Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Pulur'un, yazılarından intihal yaptığı Hamburg Eyalet Mahkemesi kararıyla kesinleşen Gazeteci Yazar Nazmi Kavasoğlu, "Beş yıl boyunca Hasan Pulur'dan bir özür yazısı bekledim ama o buna yanaşmadı." dedi.
İstanbul'da, Doğan Yayın Grubu'nun karar merciindeki etkili isimlerine de konuyu arz ettiğini belirten, Alman Liyakat Nişanı sahibi Kavasoğlu, bu girişiminin de cevapsız bırakıldığını söyledi. Şimdi Hamburg Yüksek Eyalet Mahkemesi'ne gidecek olan Kavasoğlu, ayrıca Milliyet'in yayınlandığı İngiltere, Avusturya, Hollanda, Belçika, Almanya, Fransa ve Türkiye'de tenfiz davası açacak.
Pulur'un, ne mahkeme kararından önce ne de sonra kendisiyle görüşmediğini hatırlatan Kavasoğlu, yedi ülkede 5 biner Avro'luk maddi tazminat davaları açacağını söyledi. Pulur'un avukat ve mahkeme masraflarını da ödeyeceğini açıklayan Kavasoğlu, avukatlarının belirlediği oranda manevi tazminat davası da açacaklarının altını çizdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 'Uluslararası Multidisipliner Kadın Kongresi' kapsamında İzmir'de bulunan Nazmi Kavasoğlu, CİHAN'a konuştu.
Hasan Pulur'un yazılarından intihal yaptığını, kendisinin de üyesi olduğu merkezi ABD'de bulunan bir medya takip ajansından öğrendiğini kaydeden Kavasoğlu, "Bana Milliyet Gazetesi'nin duayen yazarı Hasan Pulur'un, yazılarımdan intihal yaptığını saptadıklarını söylediler. Bu ajans, dünyada farklı dillerdeki yazıları karşılaştırıyor ve araştırıyor. Konuyu barışçıl yollardan çözmek için çok uğraş verdim. Pulur ise haber yapan gazetecilere, beni tanımadığını söyledi." dedi.
Alman mahkemesi, Pulur'un Berlin'de yayınlanan 1 milyon 340 bin tirajlı Abentblatt gazetesinde Türkçe yazılar kaleme alan Nazmi Kavasoğlu'nun yazılarından 'aşırma' yaptığını saptamıştı. Mahkeme, Kavasoğlu'nun Aralık 2008 tarihinde açtığı davada, 28 Ağustos 2009'da gerekçeli kararını vermişti.
Mahkeme, Kavasoğlu'nun Berliner Abendblatt gazetesinde 14.07.2004, 21.07.2004, 04.08.2004, 11.08.2004, 18.08.2004 ve 01.09.2004 tarihlerinde yayımlanan 6 yazısı ile Pulur'un, 'Bizden Olanlar' ismini verdiği ve Türk insanını değerlendirdiği 18 Eylül 2005 ve 30 Ekim 2005 tarihli yazıları arasında benzerlikler tespit etmişti. Pulur, 500 Avro tazminat ödemeye mahkûm edilmişti.
Kavasoğlu, bu aşamadan sonra Hasan Pulur'un özür dilemesinin de süreci değiştirmeyeceğini ifade etti. Kavasoğlu, "Vakti vardı. Haberler saldım ve bekledim. Doğan Grubu'nda patron konumundaki kişilere durumu anlattım. Tepki göstermediler, hâlâ ilgilenecekler." diye konuştu.
POLİTAKAYA ATILMAK İSTİYOR
Alman televizyonlarının ortaya çıkardığı bir 'saklı Bülent Ecevit' videosunda, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in kendisine övgü dolu ifadeler kullanmasından cesaret alan Nazmi Kavasoğlu, politikaya atılmak istiyor. Berlin ziyaretinde Ecevit'in, "Eğer bana demokrasiyi, sosyal demokrasiyi sorsaydınız, bu felsefenin özelliklerini, derinlik ve güzelliklerini bize anlat deseydiniz, Sayın Nazmi Kavasoğlu kadar güzel anlatamazdım." dediğini hatırlatan Kavasoğlu, eski başbakanın kendisini lider olarak saptadığını iddia ediyor.
Dünyada, 1989'dan sonra çok büyük değişimler olduğunu ve Türkiye'deki siyasetçilerin büyük bölümünün bu değişimi okuyamadığını kaydeden, aynı zamanda politika danışmanı olan Kavasoğlu, "Bu değişimi tek anlayan politikacı Tayyip Bey oldu." diye konuştu.
Muhalefetteki partilerin liderlerinin yerel kaldığına dikkat çeken Kavasoğlu, şunları söyledi: "Dünyayı okumadan, olayları izlemeden, içine sindirmeden, projeler önermeden iktidara sadece ret, 'istemezük' mantığıyla davranmak hiçbir zaman muhalefet değildir. Muhalefet, iktidardan çok daha zordur. Projeleri inandırıcı bir şekilde iktidarın önüne koymak zorundasın ki onlar da yararlansın ama Türkiye'de yok etme, ret, istemezük mantığı var."
Türkiye'de muhalefet partilerinin liderlerinin hem şef, hem davulcu, hem de kemancı olmaya çalıştığına dikkat çeken Kavasoğlu, 'Solda Lale Devrimi' projesi bulunduğunu söyledi. Projesini bütün insanları ırklarına, dinlerine, dillerine bakmaksızın kucaklayan, dünyadaki değişimleri kavramış, Türkiye'nin kanat takmasına gerçekten inanmış, namuslu, dürüst adamların bir araya gelmesi şeklinde anlatan Kavasoğlu, şöyle konuştu: "Tayyip Bey'e hakaret eden değil, yanlışı doğruyu gösteren, rakamlarıyla sunabilen hareket ancak başarıya ulaşabilir. Bunun için de şu an için dünyayı en iyi okuyan Tayyip Bey'dir."
"DÜNYADAKİ GELİŞMELER, DEMOKRATİK AÇILIMI ZORUNLU KILIYOR"
Nazmi Kavasoğlu, ayrıca, dünyadaki gelişmelerin demokratik açılımı zorunlu kıldığına işaret etti. Türkiye'nin daha fazla demokratikleşmek zorunda olduğunun altını çizen Kavasoğlu, ülkede demokrasi problemi olduğunu ifade etti.
"Cumhuriyetçiler Türkiye'de cumhuriyetin kaymağını yiyerek, boğazda Osmanlı veziri gibi rakılar içerek gitmedikleri, görmedikleri yerlere şiirler düzdüler, öyküler yazdılar." diyen Kavasoğlu, şöyle devam etti: "Gitmediğin köy senin olur mu ? Yol, eğitim, iş, umut götürürsen, Kürtlüğünü de Aleviliğini de unutur insanlar ve insanlığını hatırlar. İnsan olarak saygın bireyler haline gelirler. Cumhuriyetçiler hiçbir zaman Anadolu'ya gitmemiştir. Gider gibi yapmıştır ama gitmemişlerdir."
Bütün ırklardaki insanların yaşadığı Amerika'da kime sorsanız, siyahı, beyazı, sarısı herkesin, 'Amerikalıyım' dediğini hatırlatan Kavasoğlu, bu birlikteliğin, Türkiye'de de sağlanması adına demokratik açılımın desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. (CİHAN)