Millî Güvenlik Kurulu (MGK) Mart ayı olağan toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. Tüm terör tehditlerinin bertaraf edilene kadar, azim ve kararlılıkla sürdürülecek olan mücadelede, mevcut ve alınması gereken ilave tedbirlerin ayrıntılı olarak müzakere edildiği belirtilen açıklamada, "Milletimizin temel değerlerine ve birlikte yaşama arzusuna karşı ortak eylem kararı alan terör örgütlerine yönelik mücadelede görev alan güvenlik güçlerimizin gayretleri takdirle karşılanmış; terör mağduru yaralılarımıza acil şifa dilenmiş, şehitlerimiz rahmetle anılmıştır" denildi.
Millî Güvenlik Kurulu toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada, vatandaşların huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması amacıyla yürütülen faaliyetlerin kapsamlı şekilde görüşüldüğü, bu çerçevede; millî güvenliğe yönelen iç ve dış tehditler ile terör ve teröristle mücadele çalışmalarının değerlendirildiği ve paralel devlet yapılanmasına karşı alınan tedbirlerin uygulanması üzerinde durulduğu aktarıldı.
Açıklamada, bölücü terör örgütünce tahrip edilen yerleşim yerlerinin en kısa sürede yeniden imar edilmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi için gereken tedbirlerin alınmakta olduğu kaydedildi.
ANKARA VE BRÜKSEL'DE YAŞANAN TERÖR EYLEMLERİ
Ankara, İstanbul ve son olarak Brüksel'de yaşanan terör eylemlerinde farklı gayelerle de olsa, aynı yöntemlerin kullanılmasının; terörün din, dil, ırk, mekân ve devlet ayrımı yapmaksızın tehdit oluşturduğu, terörün özgürlük ve hak mücadelesi olmadığı konusunda uluslararası kamuoyunda ortak görüş ve iş birliğine varılmasının, hayati önemi haiz olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Suriye müzakerelerinde terörist grupların dikkate alınmaması gerektiği ve meşruiyeti olmayan yapıların tek taraflı tasarruflarının hiçbir geçerliliğinin olamayacağı yönündeki kararlılığımızın altı çizilmiştir. Ayrıca, mülteci ve göç meselesinin Suriye içinde çözüme kavuşturulması maksadıyla ülkemizce gündeme getirilen, Avrupa Birliği'nin de siyasi desteğini haiz önerilerin bir an önce hayata geçirilmesinin önemi üzerinde durulmuştur."
UÇUŞA YASAK VE GÜVENLİ BÖLGE UYGULAMASI
NATO'nun, Ege Denizi'nde insan kaçakçılığının engellenmesine yönelik Türkiye tarafından alınan tedbirlere verdiği desteğin memnuniyetle karşılandığı belirtilen açıklamada, Rusya'nın Suriye'deki rejimle birlikte yürüttüğü askerî ve siyasi faaliyetlerin sonucu ortaya çıkan durumun müzakere edildiği, bölgede istikrarın tesisi için, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk üstlenmesinin önemi üzerinde durulduğu vurgulandı. Türkiye'nin, çözüm için ısrarla önerdiği terörden arındırılmış güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge uygulamasının hayata geçirilmesinin ne kadar haklı ve önemli bir teklif olduğunun, sorunun çözümünde oynayacağı rolün, yaşanan hadiseler neticesinde bir kez daha anlaşıldığı ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Irak'ta, özellikle DAEŞ'e karşı mücadelede ve Musul'un DAEŞ'ten kurtarılmasına ilişkin operasyonun hazırlıklarında meydana gelen gelişmeler değerlendirilmiştir. Ayrıca, DAEŞ'in Tuzhurmatu'ya kimyasal başlık taşıyan füzelerle düzenlediği son saldırıda yaralanan ve bir kısmı tedavi için ülkemize getirilen Türkmenler'in durumu, Türkmen toplumuna sağlamakta olduğumuz insani yardımlar kapsamında ele alınmıştır."
Toplantıda ayrıca, Libya ve Yemen'de istikrarın tesisine yönelik mevcut durum ile orta doğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin ve bu bölgeyle ilişkilerin görüşüldüğüne dikkat çekildi.
Cihan CİHAN