Miraç Kandili'nde yapılacak ibadetler... Bu gece mübarek Miraç Kandili. Bu geceyi nasıl geçirmeliyiz?
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Miraç hakkında “Ben Miraç’tan daha güzel bir şey görmüş değilim.” buyuruyor. Yıl içindeki beş kıymetli geceden biri olan Leyle-i Miraç’ı bir milat kabul ederek hayatımızı taçlandırmalıyız.
Bu gece, bir Miraç Kandil'ini daha idrak etmenin huzur ve mutluluğunu yaşayacağız. Cenab-ı Hakk’ın “Biz seni ancak âlemlere rahmet olasın diye gönderdik.” buyurduğu mübarek Zat’ın bütün insanlığı temsilen huzurda bulunduğu zaman dilimi. Recep ayının 27. gecesi, 14 asır önce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Miraç’a çıkmasıyla birlikte; mana âleminde yükselmeyi, insanın aklını ve idrakini zorlayan nice üst derecelere ulaşabileceğini, gönül, ruh temizliği ve ahlaki erdemlerin herşeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılıkla kazanabileceğini hatırlatıyor. Miraç’ın bize en büyük armağanı olan ve Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından “bizim miracımız” olarak tarif buyurduğu ‘namaz’ ise iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade ediyor.
O devirde müşrikler Müslümanlara boykot ilan etmişti. Alışveriş yapılmayacak, kız alıp verilmeyecekti. Bu yüzden Müslümanlar çok zor duruma düşmüştü. İşte tam bu sırada Miraç hadisesi zuhur etti: “Ey Habibim! Ben gökte yıldızlara, yerde canlılara hâkimim. Seni ihmal etmem mümkün değil.”
Miraç, mana olarak merdiven, yukarı çıkmak ve yükselmek anlamlarını ifade ediyor. İslam literatüründe ise Kâinat Serveri’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) göğe yükselmesi, mekandan münezzeh olan Allah’ın huzuruna kabul edilmesi olayı. Miraç hadisesi iki aşamadan oluşuyor. Birinci safhada, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya (Kudüs) götürülür. Kur’an-ı Kerim’in İsra Sûresi’nin 1. ayetinde de zikredilen bu aşama, gece yürüyüşü anlamına gelen ‘İsra’ adını alıyor. İkinci sırayı ise Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Mescid-i Aksa’dan Allah’ın (cc) huzuruna yükselişi oluşturuyor.
‘Buradan bir parmak ucu geçersem yanarım’
Sahih-i Buhârî’de yer alan hadis-i şerife göre Miraç hadisesi şöyle gerçekleşir: Bir gece Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Kâbe’nin avlusunda (diğer bazı rivayetlerde amcasının kızı Ümmühânî’nin evinde) ‘uyku ile uyanıklık arasında bir durumdayken’ Cebrail (as) yanına geldi. Göğsünü açarak kalbini zemzemle yıkadı. Sonra Burak denilen bir binek üzerinde onu Kudüs’e götürdü. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) imam olarak diğer peygamberlere iki rekatlık namaz kıldırdı.
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Kudüs’te kurulan bir Miraç ile Cebrail (as) ile birlikte göğe yükselmeye başlar. Semanın bütün tabakalarına uğrar. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim karşılar Kainatın Efendisi’ni. Cebrail (as) ile birlikte yükseliş Sidretü’l-Münteha’ya (hudut ağacı) kadar sürer. Cebrail, “Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım.” diyerek orada kalır. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürür. Bu yükselişte, Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede eder. Sonunda Allah’ın huzuruna kabul edilir. Mekândan münezzeh olan Allah Teâlâ ile Kur’ân-ı Kerim’in ‘âlemlere rahmet’ olarak gönderdiğini buyurduğu Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) arasında gerçekleşen buluşmada Habib’ine, kendisine şirk koşmayanların Cennet’e gireceği müjdelenirken, Bakara Suresi’nin ‘Âmene’r-resûlü...’ şeklinde başlayan son iki ayeti de hediye olarak verilir. Son olarak, İslam’ın temel ibadetlerinden beş vakit namaz farz kılınır.
