliyor musunuz? Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde istikrarı yakalaması gerekiyor. AK Parti hakla bu ülkenin umudu.

YATIRIMLAR SEKTEYE UĞRAYABİLİR
Çözüm sürecinin sekteye uğarması ve terör olaylarının artması Türkiye'nin potansiyel büyümesini olumsuz etkiler. Çözüm sürecinde hükümet samimiydi. Biz temel özgürlükler anlamında ne adım atılması gerekiyorsa attık. Etnik farklılıklar bazında hak ve özgürlük konusunda bir tereddüt yok. Bunun karşılığında ne beklenir, silahlı terör unsurlarının silahlarını bırakması... Bu sorunları konuşarak çözme çabasına girmeleri gerekiyordu. Biz samimi bir şekilde çözüm sürecini hayata geçirdik ama karşı taraf silahları bırakacağına daha çok silah edindi, daha çok adam kendi saflarına katmaya çalıştık. Biz vatandaşlar yapılan yatırımlarla teröre karşı duracak derken, terör örgütü daha çok baskı yaptı ve vatandaş gerekli tepkiyi ortaya koyamadı. Siz alanı terör örgütüne bırakırsanız, bunun demokraside yeri var mı? Hangi demokrasi eli silahlı eşkiyanın dağda şehirde dolaşmasına izin verir.

Terör örgütüyle anladığı dilden konuşulmalı. Bu mücadeleyi yapıyoruz ama bütün vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri konusunda geri adım atılmaması lazım. Hiçbir hukuk devleti teröre asla müsamaha etmez. Bölgede yatırımlar sekteye uğrayabilir. Ama vatandaşımız çok iyi bilsin, biz terörle mücadele edemezsek uzun vadede kayıplar çok daha büyük olur. Terörle mücadele edeceğiz, hak ve özgürlükler de devam edecek. Devlet alan hakimiyetini alınca vatandaş da tepkisini rahatça ortaya koyacak. Başkaldırı çağrılarına halk katılmıyor, sadece militanlar var ortada. Bu çağrılara kimse cevap vermiyor. Oy verdiler ama şimdi araya mesafe konuluyor.

GELİR DAĞILIMI DÜZELTİLMELİ
Çalışmalar devam ediyor. Bittiği zaman Başbakanımız açıklayacak. Refahın daha adil bir şekilde paylaşılması için atılacak adımlar için bugünden değerlendirme yapmam doğru olmaz. Seçmene ekonomik bir mahlukat olarak bakılıyor. Türkiye'de istikrarı tehlikeye atmayacak şekilde, kalıcı bir tahribata yol açmayacak şekilde vaatte bulunulabilir. Kalıcı refah artışıyla büyüyen pastadan dar gelirlilere bizim daha çok kaynak artırarak gelir dağılımını düzeltmemiz lazım. Vatandaşımız bu konuda kaygılanmasın, AK Parti olarak rasyonel bir zeminde büyüyen pastadan toplumun geniş kesimlerine pay ayıracağız."

22 Eylül 2015 11:55
DİĞER HABERLER