MHP Lideri Bahçeli bu konuda ilk kez konuştu!

MHP Lideri Bahçeli bu konuda ilk kez konuştu!
MHP lideri Bahçeli, Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un özgür medyayı susturma talimatı için “Diktatörlüğe sessizce bir gidiş. 7 Haziran'dan sonra bunların hepsinin hesabı sorulur” dedi.
Medyayı susturma talimatı için “Diktatörlüğe sessizce bir gidiş! diyen  MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli, Çözüm süreci, hükümet–Kandil–İmralı ilişkileriyle ilgili çok çarpıcı analizlerde bulundu. Bahçeli'nin gazetecilerin sorulara verdiği cevapları Bugün Gazetesi'nden Seda Şimşek yazdı. İşte o ropörtaj....

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “paralel yapı”nın yayın organlarının engellenmesi için başvurusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu değerlendirecek bir tarafı yok. Diktatörlüğe sessizce bir gidiş. 7 Haziran'dan sonra bunların hepsinin hesabı sorulur.

AKP İMRALI KOALİSYONU

Pensilvanya ile Kandil’in bir olup muhalefeti önlerine kattıkları iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Bu bir aldatmaca. Algı yönetim merkezindeki üstün zekâlılar Recep Tayyip Erdoğan’ı istediği gibi konuşturuyor. Recep Tayyip Erdoğan artı AKP, parantez içerisinde Serok Ahmet, artı İmralı, parantez içerisinde İmralı canisi, artı HDP, gizli ve sinsi koalisyonunun üstünü örtmek istiyorlar. Ancak koalisyon bu.

BEŞTEPE OYUNU

MHP bir koalisyon ortağı olacak mı?


Seçimlerde milli iradenin değişik amaçlar doğrultusunda yönlendirilmesine yönelik, son günlerin tabiriyle siyasi mühendislik yansıtılmıştır.
Tek başına iktidar olmak için her arkadaşımız fedakârlıkla mücadelesini sürdürürken, biz “Koalisyonu şöyle yaparız, böyle yaparız” demek, partimizin hedeflerine, o hedefler doğrultusunda her türlü fedakârlığı yapan insanlarımıza, adaylarımıza, parti üyelerimize ve milli iradeye saygısızlıktır. 4 Beşir Atalay’ın şirketini, 2 televizyon yıldızı olmaya heveslenen kamuoyu araştırmacısını Sayın Cumhurbaşkanı toplasın, hangi partiye nasıl bir rol biçecekse biçsinler. Türkiye’deki bir demokrasi oyununu bir Beştepe oyununa çevirsinler. Beştepe kamuoyu araştırmaları kuruluşunu kastediyorum.

MESELE NAMUS DAVASINA DÖNERSE SİYASETİN ANLAMI KALMAZ

Meral Akşener ile ilgili tartışmalarda neden görüş bildirmediniz?


Ben Sayın Akşener'i telefonla aradım, üzüntülerimi bildirdim. Sabırlı ve soğukkanlı olmasını söyledim. Bir çok çevre bundan yararlanarak hem kendisini hem MHP’yi 2011 yılında muhatap olduğu çirkin olayları, güncelleştirerek akıllarınca bir değerlendirmeye gidebilirler. Bu oyuna düşmemek lazım geldiğini söyledim.

EN BÜYÜK ALÇAKLIK

MHP'nin gündeminde böyle bir şey yok, hele hele bu gibi konular, uzun yıllar siyasette bulunmuş olmasını bir kenara bırakın, bir hanımefendi için söylenmeyecek en büyük bir alçaklık, edepsizliktir. Bunu tekrar etme, kullanma, bunları gündeme taşımak da aynı kapsam içerisindedir. Burada çok dikkat edilecek olan bir konu var: Hukuk karşısında yetersizlik dikkate alındığında, toplumsal gelenekler arasına bir kan davası girmiştir. Bu kan davası toplumsal bir yara olmuştur, sosyal yönden çözümü de oldukça güçtür ve hâlâ da devam etmektedir. Bu kan davasını biraz daha ileriye götürerek, siyaseten bir namus davası haline dönüştürürlerse bu uzun yıllar devam eder. Kimden başlamışsa oradan başlayarak devam eder.

SİYASET ANLAMSIZ OLUR

Namus davası önemli bir davadır, ne toprak ne orman davasına benzer ne de herhangi çatışmada hayatını kaybeden bir ailenin ferdiyle ilgili bir davaya benzer. Bu başka bir şeydir. Bunu bugün için kimse dikkate almıyor ama toplum hafızası bu konuda çok önemlidir. Namus davasına döner ise zaten siyasetin bir anlamı kalmaz.

YURTDIŞI HARCIRAHLARI GERİ ÖDEMESİNİ İSTEYECEĞİM

Cumhurbaşkanı’nın yurtdışı gezilerini eleştiriyorsunuz.

Oraya gittikleri zaman her şey onlar tarafından karşılanıyor. Sizin gayret gösterdiğiniz şey oranın havasını teneffüs etmek, bunun haricinde yapılan bir şey yok. Böyle bir durum karşısında, Türkiye’ye döndükten sonra Başbakanlık’ta ilgili birim var, “son seyahatinizde harcırahınız, ödeneğiniz, şu kadar dolar” diyor. Bunu alıp servete servet katmanın bir manası var mı? Biz yurtdışı seyahatlerimiz sırasında -ki çok gitmedik-, bizi de çok eleştiriyor, “3 yerden başka bir yere gitmediniz” diyor, doğrudur gitmedik ama gittiğimiz hiçbir yer için ben bir ödenek, harcırah almadım. 2003 yılından itibaren aldığı bütün harcırahların, ödeneklerin geri ödenmesini isteyeceğim.

KITA SAHANLIĞINA GİREMEZ

Cumhurbaşkanı’nı mitinginizde konuşması için davet etmeyi düşünüyor musunuz?

Vallahi bizim camia kabullenmez. Yuhalanmayı da tercih edecek cesaret onda yoktur. Dolayısıyla bizim Meclis’te bir metrelik kıta sahanlığımız var, siyasi çalışmalarımızda da hadi buna mitingleri de katarsak bir metre, 100 metre bilemediniz 1 kilometrelik bir kıta sahanlığımız var, oraya girecek cesaret onda yok.

Seda ŞİMŞEK- BUGÜN GAZETESİ
19 Mayıs 2015 11:37
DİĞER HABERLER