Başbakan Yardımcısı Şimşek, itiraf ettiği dış politika acziyetini toparlamaya çalışırken Türkiye'nin çaresizliğini ortaya koydu... İşte Türkiye'nin nasıl her gün çıkmaza sürüklendiğinin analizi..
Son dönemde moda oldu.
Türkiye'yi yöneten iktidarın mensupları dışarda yaptıkları açıklamaları içeride hemen düzeltmek zorunda kalıyorlar.
Bunun sebebi artık tutarlı bir yönetim kabiliyetini kaybetmiş olmaları.
İçerde ve dışarda sürekli yanlış yapmaları.. Daha doğrusu bugüne kadar yaptıkları yanlışların artık altından kalkamamaları..
Yanlışlar girbadı içinde debelenip durmaları..
Son 5 yılda izledikleri yanlış politikaların sonuçlarıyla yüzleşmeleri.
Bütün dünyada itibarlarını kaybetmiş olmaları.
Dünya nasıl bir acziyet içinde olduklarını biliyor ve görüyor.
Herkesin kendilerini kıskandığını, çekemediğini, yedi düvelin bir olup onları devirmeye çalıştığını söyleyip dursalar da aslında kendileri de bunun farkındalar.
Ama artık işi pişkinliğe vurup dünyanın gözünün içine baka baka yalan konuşmaktan başka çareleri yok.
Bu yalanları söylerken kendilerini cendereye almış olan gerçekler karşısında zaman zaman çaresizce doğruları itiraf etmek zorunda kalıyorlar.
Ardından da hemen sözlerini düzeltmek için açıklama üstüne açıklama yapıyorlar.
Acz itiraflarını Saray'ın kulağına gitmeden düzeltmeliler. Zira o koltuklarda oturmayı borçlu oldukları sahiplerinin feci hışmına uğramaktan korkuyorlar.
Üstelik Saray'a bağlı çeşitli mesleklerden toplama trol takımının binbir türlü aşağılayıcı saldırı ve hakaretleriyle her türlü bel altına varan hücumuna maruz kalabilirler.
Hain, kripto, F...cü ilan edilebilirler.
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bu konuda suyu iyice ısınanlardan.
Batmanlı Mehmet Şimşek tek oda kerpiç bir köy evinde doğup, yokluk içerisinde büyümüş ve İngiltere'de çok para kazanan iyi bir bankacı olmuş,
Onun ailesinin ve kendisinin bugünlere gelene kadar zorluklarla geçmiş onurlu hayatını sonuna kadar sömüren siyaset şimdi ekonomist kimliğini de bitiriyor.
Hükümet içinde yüzü Batı'ya dönük kalan birkaç isimden biri olan Şimşek, Al Jazeera kanalında; onbinlerce masum insanın tutuklanması için hırsızların, gaspçıların, tecavüzcülerin cezaevlerinden serbest bırakılmasını savunmaya çalışırken sunucunun soruları karşısında adeta rezil oldu.
Kabine içinde Türkiye'nin gidişatıyla ilgili ender de olsa doğruları söyleyen bir isim Mehmet Şimşek..
Türkiye'de ekonomik kriz olduğunu, ekonominin bu gidişatla risk altında bulunduğunu söylüyor.
Ve son olarak Türkiye'de dış politikanın yaşadığı iflası Davos'ta itiraf etti.
''Türkiye'nin Suriye'de Esad'sız bir çözümde ısrar etmesinin artık gerçekçi olmadığını' söyledi.
Şimşek Davos’ta aynen şöyle dedi: Esad konusundaki pozisyonumuza gelince, Suriye halkının çektiği acıların ve yaşanan trajedilerin Esad’ın suçu olduğu açıkça belli. Ancak pragmatik ve gerçekçi olmak zorundayız. Suriye’de sahadaki gerçekler dramatik şekilde değişti. Bu nedenle Türkiye artık Esad’sız bir çözümde ısrar edemez; bu gerçekçi değil.
Bu sözleri Reuters tarafından dünyaya servis edildi.
Dışarıda doğruyu itiraf eden Şimşek daha sonra danışmanları aracılığıyla yazılı bir açıklama yaptı ve sözlerinin 'yanlış anlaşıldığını' belirtti.
Türkiye'nin Suriye krizinin başından bu yana muhaliflere destek verdiğini ve Esad yönetiminin iktidarı bırakması gerektiğini savunduğunu bütün dünya biliyor.
Şam'da Cuma namazı kılmaktan tutun da 'Suriye bizim iç işimiz' bile dedi Türkiye'yi yönetenler.
Esad'ın gitmesi için yüzbinlerce insan öldü, milyonlarca kişi ülkesinden oldu. Sadece Türkiye'de 4 milyon civarında Suriyeli var.
Esad'ın gitmesi için legal-illegal her yolu deneyen Türkiye, 5 yılın sonunda bunu başaramayınca Rusya'nın önümüze koyduğu 'Suriye'deki yönetimin demokratik olduğuna dair' anlaşmaya imza attı.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın halka herşeyi başarı gibi gösterme gayretkeşliğiyle 'Rusya bizimle aynı noktaya geldi' demesi, Rus basınında 'Türkiye Rusya'nın teklifini Rusya'ya kabul ettirmiş' diye alay konusu oldu.
Bütün bu gerçekler ortadayken Mehmet Şimşek Davos'ta Türk Dış politikasının acziyetini itiraf ediyor.
Sonra da sözlerinin çarpıtıldığını açıklamak zorunda kalıyor.
Çünkü Şimşek zaten ekonomiyle ilgili yaptığı eleştirilerle trol takımının gözdesi durumda.
Ama aslında Şimşek'in açıklaması laf oyunlarıyla Türkiye'nin acziyetini bir kez daha ispatlıyor.
Şimşek 4 madde halinde diyor ki;
1- Suriye’deki trajedinin müsebbibi Esad’tır.
2- Onun içinde olduğu bir çözümü içselleştirmek mümkün değildir.
3- ABD üzerine düşeni yapmadı. Rusya ve İran sahada durumu değiştirdi.
4- Şimdi esas odaklanmamız gereken konu ateşkes ile insanların hayatının korunmasıdır.
Bu 4 maddelik açıklama ya da yalanlama adına ne derseniz deyin; Mehmet Şimşek'in 'Türkiye'nin Esad'sız bir çözümde ısrar etmesinin artık gerçekçi olmadığı' sözünü yalanlamıyor.
İçine düşülen acziyeti itiraf ederken kendilerini kurtarmaya çalışıyor.
İlber Ortaylı'nın 'Türkiye'de televizyona bakıyorum İskandinav ülkesi, pencereden bakıyorum Suriye görüyorum' sözü için doğru değil diyebilecek olan var mı ?
İktidarın Türkiye'yi getirdiği durum bu iken gerçekleri yok saymaya çalışmak ülkeyi her geçen gün daha da içinden çıkılmaz bir hale sürüklüyor.
Analiz