MİAD'ın 45. aylık toplantısı yapıldı

Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer,Malatyalı İş Adamları Derneğinin (MİAD) ''Çalışma Yasası'nın İş Yaşamına Etkileri ve Yeni Değişiklikler'' konulu 45. Aylık Toplantısı'nda konuşma yaptı.
Dinçer, Türkiye'de sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili ciddi sorunlar olduğunu belirterek, ''Bir şekilde hem işverenlerin hem de işçilerin örgütlenmelerini serbest bırakacağımız ve herkesin bu alanda serbestçe bir araya gelecekleri bir yapının kurulmasına ihtiyaç var'' dedi. Dinçer, geçen hafta Malatya'da çeşitli incelemelerde bulunduğunu ve bu ilin girişimci bir il olduğunu tespit ettiğini söyledi. Çalışma hayatındaki sorunların başında istihdam meselesinin ve yüksek işsizlik oranının geldiğini belirten Dinçer, ''Türkiye'nin işsizlik sorunu, öncelikli olarak yapısal bir sorun. Bu yapısal sorunu çözemedikçe Türkiye'de işsizlik sorununu halletme imkanımız görülmüyor'' dedi. Ömer Dinçer, Türkiye'nin 2009 yılı hariç, 2003'ten bugüne kadar her yıl ortalama yüzde 6'nın üzerinde büyüdüğünü ifade ederek, ''Bu dönem içerisinde kriz dönemi de dahil olmak üzere her yıl net istihdam sağlandı. 2009 yılını da dahil ettiğimiz zaman 2003-2010 yılları arasında ortalama her yıl 550-600 bin kişiye net istihdam sağladı bu ülke. 2009'da kriz varken bütün ülkelerde istihdam azalıyor ve işsizlik artıyorken, bizde 83 bin kişilik net istihdam artışı sağlandı. 2010 yılındaki yüzde 8'lik büyüme ile birlikte 953 bin insana istihdam sağladık'' şeklinde konuştu. Bunlara rağmen işsizliğin arttığını aktaran Dinçer, ''Nasıl oluyor da ekonomi büyüyor ve bu ekonomi istihdam da sağlıyor ama buna karşın işsizlik artıyor? Bunun iki temel sebebi var. Biri nüfusla izah edilebilecek boyutu, diğeri de çalışma hayatının niteliğiyle, katılığıyla alakalı konudur'' dedi. Her yıl yaklaşık 850 bin kişinin çalışabilir çağa geldiğini, 2017'ye kadar genç nüfusun çalışma çağına gelme oranının artamaya devam edeceğini anlatan Dinçer, bu kişilerin yaklaşık yarısının çalışmak istediğini söyledi. Bakan Dinçer, ''Sadece istihdam oranını bir puan artıralım dersek, bu, yaklaşık 220 bin kişiye iş bulmamız demek'' dedi. Çalışma hayatının çok katı olması nedeniyle istihdam yaratılmış olmasına rağmen bunun çok yüksek oranlarda gerçekleşmediğini ifade eden Dinçer, şunları kaydetti: ''Ekonomik olarak yüzde 1 büyüdüğümüzde yaklaşık yüzde 0.5 istihdam yaratıyoruz. Başka bir ifadeyle yaklaşık 110-120 bin kişiye istihdam sağlıyoruz demektir. Ekonomimizi esnekleştiririz, çalışma hayatının işe giriş-çıkış maliyetlerini azaltır ve katılığını ortadan kaldırabilirsek, binde 5'i binde 6'ya çıkarmayı başarırsak, o zaman aynı ekonomik büyüme ile yaklaşık 40-50 bin kişiye daha fazla istihdam sağlama imkanımız olacak. Öncelikli olarak ekonomik büyümeyi sağlayacağız, sonra da çalışma hayatını esnekleştirerek, ekonomik büyümenin istihdam dostu nitelik kazanmasını temin edeceğiz. Aksi takdirde, işsizlik sorunu büyümeye devam edecek ve çok ciddi ve kronik bir sosyal problem haline dönüşecek. Bu 2017 yılına kadar da sürekli büyüyecek.'' Bakan Dinçer, ''Torba Tasarı''da bu konuda düzenleme ve değişiklik yaptıklarını belirterek, bunları şöyle anlattı. ''Bunlar da yine sözleşmeli çalışanların sözleşmelerinin uzatılmasıyla alakalı. Evden çalışma, uzaktan çalışma, çağrı üzerine çalışma gibi birtakım çalışma saatleriyle ilgili düzenlemeleri bu torba kanunda yapıyoruz. Ayrıca kısa çalışma uygulamalarıyla ilgili eksiklikleri giderecek ve kısa çalışanların emeklilikleriyle ilgili düzenlemeleri yapan birtakım hükümler de yine torba kanunda yer alıyor. Esnekliği sağlayabilmek için işe giriş-çıkışlarla ilgili ve işe-giriş çıkış maliyetleriyle alakalı birtakım düzenlemeler yapmaya ihtiyaç var, bunun da farkındayız. Muhalefet bunu eleştirdi. İşçi sendikaları da esnek çalışma saatleriyle ilgili kamuoyuna yanlış bilgi verdi.'' -İSTİHDAMDA KAYIT DIŞILIK- Ömer Dinçer, Türkiye'de istihdamda kayıt dışılık oranının yüzde 43,5 olduğuna dikkati çekerek, ''Türkiye'de kayıt dışılığı 1 puan azaltığımızda 820 milyon lira ek kaynak sağlıyoruz. Öyleyse bizim süratle ulusal tasarruflarımızı artırmak ve kaynaklarımızı çoğaltmak için, toplum içerisinde ve çalışma hayatında da rekabeti rasyonel bir zemine oturtabilmek için mutlaka kayıt dışılık sorununu çözmemiz lazım. 