"Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser değildir, genellikle risk taşımaz"

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Levhi Akın, her sekiz kadından birini tehdit eden meme kanseri, kadınlarda sık görülen kanserler arasında birinci sırada yer aldığını söyledi.

Erken teşhis sayesinde ise ilerlemeden yakalanabildiğini kaydeden Akın, "Böylece hasta kanserin olumsuz etkilerinden en az şekilde etkileniyor. Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser değildir. Bunlar genellikle meme içinde büyüyen kistler, iyi huylu tümörler olabilir. Bu kistler pek çok kadında görülür ve genellikle kanser riski taşımaz. Bu nedenle her görüldüklerinde alınmaları gerekmez, takip edilmeleri yeterli." dedi.

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Levhi Akın, 5 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü nedeniyle meme kanserinde cerrahi tedavi hakkında bilgi verdi. Her meme kanserinde cerrahi, genellikle ilk basamağın tedavi olduğunu kaydetti. Uygulanacak cerrahinin tipine karar vermek birçok faktöre bağlı olduğunu ifade eden Akın, en uygun cerrahi tipinin seçimi kanserin evresine, kanserin özellikleri ile davranış biçimine ve bazı durumlarda hasta için hangi yöntemin kullanılacağına bağlı olduğunu söyledi. Akın, "Belli şartlar altında meme kanserli hastaların çoğu memenin tamamının alınması (mastektomi) ile meme koruyucu cerrahi (lumpektomi) arasında seçim yapma şansına sahip. Birçok olguda lumpektomi ve sonrası yapılacak radyasyon tedavisi kanser tedavisinde mastektomi ile aynı oranda etkiye sahip." diye kaydetti.

MEMEDE KANSERİN TEKRARLAMA RİSKİ YÜKSEKTİR, ANCAK MEMENİN TAMAMI ÇIKARTILARAK TEDAVİ EDİLEBİLİR

Akın, erken evre meme kanserlerinde lumpektomi uygulanabileceğini belirtti. Akın, konuşmasına şöyle devam etti: "Bölgesel ileri evre meme kanserlerinde ise önce kemoterapi yaparak tümörü lumpektomiye uygun hale getirdikten sonra gerçekleştirilebilir. Lumpektomi sonrası radyasyon tedavisi zorunludur. Memenin kısmen çıkartılmasının dezavantajları, 5-7 hafta ışın tedavisi yapılması zorunluluğudur. Işın tedavisi memenin olası estetik tamir zamanını ve seçeneklerini etkiler. Memede kanserin tekrarlama riski daha yüksektir, ancak memenin tamamı çıkarılarak tedavi edilebilir. Memede tümör tekrarlarsa tekrar ışın tedavisi almak mümkün olmaz. Yeterli sağlam kenar çıkartılamazsa cerrahi işlemin bir veya birkaç kez tekrarlama olasılığı olur. Memenin tümünün çıkartılması, her şey çıkartıldığı için daha çok kafa rahatlığı sağlar. Ancak tüm meme çıkartılmasına rağmen hastaya ışın tedavisi gerekebilir."

'KORUYUCU MASTEKTOMİ İLE KANSER RİSKİ YÜZDE 90 AZALABİLİR'

Bazı durumlarda koltuk altındaki lenf bezlerinin çıkartılmasının gerekebileceği üzerinde duran Akın, koltuk altındaki lenf bezlerinin durumu meme kanserinin bölgesel yayılım durumunu gösterdiğini kaydetti. Akın, lenf bezlerinin bir bölümü veya hepsinin çıkartıldığını belirtti. Akın, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Koruyucu mastektomi ile yüksek meme kanseri riski bulunan kadınlarda kanser riski yüzde 90 azalabilir. Bu karar yaşamda önemli etki yapacağından, oldukça ciddi bir seçimdir. Karar verirken göz önüne alınabilecek faktörlerden bazıları; anne, kız kardeş veya öz kızında özellikle 50 yaş öncesi meme kanseri varlığı, meme kanseri riskini artıran gen anormallikleri bulunması, memede kansere dönüşme riski yüksek olan kanser öncüsü lezyonlar bulunması, bir memede daha önce kanser tedavisi görmüş olup diğer meme için kanser riski olması, 30 yaşından önce göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması, memede yaygın minik kireçlenme odakları veya çok yoğun meme dokusu varlığından dolayı tekrarlayan biyopsiler ve buna bağlı nedbe dokularının bulunmasıdır."

AMELİYATTAN SONRA FİZİK TEDAVİ UYGULANIYOR

Akın, ameliyattan sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümü devreye girdiğini söyledi. Kişide ödem varsa ya da ödem oluşma eğilimi varsa, lenf ödem masajı uygulandığına dikkat çeken Akın, "Bunun dışında ödemi azaltmak için prematif kompresyon cihazı ile aralıklı olarak uygulama yapılıyor. Tedavi ile birlikte hastanın enfeksiyon eğilimi olan kol şişliği azalıyor, hasta kol fonksiyonlarını geri kazanıyor ve kozmetik açıdan görünüm normale dönüyor." açıklamasında bulundu.

DOKTOR TAVSİYESİYLE EGZERSİZ YAPILMALI

Meme operasyonu veya radyoterapiden sonra omuz ve kol esnekliğinin kaybolması, omuzda eklem sertliği ve kas kısalması da görülebileceğini belirten Akın, "Bunu önlemek için eklem hareket açıklığı egzersizleri ve germe egzersizleri yapılmalı. Ancak bu egzersizlerin sıklığı ve şiddeti doktor tarafından belirlenmeli ve süreç içinde yavaşça arttırılmalı. Genel kondisyonu artıran aerobik egzersizler de ağrıyı azaltmak, yorgunluğu azaltmak, dayanıklılığı artırmak için önerilir." dedi.

'MEMEDE ELE GELEN KİTLELERİN ÇOĞU KANSER DEĞİLDİR'

Meme kanseri hakkında açıklamalarda bulunan Akın, "Memede ele gelen kitlelerin çoğu kanser değildir. Bunlar genellikle meme içinde büyüyen kistler, iyi huylu tümörler olabilir. Bu kistler pek çok kadında görülür ve genellikle kanser riski taşımaz. Bu nedenle her görüldüklerinde alınmaları gerekmez, takip edilmeleri yeterli. Çok büyüyüp ağrı yaptıklarında ya da yapılarında değişiklik olup kuşku uyandırdıklarında tanı amacıyla boşaltılmaları gerekebilir. Memenin kendi dokusu da kimi zaman kitle gibi bir hal alabilir. Memelerde özellikle adet öncesi dönemde olan ağrı, dolgunluk hissi ve hassasiyet memede ele gelen kitle ile kendilerini belli edebilir." ifadesinde bulundu. CİHAN
14 Ekim 2015 16:23
DİĞER HABERLER