CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi tarafından oluşturulan 6’lı masa, Parlamenter Sisteme dönüşün temellini oluşturan Anayasa değişiklik paketinde uzlaştı. Samanyoluhaber.com yazarı Murat Çetin bu uzlaşmayı analiz etti
MURAT ÇETİN
CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi tarafından oluşturulan 6’lı masa, uzun süredir üzerinde çalışılan ve bir anlamda Parlamenter Sisteme dönüşün temel yapı taşını oluşturan Anayasa değişiklik paketini açıkladı. İlk izlenimler oldukça iyi hatta o kadar ki bazı yapısal değişiklikler konusunda daha cesur davranmış 6’lı masa. Metnin detaylarına burada girecek değilim ancak her maddeye baktığımızda belki uzun uzun yazmamızı gerektirecek unsurlar var. Örneğin cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesi kadar görev yaptıktan sonra siyaset yasağı getirilmesi bir anlamda ABD başkanlarının iki dönemden fazla başkanlık yapamaması kuralını akla getiriyor.
Yürütmenin en üst makamı olarak görünen cumhurbaşkanının yetkilerini hükümetin başı olan başbakan ve bakanlar kuruluna bırakması da önemli. Bunun yanında yasama görevini yürüten meclisin daha da etkinleştirilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması için yapılacak düzenlemeler de Türkiye adına ümit verici. Kuşkusuz metinde eksik kalan yönler de var. Ama mevcut haliyle bile bu metin Türkiye’yi saplandığı bataklıktan kurtarabilecek nitelikte.
Millet İttifakı, parlamenter sisteme dönüş metni olarak görülebilecek anayasa değişiklik taslağından iyi bir sınav verdi. Peki, aynı sınavı cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde verebiliyor mu veya verebilecek mi? Bu konuda 6’lı masada yaşanan kısmı gerginlikler zaman zaman endişeye neden oluyor. Şu ana kadar adayın belirlenmemiş olması Millet İttifakı’nı destekleyen seçmen bazında biraz bıkkınlığa neden olmuş durumda. Bu da insanlarda ümitsizliğe ve yorgunluğa yol açıyor. İnsanlar ister istemez “parlamenter sisteme dönüş konusunda bu kadar güzel bir duruş sergilenmiş ve bir anayasa değişikliği metni ortaya çıkarılmışken bütün birikimler cumhurbaşkanı adayının belirlenmemesi ile heba olur mu?“ Endişesi taşıyor. Hasılı Millet İttifakı seçmeni artık cumhurbaşkanı adayını görmek istiyor. Bu işin bir tarafı…
İşin başka bir tarafı ise yaşanan adaylık tartışması… Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Kamuoyunda garip garip isimler dolaşıyor. Kimisi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın ismini gündeme getiriyor kimisi de CHP kökenli AKP’li eski Bakan Ertuğrul Günay… Bu isimlerin adaylığının gerçekleşeceğine ihtimal vermiyorum. Ağır bir tespit olması amacıyla yapmıyorum ama hem Kılıç hem de Günay’ın Cumhurbaşkanlığı Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından farklı bir profil çizmez. Onların adaylığı Ekmelettin İhsanoğlu adaylığından da ileri gitmez. Toplumda bir sinerji oluşturacak aday olarak değerlendirmiyorum bu isimleri. Bu şahıslara karşı kişisel takdir hislerim ayrı.
“Kazanabilecek aday” formülü ile yola çıkan Millet ittifakı’nda son dönemde adaylık konusu CHP lideri Kılıçdaroğlu üzerinden dönüyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin ittifak içinden eleştirisel yorumlar var. Daha önceki yazılarımızda DEVA Lideri Ali Babacan ve Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu kadar İYİ Parti izinde ülkücü kökenli milletvekilleri Yavuz Ağıralioğlu ve Koray Aydın gibi isimlerin Kılıçdaroğlu’na her durumda karşı duracaklarını yazmıştık. Son yaşanan tartışmalar bizi haklı çıkarıyor. Ağıralioğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu eleştirisi o kadar ileri boyuta taşındı ki CHP sözcüleri üstü kapalı olarak Akşener’den Ağıralioğlu’nun kulağını çekmesi istedi. Bu da yanlış! Kulak çekme yöntemi AKP ve MHP’de çok görünün kötü bir siyasi alışkanlık. CHP Grupbaşkanvekili’nin sözlerini edilmemiş kabul etmek gerekiyor. Zira bu sözler rayından çıkmış Türkiye’yi yeniden rayına oturtma ilkesi ile yola çıkmış bir partinin temsilcisine yakışmıyor. Bence Kılıçdaroğlu bu sözleri ifade eden CHP’li Grupbaşkanvekilini daha temkinli olması konusunda uyarmalıdır. Kaldı ki İYİ Parti’den kime karşı ne tür bir açıklama gelirse gelsin bu açıklamalar ancak o parti içinde değerlendirecek bir husustur. Kısacası şu ki aday kim olursa olsun ve hangi yöntemle belirlenirse belirlensin Millet İttifakı, Cumhurbaşkanı adayı biran önce netleştirmeli. CHP ve İYİ Parti’den adayın Ocak 2023’te belirleneceğine ilişkin bilgiler geliyor. Umarım bu tarih geç olmaz. Hadi nostalji olsun; Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıl dönümü olan 27 Aralık’ta belirlesinler Cumhurbaşkanı adayını… Benim önerimde bu yönde!