2023 yılına kadar kayıt dışılık oranını yüzde 15'in altına çekmeyi hedefliyoruz'' dedi. Kayıt dışılık konusunda işverenlerin hassasiyetinin giderek artmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Dinçer, ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Dinçer, istihdamın artırılması ve istihdam taleplerinin yaratılmasıyla ilgili teşvikler uyguladıklarını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu teşvikleri uygularken şiddetle eleştiriliyoruz. Aslında o teşvikler, kısmen kayıt dışılık ile mücadele için de yaptığımız teşviklerdi. Torba kanunda kadın ve gençlerin istihdamı ile ilgili özel hükümler yer alıyor. Hangi yaşta olursa olsun bir kadını, bir kızı mevcut istihdama ilave olarak işe alırsanız, onun sosyal güvenlik primlerinin işveren payını 3 yıllık süre ile yüzde 100 biz ödeyeceğiz. Gençlerin de istihdam edilmesi halinde de aynı uygulamayı yapacağız. Gençlerin, kadınların, özürlülerin ve meslek lisesi mezunların teşvikleriyle alakalı olarak muhalefet ve sendikalar çok yoğun bir şekilde kayıt dışı çalışan ile kayıt altında çalışan arasında, haksız rekabet yapılacağı endişesiyle bizi eleştirmeye devam ediyorlar.'' Sosyal Güvenlik Kurumunun gelir-gider oranının, 2010 yılında yüzde 62'ye çıktığını dile getiren Dinçer, Cumhuriyet tarihinde ilk kez 16 milyonun üzerinde insandan prim almayı başardıklarını kaydetti. Bakan Dinçer, Türkiye'de herkesin sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmesini sağlayacak düzenlemelerde sorunlar yaşandığını belirterek, ''Türkiye'de herkes genel sağlık kapsamına girebilmeli ve herkes, emeklilik sigortasına, sosyal güvenlik sigortası kapsamına girecek şekilde motive edilmeli. Biz Türkiye'de hemen hemen herkesin genel sağlıkla ilgili bir dosyasının olmasını ve bu dosyaya istinaden sağlık hizmeti almasını sağlamalıyız. 2011 yılı sonuna kadar herkesin bu dosyasını açmayı hedefliyoruz'' diye konuştu. -YENİ BİR SOSYAL KORUMA MODELİ- Yeşil kartla ilgili de bir düzenleme yaptıklarını dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yeşil kartın çok ciddi bir şekilde istismar edildiğini hep beraber görüyoruz, biliyoruz. Bu sebeple torba kanunda bunun düzenlemesi var. Bu kapsamda onlara üç kere iş teklif edeceğiz. Kabul etmezse kartı iptal edeceğiz, çalışmaya başlarsa kart askıya alınacak ve sosyal güvenlik sistemi üzerinden hizmetlerini almaya devam edecek. İşini kaybettiği an herhangi bir işleme gerek kalmadan yeşil kart tekrar devreye girecek. 2011'de büyük ihtimalle sosyal güvenlik sistemindeki primsiz ödemeleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu Genel Müdürlüğünün, Vakıflar Genel Müdürlüğünün, belediyelerin, SHÇEK'in, Özürlüler İdaresinin yaptığı bu tip yardım ve desteklerin tamamını kapsayan ve bir hak sistemi üzerine oturmuş yeni bir sosyal koruma modeli üzerinde çalışıyoruz. Bunu başarırsak, tek yapı üzerinden ve tek fondan bunları ödeyerek birden çok sistemden yararlanan insanların yaptığı istismarları da önleyeceğiz.'' -SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER- Bakan Dinçer, ''Türkiye'de sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili ciddi sorunlar var. Bu sorun 12 Eylül döneminde çıkarılan, sendikayla ilgili kanunların çok vesayetçi bir şekilde hazırlanmasıyla alakalı. Bir şekilde hem işverenlerin hem de işçilerin örgütlenmelerini serbest bırakacağımız ve herkesin bu alanda serbestçe bir araya gelecekleri bir yapının kurulmasına ihtiyaç var'' şeklinde konuştu. Mesafe katedemedikleri tek alanın işçi sendikalarıyla ilgili alan olduğunu aktaran Dinçer, ''Çok garip, normal şartlarda sendikaların özgürlük talep etmesi, benim de buna karşı çıkmam lazım. Ben uluslararası standartlar neyse o standartlarda sendikal özgürlüğü getirelim diye mücadele ediyorum, maalesef işçi sendikaları karşı çıkıyorlar'' diye konuştu. -MİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI AKDAŞ- MİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Akdaş da, herhangi bir siyasi parti ya da topluluğa yandaş ya da muhalif olmamaya çalışan derneklerinin takip edilmesi gereken bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Derneklerinin sosyal projelerinden de bahseden Akdaş, ''Konukevi Projesi''ni ''Kayısı Festivali''ne kadar yetiştirmeye çalıştıklarını bildirdi. AA
05 Şubat 2011 19:19
DİĞER HABERLER