Metsamor endişesi...

Türkiye ile Ermenistan arasında var olan önemli problemlerden birisi de elbette Metsamor Nükleer Santrali. Birinci derece fay hattında yer alması, eski ve güvenilirliği düşük olması sebebiyle Türkiye yıllardır bu santralden endişe duyuyor. Bu endişeler zaman zaman santrale yakın bölge halkımızda da hissediliyor. Nitekim, birkaç gün önce santralde sızıntı olduğu yolundaki haberler (konu dün bir gazetede birinci sayfada sürmanşetti), iddialar yüzünden halk rahatsız olmuş bulunuyor. Ancak iddiaların asılsız olması ve bunların resmî makamlarca yalanlanması üzerine durum yatışmış, endişeler şimdilik ortadan kalkmış görünüyor. Bu arada, ilgili resmî kurumlar da söz konusu bölgede yer alan illerde havadaki gama radyasyon seviyesini anlık ve gerçek zamanlı olarak büyük bir hassasiyetle izlemeye devam ediyorlar. Iğdır'a 16, Kars merkezine 60 ve Erivan'a 40 km mesafedeki Metsamor, Sovyetler Birliği döneminde 1970'lerde inşa edilen VVER-440-V230 tip hafif suyla çalışan antika bir santral şüphesiz. Metsamor, Ermenistan'ın kuzeybatısında 1988 yılında meydana gelen büyük deprem sonrası güvenlik endişeleri sebebiyle kapatılmış, 7 yıl çalıştırılmamış ancak 1995 yılında yeniden çalıştırılmaya başlanmıştı. Bugün de çalışıyor, Ermenistan'ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını sağlıyor. Ermenistan, Metsamor'u Amerika ve Avrupa Birliği'nin yıllardır karşı çıkmalarına rağmen büyük bir kararlılık göstererek çalıştırıyor. Amerika ve Avrupa Birliği'nin karşı çıkmalarının sebebi santrali çok eski ve güvenilir bulmamalarından dolayı elbette. Avrupa Birliği'ne göre Metsamor, Sovyetler döneminde yapılan 66 hafif sulu reaktörlerden en eskisi ve en az güvenli olanı. Amerika ve Avrupa Birliği, Metsamor'un kapatılıp tasfiyesini sağlayamayınca santralin daha güvenli hale getirilmesi için Ermenistan'a yıllar içinde mecburen milyonlarca dolar yardım yaptılar. Bölge için tehlike kaynağı olarak görülen Metsamor Santrali yıllardır Milletlerarası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından her bakımdan denetleniyor. IAEA uzmanları özellikle santralin güvenliğine çok önem veriyorlar. Ermeni yetkililer santralin faaliyetine 2017 yılında son verileceğini 2007 yılında ilan etmişlerdi... Kısacası, Metsamor çalışmaya devam edecek, çevresini yıllarca endişelendirecek. Ne var ki, bu Ermenistan'ı Metsamor'u kapattıktan sonra nükleer enerjiden vazgeçeceği, yeni nükleer santral yapmayacağı anlamı da gelmiyor; çünkü Ermeni hükümeti Metsamor'un yerine yeni bir nükleer santral inşa edeceğini geçmiş yıllarda açıklamış, bu konuda kapsamlı bir proje çalışması başlatmıştı. Bu çalışmalar büyük ölçüde tamamlanmış ve Ermenistan aynı mahalde yeni bir nükleer santral yapımı için geçen yıl ağustosta Rusya ile anlaşmaya vardığını açıklamıştı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in ve Ermeni Devlet Başkanı Sarkisyan'ın imzaladıkları bu anlaşmaya göre Rusya, Metsamor mahallinde 1000-1200 megavat gücünde son teknolojilerin kullanılacağı öngörülen ikinci Metsamor'u inşa edecek. Bu yıl içinde inşasına başlanması planlanan bu santral 2017'de tamamlanmış ve devreye girmiş olacak. Santralde kullanılacak uranyum temini için bir ortak Rus-Ermeni şirketi de kurulmuş bulunuyor. Bu şirket Ermenistan'da oldukça çok olduğu söylenen uranyumu arayacak, bulursa çıkaracak. Söylenenlere göre, Ermenistan, uranyum rezervleri bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahip. Uzmanlar, ülkede 30-40.000 ton arası uranyum rezervi olduğunu iddia ediyorlar. Bugün yapılan tahminlere göre, yeni santral 5 milyar dolara mal olacak. Bu, Ermenistan için çok büyük bir tutar ve bunu kendisinin karşılaması imkânsız. İşte bu yüzden projenin hayata geçmesi için mutlaka yabancı kaynak gerekiyor. Ancak bugün yaşanmakta olan global ekonomik kriz sebebiyle yabancı kaynağı cezbetmek de son derece güç. Söylenenlere göre, Rusya maliyetin yüzde 20'sini karşılayacak. Gerisi ise herhalde yabancı kaynaklardan sağlanmaya çalışılacak. Bu, nasıl ve ne zaman olur, söylemesi şüphesiz zor. Türkiye'yi yıllardır endişelendiren, en az bir 6 yıl daha endişelendirmesi söz konusu olan Metsamor ve yerini alacak ikinci Metsamor ile ilgili durum böyle ve bu durum diyalogla falan çözülebilecek bir durum da değil; zira Ermeni tarafı tavrında ve planlarında ısrarlı ve kararlı görünüyor.
27 Ocak 2011 09:03
DİĞER HABERLER