Döviz kurlarındaki artış ve ülke ekonomisinin özellikle salgından sonra düşüşe geçmesi, MHP’nin de gündeminde yer buldu.
Cumhuriyet gazetesinden Selda Güneysu'nun haberine göre, MHP, uyuşturucu kullanırken görüntülenen ve lüks yaşamıyla dikkat çeken AKP'li Kürşat Ayvatoğlu'na göndermede bulunarak, "AKP içinde son günlerde tartışmalara neden olan Kürşat Ayvatoğlu olayı, 'siyasi vurgun, haksız kazanç gibi eleştirileri”'de beraberinde getirdi. Bu durum sadece AKP’nin sorunu değildir. Bu, bugün daralan ekonomiyle birlikte herkesin sorunudur. Ekonomi daraldıkça 'kısa yoldan zengin olmanın yolları da aranmaya başlanmıştır.' Bu nedenle Ayvatoğlu gibi isimler için AKP’nin başlattığı soruşturmalar yerindedir ancak olaya büyük çapta bakılması gerekir." değerlendirmesini yaptı.
MHP’nin, AKP’nin ekonomi politikalarına yönelik eleştirileri ve çözüm önerileri şöyle:
Bunun için de “büyük iktisadi hareketlilik” başlatılmalıdır. “Tüketime dayalı ve israf ekonomisinden vazgeçmek, tasarruf ve verim ekonomisine dönmek gereklidir.” Türkiye’de ise israf çoktur. Ülkeninse tasarrufa ihtiyacı vardır. Türk milliyetçileri, ülkenin kalkınmasında temel problemi “insan olarak” tanımladığından “insan üzerine odaklanmak” gereklidir. İnsana yatırımlar artırılmalıdır. Bir an önce bilim ve teknikte en ileriye giderek, ülkenin sanayileşmiş iktisadi refaha kavuşturulması gereklidir. Kurtuluş Savaşı yıllarından da görüldüğü üzere Türk insanı, “ekonomik sıkıntılara” göğüs gerer ancak “haksızlık ve adaletsizliğe katlanamaz.” Ekonomideki adaletsizliği ortadan kaldırmak için de yerel üretim odaklarına yönelmek birincil görev olmalıdır. Kamuda da “tasarrufa gidilmelidir.” İsraf, “vatanseverliğe de dine de aykırıdır.”
-Yabancı paraya dayalı ekonomi terk edilmeli: Türk ekonomisi bugün “yabancı paraya dayalı ekonomi eksenine” oturmuştur. Türkiye’nin döviz ve dışa bağlılığı Türk Lirası’nın her geçen gün değer kaybetmesine yol açmaktadır. Döviz ve dışa bağımlılığı azaltmak için de “üretimi artırmak” gerekmektedir. Fabrikaların üretimlerinin yanı sıra tarımsal üretim destekleri de artırılmalıdır. Bununla birlikte halkın büyük sermayelere yönelebilmesi için güven sağlanmalıdır. Bu konuyla ilgili gerekli yasal düzenlemeler çıkarılmalıdır. Tarımsal kalkınma için de köylülerin kalkındırılması gereklidir. Köy-kent nüfusu dengelenmeli, köylülerin şehirlere göçünü azaltmak için şehirlerdeki olanaklar köylere taşınmalı. Köylerde “tarım kentleri” kurularak, tarımsal desteklerle köylünün üretimi güçlendirilmeli. Gerek tarımda gerekse sanayide üretimin desteklenmesi, iç pazarların açılması, yabancı paraya dayalı ekonomiyi Türkiye ve Türk Lirası lehine çevirecektir.