‘Bu gecede kazanç birden bine çıkar’
Bediüzzaman Said Nursi, Leyle-i Miraç’ın ikinci bir Kadir Gecesi hükmünde olduğunu beyan ediyor: “Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar.” “Namaz, her şeyiyle halis bir ibadet ve miraç için yegane vesile, sonra da Allah Resulü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) gökler ötesi seyahatin en son noktasında tevdi edilen İlâhî bir armağandır. Bu armağan içinde herkese kılacağı namazı ölçüsünde bir miraç mukadderdir.” ifadelerini kullanan Fethullah Gülen Hocaefendi de Miraç’ın esas armağanının namaz olduğunu dile getiriyor.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Akgül, bu geceye ulaşanların namazı merkeze almalarını ve kaza namazlarını eda etmelerini tavsiye ediyor: “İsra Sûresi, ideal insanı, ideal kulu ve ideal toplumu ayakta tutan temel nitelikleri anlatır. Bu gecede, Allah’a ortak koşmama ve kulluk, anne-babaya karşı güzel davranış, toplumun birbirine karşı vazifelerini ifade eden çalmama, öldürmeme, başkası hakkında kesin kanaat sahibi olmadan herhangi bir bilgiyi başka bir şahsa ulaştırmama, komşuluk hukuku, insanı birbirinden uzaklaştıran kibir, gurur ve emanete saygı gibi ilkeler üzerinde düşünmeli.”
Hem şahsi hayatımızda hem toplumsal hayatımızda diriliğe ve canlılığa kavuşmak, çevremize de hayat nurları saçmak için ibadet hayatımıza hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bu ibadetlerin en başında da Nebiler Sultanı tarafından ‘dinin direği’ olarak tanımlanan ‘namaz’ var. Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, namaz ile imanı eşdeğer tutmuş. Bunda da Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza dair tahşidatlarının tesiri çok büyük. Hz. Câbir’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Efendimiz şöyle buyuruyor: “Kişiyle şirk ve Allah’ı inkâr arasında namazın terki vardır.” Yani, insanın küfür ve şirke karşı en büyük savunucusudur namaz. Namazın terkiyle bu kalkan ortadan kalkar ve insan her an şirk ve küfür virüslerinin hücumlarına hazır hale gelir. Namazın önemine dair Abdullah ibni Amr Hazretleri’nin naklettiği şu hadise kulak vermek yeterli: “Adamın biri, Peygamber Efendimiz’e gelerek amellerin en değerlilerini sormaya başladı. Allah Resûlü, adamın ilk sorusuna:
-Namazdır, dedi.
-Sonra hangisidir?
-Yine namazdır.
-Sonra hangisidir?
-Yine namazdır.
Adam aynı suali dördüncü kez sorunca Efendimiz:
-Allah yolunda cihâd etmektir, buyurdu.”
Mübarek gecelerde yapılan dualar daha kabule şâyân. Bu yüzden, Miraç Kandili’nde zaman israfından kaçınarak ibadet halinde olmalı ve kendisine, yakınlarına, Müslüman âlemine hatta tüm insanlığa dua dua yalvarmalı. El açıp Yüce Yaradan’a iltica etmek tek yolumuz. “Ya Rabbi, bize Peygamberimiz’in yolunda gitmeyi, Kur’an-ı Kerim’i anlamayı ve ona göre yaşamayı nasip et.” yakarışları da mutlaka olmalı.
Miraç’tan gelen manevî hediyeler
*İsra Sûresi’nin 22-39. ayetlerinde bahsedilen 12 İslâm prensibi.
*İyi amele niyetlenen kişiye -onu yapamasa bile- bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı, fakat kötü amele niyetlenen kişiye -onu yapmadığı müddetçe- hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesi.
*Miraç gecesi, Allah ile karşılıklı selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki ‘Et-Tahiyyâtü’ olarak bütün namazlarda teşehhütte okunuyor. Böylece Miraç’ta Allah ve Resulü arasındaki o kutlu konuşma hatırlanıyor.
Bu gece nasıl idrak edilmeli
*Kur’ân-ı Kerim’i anlayarak okumalı. Özellikle İsra Sûresi, Necm Sûresi ilk ayetleri ve Bakara Sûresi son ayetleri tefsirleriyle birlikte okunabilir.
*Manevî hayatta diri kalabilmek için dinî içerikli okumalar yapılabilir.
*Peygamber Efendimiz’e (sas) salât ü selâmlar getirilmeli.
*Cevşen, Esmaü’l-Hüsna ve evrad ü ezkar ile meşgul olmalı.
*Kazalar, nafile namazlar kılınmalı.
*Tefekkürde bulunulmalı.
*Geçmişin ve nefsin muhasebesi yapılmalı.
*Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli.
*Peygamber duaları tekrarlanmalı. Mü’min kardeşlerimize ismen dualar edilmeli.
*Yakın çevre, akraba ve arkadaşlar arasındaki küslükler ortadan kaldırılmalı.
*Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet yapılabilir.
*Hastalar, yaşlılar ziyaret edilebilir.
FEHMİ UR - ZAMAN