TBMM’DEKİ ÇOĞUNLUK ÖNEMLİ
Gelelim bir başka konuya… Cumhurbaşkanı’nın seçilmesi kadar TBMM’de sayısal çoğunluğun hatta Anayasa’yı değiştirecek olan (400 milletvekili) oranın sağlanması da Millet İttifakı açısından çok önemli. TBMM verilerine göre Meclis’te CHP 134, İYİ Parti 37, DP 2, SP 1 milletvekiline sahip. HDP’nin ise 56 milletvekili bulunuyor. Millet İttifakı’nı oluşturan CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi ile HDP’nin Meclis’te çoğunluğu oluşturamıyor. Millet İttifakı’nın Anayasa değişikliği ile parlamenter sisteme geçebilmesi için TBMM’de çoğunluğu alması gerekiyor. 600 milletvekilli TBMM’de Anayasa değişikliği (Anayasa 175’nci madde) 400 milletvekilinin desteği ile mümkün. Meclis’te bu sayı 360-400 arası çıkması halinde iktidar bu değişiklik teklifini halkoyuna götürebiliyor. Millet İttifakı ayrıca meclisten yasaları çok rahat bir sayıya ulaşması için 600 milletvekilinin yarısından bir fazlası olan sayı yani 301 milletvekilinin kazanılması gerekiyor.
Burada biraz gazetecilik kulisi vereyim: CHP ve İYİ Parti, 24 Haziran 2018 seçimlerinde olduğu Haziran 2023 seçimlerine de kendi parti isimleri (ittifak yapmadan CHP veya İYİ Parti ismi altında seçimlere girme) ile katılacak. CHP ve İYİ Parti aynen 2018 genel seçimlerinde ve 2019 yerel seçimlerinden olduğu gibi güçlü oldukları illerde birbirlerini destekleyecekler. CHP ve İYİ Parti arasında 2018 yılında yaşanan ancak uygulanamayan seçim bölgelerinde ortak hareket etme stratejisi güncellendi.
CHP’den Oğuz Kaan Salıcı ve İYİ Parti’den Şenol Suat tarafından yürütülen çalışmaya göre öncelikli olarak CHP ve İYİ Parti’nin oy oranın çok düşük olduğu iller belirlendi. Buna göre CHP’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde (Urfa, Mardin, Hakkâri, Van, Bitlis, Siirt, Batman, Adıyaman, Erzurum ve Erzincan gibi iller ) oy oranlarının oldukça düşük olduğu tespiti yapıldı. Bunun yanı sıra CHP’nin hiç milletvekili çıkaramadığı iller (Bayburt, Aksaray, Rize, Isparta, Çankırı, Düzce ve Gümüşhane) belirlendi. Benzer şekilde İYİ Parti’nin de Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi illerinde oy oranın oldukça düşük olduğu tespiti yapıldı. İYİ Parti’nin oy oranı Karadeniz bölgesi illerinde (Trabzon, Rize, Kastamonu, Zonguldak, Bartın, Sinop, Çankırı ve Giresun) de düşük. CHP ve İYİ Parti il bazında yapılacak değerlendirme sonrasında özellikle her iki parti açısından oy oranı en düşük illerde hangi parti lehine hareket edileceği de belirlenecek. İlk tespitlere göre Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesi illerinde iki partinin bir seçim ittifakı yapmaması buna karşın Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde seçim işbirliğinin yapılması ilkesel olarak kabul görüyor. Bu konuda yazacak çok şey var ama önce cumhurbaşkanı adayının ortaya çıkması hem de ittifakla ortaya çıkması gerekiyor.